18. BÖLÜM

6.7K 336 171
                                    

Önce oylarınızı göreyim, ardından okurken lütfen bol bol yorum yapın olur mu?

Bölüm şarkıları:

Sezen Aksu, Seni Kimler Aldı

Cem Kısmet - Pilli Bebek, Kızım

Oya - Bora, Bana Bir Masal Anlat Baba

(LÜTFEN ŞARKILARIN HEPSİNİ DİNLEYİN)

18. BÖLÜM

İnsanlar değişebilir miydi?

Genelde iyi insanların kötü insanlara dönüşebildikleri hakkında kesin bir yargı vardı ama peki kötü insanların iyi insanlara dönüşebilmesi mümkün müydü? Buna soruya her zaman olumsuz bakılıyordu. Belki de haklılardı, kötülük değişmezdi.

Terden sırılsıklam olmuş bir halde ona baktığımda kahverengileri üzerime toprak attı. Acıyordu bana. "Bu kadar mı?" diye sordum mırıldanarak. "Doğru dürüst bir cevabın bile yok mu?" Acıdan yanan gözlerimden birer damla aktı. Gözlerimi sımsıkı kapattığımda gök yarılırcasına gürledi. "Ben..." diye fısıldadığımda göğsümde bir feryat yükseldi kara bulutların hâkim olduğu gökyüzüne.

Gözlerimi tekrardan açtığımda bir damla daha yüzümü sertçe okşadı. Ama bu gözyaşım değildi, bu yağmurdu. Gri ve karanlık havayla buluşan bakışlarımı yavaşça ona döndürdüm. Eli hala havadaydı, sanki bana her an müdahale edebilecek kadar hazırlıklı olması gerekiyormuş gibi. Hissiz yüzünde tek bir mimik bile oynamıyordu. "Artık kendine gel." Diye konuştu sakince. Bu kadar sakin olmasını sinirleniyordum. Ama neden? Sonra bakışları yüzümde dolaştı arsızca. "Şu hale bak," dedi tükürürcesine. "Neyin var senin? Neden karşımda her bayılacak gibi acı çekiyorsun?"

Gülmek istedim, dudaklarım yaralandı. "Neden dersten çıkıp peşimden geldin?" Madem o cesur olmuyordu, ben olurdum o zaman.

Yüzü gelen soruyla sekteye uğradı, dalgalanan kahverengi gözlerinde kendimi gördüm. "Senin için çıktığımı nereden çıkardın?" diye sordu gayriihtiyari bir tavırla. Erkeksi bir gülüş oluştu yüzünde. "Harbi sağlam kuruyorsun kızım sen. İşim çıktı ve dersten de sıkılmıştım, çıktım. Bu kadar."

"Bu kadar." Diye fısıldadım, onun sesini tekrarlayarak. "Öyle olması gerekiyor zaten." Diye konuştum ardından. Yüzüme yapışan saçlarım beni rahatsız ediyordu. Bir yandan da artan regl ağrım beni her an bu yer yer ıslanan kaldırıma boylu boyu uzandıracaktı. "Tamam şimdi git." Dedim, bir kez daha ağrı karnıma çok kötü saplanırken. Konuşurken soluk soluğa kalmış, yüzümü yıkamışım gibi terlemiştim. Hala karşımda öylece dikildiğini gördüğümde derin bir nefes verdim ve tek kaşımı kaldırdım. "Ne duruyorsun, gitsene."

Dilini ağzının içinde yavaşça yuvarladıktan sonra bana doğru bir adım attı. Ona şaşkınlıkla bakarken kaşlarını kaldırdı. "Ne?" Birkaç adım daha attı ve yanımda bitti tam. Ondan gelen koku burnumdan hemen giriverdi.

Arkama geçtiğinde, "Ne yapıyorsun?" diye soludum.

"Yardım ediyorum." Bunu o kadar kısık bir sesle söylemişti ki ondan bu sesin ondan çıktığına bin şahit isterdi. "Sende bana yardım et ve işimi kolaylaştır." Ellerinden biri tırtıklı duvara yasladığım koluma gitti. Onu oradan uzaklaştırdıktan sonra diğer elimi belini eğerek omzuna attı. Uzun boyu yanında oldukça kısaydım. Diğer eli kalın belime gittiğinde hem kendimin hem onun kendisinin kastığını gördüm. Elleri sertti, hisleri çelik gibiydi. Yüzü tepkisiz gibi dursa da şu an bana dokunduğu için rahatsızdı. "Rahatsız olursan bile yapabileceğim bir şey." Diye homurdandı huysuzca elini belime yerleştirdiğinde.

Orkideler AçtığındaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin