***Vote ve yorum bırakmayı unutmayın,iyi okumalar...❤***
Kelimeler ve anlamlarını unutalı epey olmuştu.
Ne Öncü "neden?"diye sorabilmiş ne de Burçak gerekçeler sıralayabilmişti.Ne Öncü onun yokluğunda kendi içinde yazdığı dehlizli ölüm şiirlerini dolandırabilmişti diline ne de Burçak varlığını hatırlatmak için can attığı günler boyunca yaptığı konuşmaları zikredebilmişti.
Kelimeler suskundu.
Yangın mavilerin kahvelere yanışı söz konusuydu yalnızca.
Ağızlarını konuşabilmek ve uzun uzun kendilerini açıklayabilmek için aralamak isteseler de sessiz sinema oynar gibiydi kulakları.
Sadece kalp atışları duyurabiliyordu bir diğerinin kulaklarına.Öncü ince belinden sıkıca kavradığı oğlanı kucaklayıp sorgu sual dahi edemeden duvarla arasına alırken oğlanın karamela rengi omzuna dalga dalga inen saçları havalandı.
Öncü bir buket gibi kokan tene burnunu yaslarken sıkıca beline sardığı oğlanı duvara yasladı.
Burçak'ın bacakları Öncü'ün beline sıkıca dolanırken kolları ise kumralın boynuna sıkıca kenetlenerek nefes nefese soluklandı.Konuşmak üzere oynatmak istedikleri dudakları sadece bir kez birbirlerinin tadını aldıkları lakin bir kez dahasını yaşayabilmek adına tüm sonsuzlukları harcamak ister gibi dolandı birbirine.
Öncü dilini oğlanın ağzının içinde gezdirirken duvara iyice sıkıştırdığı bedenin altındaki ince taytı parmak uçlarıyla çekiştirip sabırsız bir biçimde gezdirdi parmak uçlarını kasıklarında.
Burçak nefes nefese oğlanın ağzının içine inlerken Öncü'nün koyu kumral tutamlı saçlarını parmaklarına dolayarak çekiştirdi ve hafifçe tırnakları ile ensesini okşadı.Yalnızca ıslak dillerinin ve nadiren soluk almak üzere ayrılan nefeslerinin sesleri ile birbirlerine karşılık verirken Öncü sabırsızca oğlanın yüzünü avuçlayıp "Benim...Güzelim...Benim..." diye fısıldadı.
"Seni çok özledim..."diye fısıldadı Burçak.
"Seni çok...""Ah...."
Burçak kucaklandığı gibi kendini ipek kırmızı çarşafta bulurken saçlarının karamel lüleleri bir bir yastığa sarılmıştı.
Öpülmekten şişip kızaran dudakları ve soluksuz kalarak kızaran yanakları ile şuh bir bakış sundu Öncü'ye...Dünyanın en çakmak çakmak yanan yangın mavileri tenini keşfe çıkarken Öncü oğlanın belindeki taytı çekip çıkarmadan önce izin istercesine bakındı göz bebeklerine.
Pek çok kabus anı yaşamıştı Burçak.
Bu onun için zorlu bir adımdı.
Tenine değen her el alev gibi yakacak,o korkunç anılara götürecek gibi hissediyordu nefessiz bırakarak.Lakin üzerinde soluklanan ve hasretle ona bakan adamın yangın mavilerine bakınıp yavaşça yakasından çekiştirdiği Öncü'yü üzerine daha da çekti.
Fısıldadı korkusuz ve cilveli tonuyla.
"Seninim...Gelip alsana.."diye mırıldandı Burçak dudaklarını onun dudaklarına bastırırken....
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasaklarda
Romance"Ben seni uzaklarda, ben seni tuzaklarda Ben seni yasaklarda sevdim, ben seni yasaklarda..." Tutulduğum aşkın adı yasak aşk. "Yasaksın..."diye yineledi. "Sen bana yasak elmasın."