1. BÖLÜM

57.1K 1.7K 1.5K
                                    

22.02.2023 🌸

Oy atıp ve yorum yapmayı unutmayın olur mu?

Keyifli okumalar dilerim.


Cihan Mürtezaoğlu, Bir Beyaz Orkide

1. BÖLÜM

Dalgın adımlarım her adım attığımda aksıyordu. Soğuk hava burnumu iyiden iyiye tıkamış, hasta olmam için yol açmıştı. Büyük hasta olacaktım kesin. Ama ne önemi vardı ki? Okula yaklaştıkça yutkunmalarım artıyordu.

Gitmek istiyordum artık buradan, bu şehirden, her yerden.

Kimsenin beni tanımadığı bir yerde, tekrardan başlamak istiyordum. Bana hiçmişim gibi bakan insanlar arasında durmak istemiyordum.

Sıkılmıştım, bıkmıştım, tükenmiştim.

Kimseye güvenmiyordum bu okulda. Dört senedir eğitim gördüğüm, günümün yarısını onlarla geçirdiğim halde bir tane güvendiğim kimse yoktu. Tek başımaydım.

Kimsesiz gibiydim.

Kafama geçirdiğim montun kapüşonunu başımdan çıkardım. Kabarık saçlarımın elimle düzelttim. Okula gelmiştim artık. Ya da benim sessiz cehennemime. Gözlerim sımsıkı yumup bugünün hemen geçmesini diledim.

Yine insanların gözü üzerimdeydi. Bana bakıyorlardı ama beni görmüyorlardı. Yok sayılmaya veya yok saymaya alışır mıydı insan? Alışmıştım ben, zamanla. Geçmek bilmeyen zamanla.

Kaburgamın altında atan kalbim dursun istediğim günlerim oldu. Durmadı, insanlar gibi. Elimi göğsüme koydum. Atıyordu, güm güm diye. Neden atıyorsun kalp? Amacın ne?

Susmuyordu. İnsanlar gibi.

Başımı kaldırıp o tabelayı okudum. AKAY KOLEJİ. Herkese bir şey olan ama bana cehennem olan yere adımı mı attım. Merdivenden çıkarken oldukça hızlı ve dikkatliydim. Vücudumun bir kişiye bile değmesini istemiyordum. Kimseden sabahın köründe tonlarca hakaret duymak istemiyordum.

Ben kendimi istemiyordum.

Yorgundum. Bu yaşta yaşlı bir ruha sahiptim. Ölüm yakın mıydı bana?

"Şşşthh baksana bir sen." diye bir ses duyduğumda yutkundum. Hayır, bakmayacaktım. Hayır, bunu kendime yapmayacaktım.

"Sana diyorum!"

Adımlarım hızlandı.

"Kızım!"

Arkamdan seslenmeye devam ediyordu ses. Sesin sahibi nasıl tanımazdım. Yüzyılın zorbacısı, Ela Kaya.

Sonunda koluma sarılan sert bir elle durmak zorunda kaldım. "Efendim." Dedim, sanki biraz önce onu duymazlıktan gelen ben değilmişim gibi.

Yeşil gözleri yüzümde dolandı. Baktı. Baktı. Baktı. Sonra tiksintiyle yüzünü buruşturdu. "Sen yüzünü yıkamıyor musun?" dedi benden iğrendiği belli olan bir sesle.

Oysa her sabah kalkar kakmaz ilk yüzümü yıkardım. Ne vardı yüzümde bu kadar iğrendirecek?

Sivilceler...

"Kimse sana sindirellaya dönüş demiyor ama şu yüzüne de bak be kızım. İğrençsin. Göz zevkimi bozuyorsun. Sırf bunun için bile dava açabilirim sana." Dedi kahverengi saçlarını arkaya atarken.

Sustum. Bitsin istedim. Bitirsin ve ben kendi mahzenime döneyim.

"Konuşsana!" diye sesini yükseltti. Sonra güldü, sanki gülünecek bir şey varmış gibi. "Dilini mi yuttun?"

Orkideler AçtığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin