Acısa da Öldürmez

2.7K 239 119
                                    

-VOTE VE YORUM BIRAKMAYI UNUTMAYINIZ.

Öncü alarm dahi kurmamıştı ya da bir başkasının uyandırmasına da ihtiyacı yoktu. Uyku gözlerinden zehir gibi akarken bir kaç saat kapalı tutmuştu yalnızca.Uykusuzluktan yangın mavisine çalan gözleri kızılın alevli tonuna çalarken üzerindeki yorganı savurup boş gözlerle misafir odasına bakındı.

Buraya girmeyeli epeyce vakit olmuştu.

Zira burası kendi annesiyle babasının odasıydı eskiden. Turan Karaca annesinin ölümünden sonra kollarında dilberlerle bu eve geldiği vakit Öncü Karaca bariyer olmuştu kapının önüne. Çocuk vücudunu siper etmişti.

Annesinin odasında değil.

Annesinin eşyalarında değil.

Annesinin kumaşları arasında değil..

Annesinin çok sevdiği makyaj aynası önünde değil..

Öncü bu odanın anahtarını cebinde taşımıştı nice vakit. Eskiden annesine ait olan ne varsa bir bir hizmetlilere toplattığında henüz liseye bile başlamamış toy bir oğlandı. Onların her birini...Annesinin belki bir kaç kez giyebildiği elbiseleri,eşyalarını...Neyi var neyi yoksa bu odadan toplatmıştı böylece.

Babası artık odayı istediği kadar kirletebilirdi zira annesine dair ne var ne yoksa alt kattaki depoda özenle hurçlar arasında sandıklarda gizliyordu Öncü.

Hatta o makyaj aynasına o denli kıyamamıştı ki aşağıda küflenir de mahvolur diye. Hayatında kadın olmamasına rağmen,kendi de bir kadın olmamasına rağmen o makyaj aynasını kendi odasına koydurmuştu. O aynada annesinin ruhu hapsolmuş gibi odasına kalsın başka birileri bakmasın aynadan istemişti.

Annesini buradan kurtaramadıysa da hatırlarını kendine saklayarak ve başkalarına el sürdürmeden saklayabilmişti en azından.

Odaya daha fazla bakmaya tahammül edemeden kendi odasına adımladı kapıyı tıklatırken. Kapı kilit sesinin açılmasıyla birlikte dudaklarını ısırdı. En azından İlker deyyusuna açılmamıştı odanın kapısı.

Onu bu halde görmek biraz tuhaf hissettiriyordu zira..

Burçak gördüğü en özenli insandı. Saçları daima omuzlarında ışıl ışıl dökülürdü. Cildinde hiç bir şey yoksa dahi kremle parlıyordu. Gözlerinin kahve pupilleri daima göz kapaklarında da aynı tonları taşırdı uçucu simli tozlar gibi.

Şuan saçı başı dağılmış halde bir gram uyku uyumamış olan kişiyle alakasızdı.Yine de Öncü haksızlık edemezdi. Şişik gözlere, dağılan saçlara ve kırmızı burun ve şişik dudaklara rağmen su gibiydi yeniden oğlan.

"Gidelim."dedi bir gram uyku bile uyumamış olan Burçak french ojeli tırnaklarını kemirirken. "Hadi.."

"Tamam."dedi Öncü omuz silkip. "Eşyalarını almayacak mısın?"

"Hiç birini istemiyorum."dedi Burçak kaçarcasına. "K-Kalsınlar."

"Ben sana sonra getiririm ya da şoförle yollarım eşyalarını."diye mırıldandı Öncü dolaptan üzerine bir spor ceket geçirirken eşofman üzerine.

"Ö-Öncü."dedi Burçak dudak ısırıp makyaj aynasına bakınırken.

"Efendim ?"

"Evli misin?"diye mırıldandı Burçak merakla.

"Ne alaka?"

Burçak merakla gözlerini makyaj aynasına çevirirken bir alyans yüzük duran askısını işaret etti. "Erkek işi değil. Kadın işi de..Merak ettim." Gözlerini dolap içinden kaçırırken çiçekli bir etekle kırpıştırdı gözlerini. "Bir de.."

YasaklardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin