17. BÖLÜM

7.4K 340 231
                                    

Bölüm şarkıları:

Joji, Glimpse Of Us

Berk Baysal, Armağan

17. BÖLÜM

Hiçbir şeyin sebepsiz olmadığını biliyordum. Mesela Efe, onun hayatında olmamın sebebi olduğu gibi onunda benim hayatımda olmasının sebebinin var olduğu biliyordum. Sadece zamanın olduğunu biliyordum. Efe, karşımda bana gülümseyerek bir şeyler anlatıyordu ama aklım o kadar başka yerlerdeydi ne dediğini anlamıyordum. En son elini bana doğru salladığında kirpiklerimi kırpıştırarak ona baktım.

"Burada mısın sen?" diye sordu, yüzündeki nazik gülümsemesiyle. Alık alık ona baktığımda kaşları çatılır gibi oldu, bakışları ciddileşti. "Rana?"

"Buradayım," dedim, soluk bir sesle. "Sadece bir an dalmışım, kusura bakma. Sen ne anlatıyordun?"

Gözbebekleri titredi Efe'nin ama yine de duruşunu bozmadan masanın üzerinde olan elimi tuttu. "Seni." Dedi, öylece. Rahat haline kaptırdığı nefesi boğazımda girdap oluşturdu. "Bizi." Durdu. "Aramızda geçenleri."

Kaşlarım usulca kalkarken dudaklarımı dilimle ıslattım. Açıkçası ne diyeceğimi bilmiyordum. Onun bana düşkünlüğü her geçen gün ona karşı olan endişelerimi artıyordu. Yara bere içinde bir kızdım ve o, bu kızı iyileştirmek isteyen erkekti gözümde. "Efe," dedim merak içinde. Elimin üstündeki eline, elimi çevirerek tutunarak karşılık verdim. "Masallara inanır mısın? Ya da mucizelere? "

Orman yeşillerinde birer parıltı geçti. "Masallara inanmam ama mucizelere inanırım. Masallar birer avutmadan ibaretken mucizeler umut besleyici bir öğün gibi. İkisi çok farklı."

"Yani mucizelere inanıyorsun."

"Elbette." Dedi, kesin bir dille. "Sende kanıtısın işte."

Dudaklarım hemen kıvrıldığında gülüşümü saklamak için başımı eğdim. "Bak ya..." dedim, utanarak. "Her şeyi abartıyorsun. En çokta beni."

"Benim için sıkıntı yok, yapılması gerekeni yapıyorum." Başımı kaldırıp ona baktığımda orman yeşillerindeki sarmaşıkları gözlerimi sardı. Topraklarıma filiz verdi. "Bakma bana öyle, sen kendini sevmesen bile ben seni çok seviyorum. Aklının, kalbinin alamayacağı kadar çok seviyorum. Şimdi bana bu konuda 'Saçmalama Efe,' tarzı cümleler kurma."

En son cümlede sesini bana benzeterek yaptığında kıkırdadım. "Tamamdır anlaşıldı kaptan." Dediğimde yanımıza hızla sandalyeyi çekerek oturan Verda'ya kaydı gözlerim.

Sarı saçları tek balıksırtı örmüştü. Sinirle oturduğu için örgülü saçı sağ omzundan aşağıya doğru sallanmıştı. Elinde kağıt bardakta olan kahvesini dudaklarına götürdü. Ardından kaşlarının altından bize baktı. "Ne bakıyorsunuz öyle?" diye sordu asabi bir sesle.

Ben bir şey demezken Efe elini, elimin üzerinden çekerek sandalyede gerisi doğru yaslandı. Ardından kollarını göğsünde birleştirerek kaşları ukalaca kaldırıp Verda'ya baktı. "Bilmem, sence neden öyle bakıyoruz?" diye karşılık verdiğinde soğuk hava aramızda yavaşça esti. Dışarıda masalı kameylerde oturduğumuzdan soğuk havayı buram buram hissedebiliyorduk.

Verda elindeki kağıt bardağı yavaşça masaya bıraktığında derin bir nefes aldı. "Öğleden beri sizi arıyorum. Yoksunuz ve haberde vermiyorsunuz. Evet, buna zorunda değilsiniz ama benim bu okulda sizden başka arkadaşım yok. Aramızda oluşan bağa dayanarak da ister istemez hem sinirlendim hem kırıldım." Dedi, kendi duru bir şekilde ifade ederken. Mavi gözleri benim üzerime çevrildi. Nemliydi. "Rana, benim için değerli olmasanız bu kadar tepki vermem. Hatta vermeyecektim ama duygularım, bedenimi ele geçirdi."

Orkideler AçtığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin