Burçak mağrur bir ifadeyle valizlerini taşıyan kumral uzun boylu ve alev mavisi gözlü adama bakındı. İlker'e benziyordu lakin simasında ve çehresinde farklı bir şeyler vardı. Alev mavileri sevgilisinin gözleri kadar donuk değildi. Daha canlı bir mavinin tonundaydı. Esmer değildi aksine kumraldı. Kirli sakallara bile yer vermeyen temiz tıraşlı ve özenli bir hali vardı sivri çenesinin keskin hattı belli olurken.
İlker'in odasının önüne geldiğinde tiksintiyle yüzünü ekşitip valizi yerine koydu Öncü.
Karamela rengi saçlarını omzundan savuran oğlan dudaklarını birbirine bastırıp sıcak bir gülüşle kahve badem biçiminde gözlerini dikti Öncü'nün mavilerine. "Teşekkür ederim."
Öncü ise karamela rengi saçları ve badem gözleriyle dikilen oğlanı ölçer ve tartar bakışlarla birlikte süzdü. Onun iliklenmemiş süt beyazı tenini gözler önüne seren çiçekli gömleğine bakınıp kaş çattı. Çıplak bacaklarına ve ince ayak bileklerine biraz bakınıp yeniden surat ekşitti. "Bana bir iyilik yaparsan ben de sana teşekkür ederim."diye mırıldandı Öncü aşağılar bir tavırla.
"Anlayamadım?"dedi Burçak saçlarını gelişigüzel bir at kuyruğu yaparken zarif el bilekleriyle tokasını çevirdi iki tur. "Elimden gelen bir şeyse elbette size yardım ede..."
"Ne kadar istiyorsun?"dedi cebinden çek defterini çıkaran Öncü oğlana ters bir bakış atıp mavileriyle süzerken.
"Anlayamadım sizi ?"
"Bu evden gitmek için ne kadar istersin ?"diye mırıldandı Öncü dişleri arasından sinirle.
"B-Ben."dedi Burçak irileşen kahveleri kısılırken. "Neyi ima ediyorsunuz?"
"Varoşlardan gelme, yapışık herkes için geçerli bir şeyi ima ediyorum. Ailemden uzaklaşman için ederin kadar miktarı!"
"Ben.."diye tısladı Burçak titrek dudakları ve sıktığı yumruklarıyla. "Ben bir fahişe değilim benimle böyle konuşamazsın! Ağzınızı toplamazsanız bunu ağabeyinize..."
"Abim seni.."diye fısıldadı Öncü. "Becerip,sıkılacak ve bir köşeye atacak."
"Siz!Siz delirmişsiniz..Bu ne iğrenç bir ima."diye şaşkınca araladı Burçak ağzını ve ağladı ağlayacak bakışlarla süzmeye devam etti Öncü'yü.
"Kendine güzel bir hayat kurmak için İlker'e ihtiyacın yok. Çok sürse bir haftaya ya seni aldatacak ya da terk edecek."diye mırıldandı Öncü. "En azından canın yanmadan gidersin."
"Tehdit mi bu?"dedi Burçak alayla.
"Rica ediyorum diyelim."dedi Öncü sert bir bakışla kumral saçlarını düzeltip.
"Biz aşığız."dedi Burçak titrekçe. "Ben ona aşığım! O da bana aşık. Ve erkek kardeşinin bu cümleleri söylediğini duysa çıldırırdı İlker !"
"İlk değilsin."dedi Öncü omuz silkip. "Son da olmayacaksın kuvvetle ihtimal. Ama eve kadar getirdiğine göre biraz daha uzun süreli bir hevessin."
"Bir aydır birlikteyiz."dedi Burçak kaşlarını çatıp. "Üç aydır da hayatımda. Siz ağabeyinizi tanıyamamışsınız!"
"Oh..."dedi Öncü sırıtıp. "Çok iyi tanıyorum. Bu nedenle evimizden defolup gitmeniz için size bolca para da teklif ediyorum."
"Ben satılık değilim! Benim aşkım da satılık değil !"diye gürledi Burçak burnunu çekip. "Buradan çıkar mısınız?"
"Ağabeyime yetiştir."diye yanıtladı Öncü. "İstersen şimdi istersen bunu koz olarak..."çek defterine dolu sıfırlı bir rakam yazıp uzattı Öncü.
Burçak hiç düşünmeden milyonlarca liranın olduğu kağıdı avuçlarında ezip parçalarken narin ve sanırım Fransız pedikürlü ayaklarıyla ezdi yırtık kağıdı. "Beni satın alamazsınız ! İlker'e aşığım.. O benim hayatımın aşkı..."
"Yazık oldu sana o zaman."dedi Öncü zavallı salak oğlana bir bakış yollarken.
"Neyi kast ediyorsunuz?"
"Kim olduğumuz hakkında en ufak bir bilgin bile yok dimi ?"diye mırıldandı Öncü alayla. "Varoş bir mahalle yosması için yağlı kapı gibi durabilir ama emin ol...Zırnık koklatmazlar sana güzel çocuk."
"TERBİYESİZ !"
İlker ıslık çala çala ilerlerken kardeşinin kapıda sinirle solumasına bakınıp içerideki sinirli erkek arkadaşına göz gezdirdi. "Ne oluyor?"
"Erkek kardeşinizin bir homofobik olduğunu."dedi Burçak zorlukla yutkunup hıçkırırken. "Beklemezdim. Anne ve babanızın aksine belli homofobik biri Öncü."
İlker kaşlarını havaya kaldırdı. "Kim,Öncü mü homofobik ?"
"E-Evet.."diye mırıldandı Burçak acıyla.
"O sadece eve yabancıların gelmesini sevmez. Kız kardeşlerimle samimi olmamaya bak."diye mırıldandı İlker oğlanın ince beyaz boynuna öpücükler bırakırken. "Biraz korumacı ve kıskançtır..Bilirsin. Babalık taslar."
"Evin büyüğü sensin sanıyordum?"diye fısıldadı Burçak iç çekip.
"Yaş olarak."diye homurdandı İlker ince belli oğlanı kucağına çekerken. "Sevişelim mi?"
"B-Ben.."dedi Burçak. "Elimi yüzümü yıkasam iyi olur."dedi yerdeki çek defterinin yırtık sayfasına bakınıp.
İlker bir iş insanıydı. Burçak'ın her zaman takıldığı kafeye gelmişti. Burçak daha arkadaşlarıyla kafede otururken hayranlıkla vurulmuştu ona ve İlker de bunu fark edince bir süre "rastlantı" karşılaşmaları epeyce çoğalmıştı. Bir kaç ayın sonunda nihayet sevgili olmaya başladıklarında ise İlker uzatmayı sevmediğini ve ailesiyle tanışmasını istemişti.
Burçak erken dese de...Evlenmek istemişti.Burçak çekiniyordu zira kendi ailesinin böyle şeylerin imasına bile tahammülü yoktu ve bildiği en anlayışlı aile bile olsa oğullarının ilişkisinin gözleri önünde görmek istemezdi.
Burçak çok sorgulamamıştı lakin Öncü'nün çek defterini çıkarırken söylediği alaylı sözler zihninde bir yanlışlık mesajı bırakmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasaklarda
Romance"Ben seni uzaklarda, ben seni tuzaklarda Ben seni yasaklarda sevdim, ben seni yasaklarda..." Tutulduğum aşkın adı yasak aşk. "Yasaksın..."diye yineledi. "Sen bana yasak elmasın."