Kara Sevdam

2.5K 229 73
                                    

------VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN! -----

Ama benim ciğerim yanar

Ten oyalanır can kanar

 İki gözüm iki çeşme haberin yok

 İçerime içerime akar 

 Unutmadım, unutamam...

Kara sevdam merak etme 

Yaşamaksa yaşadım lakin 

Canımın çoğu kaldı sende 


"Yeter.."dedi Öncü'nün elindeki şişeye uzanan Arif sabırsızca.  "Yapma oğlum!"

"BIRAK!"diye gürledi Öncü kan denizi saçan mavileriyle. "BIRAK!"

Melih derin bir nefes verip Arif'in kolunu şişeden çekerken Öncü dudaklarına değen alkolle yeniden hıçkırarak gömdü başını masaya. "Rahat bırak.."diye fısıldadı arkadaşına. 

"Kendine bir şey yapacak.."diye fısıldadı Arif. "Hali hal değil Melih!"

"O yüzden buradayız ya."dedi Melih dalgınca. "Elleme...Uzaktan dur."

"Cidden ölmüş çocuk."diye fısıldadı Arif burun çekip. "Karakola da sordum,ailesi..."

"Ailesine haber gitmiş,kütükten de düşmüş.. "diye fısıldadı Arif acıyla Öncü'ye bakarken.

"O da biliyor..."diye mırıldandı Melih. "Ölü olmasını bilmesine rağmen baktırmadığı yer yok zaten, elleme Arif. Bu dert onu götürür...Toparlayacağız."

Öncü yüzünü masaya gömüp hıçkırmayı sürdürürken gözüne uyku değmeyen kan mavileriyle yeniden alkole sarıldı.

Yemiyordu.

İçmiyordu.

Kan kusana kadar içiyordu.

Kaderden nefret ediyordu.

Kaderinden nefret ediyordu.

Ne olurdu İlker'in değil de kendi mavilerine tutulsaydı o güzel kahveler? Ne olurdu kendi mavileri daha erken davransaydı İlker'in mavilerinden.

İlker neyin bilmişti ki değerini Burçak kadar güzelinin değerini bilecekti ? İlker ne zaman sevmişti ki onu sevecekti. Mahvetmeyi bilirdi,mahvedecekti. Mahvetmişti.Ona sırrını anlatan korkularını açan oğlanı korkularıyla sınava çekerek kendine mahkum ederken..

Onu gece terli nefes nefese mutfakta ağlata ağlata su içmeye yollayan kabuslarını gerçek kılmakla tehdit ederek bitirmişti oğlanı.

Oysa Öncü'nün ellerinde çıksaydı oradan. Öncü onu kimsenin bulamayacağı yerlere götürürdü..

"Ne fark edecekti ?"diyordu içindeki ses. Ne fark ederdi. 

Öncü adımlasaydı o mekana da o tanışsaydı Burçak ile ? Yine "Karaca" kadar "karaca" haldeki duvarların arasında solup gidecek bir çiçek olmayacak mıydı Burçak.

Yalnızca geceleri gördüğü kirli ellerini sevdiği adam olmayacak mıydı Öncü?

Kirli elleri yine ona dokunmayacak mıydı. Ha onun kirli elleri ha İlker'in. Kire bulanmış,kanlı elleriyle nasıl sevecekti ki bembeyazı ?

Kara,beyazı nasıl sevecekti ki zaten. Ya kir bulaşacaktı ya kan sıçrayacaktı. Ya duvarların ardında  hapsolarak mutluluk sanacaktı. Ya özgürlüğünü feda edecekti ya masumiyetini. Ya güzelliğini yıllar esir edecekti ya da zaman çalacaktı yüreğindeki beyazı.

Ölmezdi,diye fısıldadı zihni.

Senin ellerin ölmezdi.

Tutsak gibi yaşardı görünmez prangaları bileklerinde ve zinciri boynundayken.

Ama yaşardı.

Gülerdi.

Yine güzel sesiyle kıkırdardı.

Yine karamelin en ışıltılı kahve saçları savrulurdu omzundan şelale gibi aka aka. İnce bilekli beyaz ayaklarının topukları kan kırmızı olurdu hayat ve sağlıkla. Tıpkı elma kızılı yanakları gibi. 

Yine en güzel kıyafetleriyle bahçede salınır yine en güzel çiçeklerin makamını çalarak güneşi bile kendine çalardı.

Yaşardı.

Ölmezdi.

Boğazın incisi olmak yerine esir gibi de olsa kollarında yaşardı.

Öpüşünün tadı dudaklarında asılıyken alkol şişesinin ıslattığı dudaklarını kesip atmak istiyordu Öncü. Onun yaşayamadığı ,soluyamadığı nefesi çalan ciğerlerine sigara dumanı salarken onun soluğunu çalmış hissediyordu.

Güçsüzdü.Gücü bitmişti.

Onu ölüme bile isteye sürükleyenlerin ölümünü gerçekleştirecek takati henüz kendinde bulamamıştı.

Kusana kadar içiyordu;kan ve safra suyu kusana dek içiyordu.

İçince unutmuyordu ama sanki hayali yine gözlerine çalınıyordu.

Sanki az daha zorlasa ellerini uzatsa tatlı kokulu saçlarına dokunabilirmiş gibi.

"Benim olsaydı.."diye fısıldadı Öncü.."Benimle olsaydı...Hiç..Hiç...Hiç korkmasaydı..."

Öncü yeniden aşınan midesiyle kusmaya başladığında zorlanan ve tahriş boğazlarından akan kanla birlikte Arif dudaklarını birbirine bastırdı.

"Dayanamıyorum!"diye inledi Melih'e.

"Doktor çağır.."diye yineledi Melih ağırca Öncü'nün başını kaldırırken.

"Ç-Çağır doktoru."diye fısıldadı Öncü hıçkırırken. "Yasaklarda olmayan bir yere..gitmek..istiyorum...Ölmek için."

"Melih!"diye kükredi Arif korkuyla.

"İyi olacak.."dedi Melih kanını tüküren adamı sararken.

Kendi dediğine kendi inanmazken.

"Ben onu çok sevdim ama.."diye fısıldadı Öncü hıçkırıp. "Kendime bile söylemekten utandım..."

"T-Tamam abicim,hadi kurban olayım. Bi su iç.."

"Çok içti o.."diye fısıldadı Öncü acıyla kıvranırken.

"Öncü su bile içmiyorsun günlerd..."

"İçemem.."diye fısıldadı Öncü hıçkırıp.

"Ciğerine çok su dolmuştur...Çok su dolmuştur ciğerine..İçemem...İçimde de boğulur.."diye inledi Öncü.

Boğazın suyu ciğerlerindeydi oğlanın.

Şimdi kalbinde yaşarken Öncü su içerse...

Boğulur diye korkuyordu içindeki güzeli.


YasaklardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin