Yasaklarda

Zamansız Vedalar

-----------------------------------VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYIN -------------------

"Sevgili Öncü; Sana sevgilim demeyi isterdim ama benden alınan bir hayata karşılık bir harfi de kurban ettim kendimle. Acımla,Sevgili  Öncü...

Sen bu satırları okurken İlker'in ve Karaca'ların tüm pislikleri kabuslarımı gerçek kılmak için gölgeler gibi beni takip etmekte. Biliyorum. Evden ayrıldığım ilk andan itibaren bunun olacağını biliyordum.Başarırım sandım ama başaramadım Öncü Karaca, Sadece Başak ,Karaca'ları yenmek için çok ama çok güçsüzdü. Yanıldım.

Bildiğim tek bir şey var o zehir gibi geçen bir ayın içerisinde bana gök mavileri ve denizlerin dalgasını anımsattığın için ve sol yanımı doldurduğun için çaresiz aşkımla,teşekkür ederim.

Ellerimi tutan adam olman için bu aşktan utanmaman için tanrıya yalvarırdım. Yasaklardaydın ama çok güzeldin. Keşke beni çalan sen olsaydın. Çok yoruldum.

Ölümle,alıkonulmakla, kabuslarımdaki tecavüzlerle korkutulup baskılanmaktan çok yoruldum. Bu sabah birinin elinden ikinci defa kurtuldum, bu sabah bir kez daha o korkunç çocukluk anısına maruz kaldım.

Çocukken de karşılık verememişken ,yetişkin olmama rağmen gücüm yetmedi Öncü. Senin kollarında güvende olabileceğim ve Karaca soyadının yankılanmadığı bir dünyada sana tutunmanın hayaliyle yaşamak yerine sonsuzluğuma gidersem; seni orada bekleyeceğim. 

Yasakların olmadığı bir yerde.

Ben buradan çok yoruldum Öncü. Sevgili Öncü,başka bir evrende en güzel halinle...

Elveda, Kenar Süsü'n... Lakin kalbinin köşesinde kalmak isteyen bir kenar süsü.

Elimde kalan tek şey olan,sevgilerimle.

Denizin dalgalarına. 

Uçsuz bucaklık sonsuz karanlığına bakınarak bir çığlık savurdu Öncü dizleri üzerinde köprünün kenarında dipsiz,upuzun denize bakarak.

Burada bir yerlerde hala oradaydı.

O kadar uçsuz bucaksız boğazın dibinde bir inci gibiydi İstanbul'un maviliği altında Burçak.

Öncü çığlık çığlığa dizleri üzerinde bedenini köprüden aşağı sarkıtırken kafasına dayadığı silahla birlikte hıçkırıklar kopardı.

Ne annesini Karaca Konağına kurban edilmekten kurtarabilmişti.Ne de kalbine dokunan ve aşık olmayı bile kendine konduramadığı güzel oğlanı.

Öncü cebindeki mektuba bakarak gözlerinin yaşıyla mürekkebi delip geçerken bedeni orada bir yerlerde denizin derinliklerinde dalgalarla öpülen güzel oğlanın karamel saçlarından tutup çekmek ve göğsündeki tüm nefesi onun dudaklarından verip ömrünü ona vermek istiyordu.

Kendisi ölmek istiyordu Karaca pisliğiyle.

Burçak'ın neşeli gülüşü ise boğazı değil,kendi ölü kalbini inci gibi süslesin istiyordu.

Öncü Karaca o gün ağzına dayadığı silahı çekmeden hemen önce dünyada bildiği ne varsa yakıp yıkmıştı. 

Kendi ailesine soykırım yapacaktı ; öyle ki sonunda Karaca soyadı kalmasın diye kendini de buraya gelip bu silahla öldürecek ve denizin dibinde sevdiğinin karamela saçlarını okşayarak kavuşacaktı onun güzel bedenine.

Yasaklarda sevdiğini yasaksız sevecekti.

Öncü Karaca hayata devam etmek ile intikam almak arasında gidip gelemeyecek kadar yorgundu. Bir an önce tetiği çekmek ve  denizi inci gibi süsleyen bedene kavuşmak istiyordu.

Öncü tetiği çekmeden hemen önce garip bir hisle birlikte arkasına döndüğünde orada kocaman bir boşluk ve karanlık olmasıyla duraksadı. Bu saate köprü bile boştu tek tük araç haricinde.

İzlenemezdi. Ya da bu sessiz gecede bir hışırtı da duyamazdı.

Arabaların ve köprünün fenerli ışıkları gözünü alırken ayak dibinde duran silah kayıp denizin dibini boyladığında bir küfür savurdu Öncü.

"İntikam...Almayacaksam ölmemin de anlamı yok."diye fısıldadı kendi kendine.

"İntikamını almadan gelirsem...Beni affetmezsin değil mi ?"diye fısıldadı denize dökülen yaşlarla.

"Kenar süsü de değilsin hem.."diye hıçkırdı Öncü dudaklarını yakan alkolle..."K-Kalbimin..Sahibisin..Bir süredir..Sen..Ama..Gitmen değiştirmez ki.."

"Ö-Ölmüş olsan da başka birini sevmeyeceğim senin olan yere.."

-------------------

Siz ne diyorsunuz bu durumlara acaba :v Alayım bakim teorileri :3

Sizce Burçak öldürüldü mü ? İntihar mı etti ?

Ya da...

Sizce Burçak öldü mü  diyeyim.