Koparılan Çiçekler

3K 252 47
                                    

Öncü bütün geceyi dışarıda geçirmişti ve sabah saatlerine yakın eve geldiğinde sıkıntıyla iç geçirdi. Aptallar sevkiyat kamyonunu az kalsın polislerin çevirmesinde kaptıracakken son anda araya giren Öncü bir kaç kartel tipli herifi paylamasa bu gece karakolluk olabilirlerdi dahi.

Açıkçası keyifle kurşunlamıştı. 

"T-Topuğuma sıkma abey!"diyordu adam korkuyla. "Çalışamam daha..Eve ekmek.."

"Topuğa sıkmam ben."diye mırıldanmıştı Öncü sıkkınca.

Kafasına iki el sıkarken derin bir nefes verdi. "Kafadan aşağısı kesmiyor beni..."

Bütün gün beyaz ticareti ve adam yaralamayla uğraştıktan sonra eve geldiğinde huzurla nasıl başını yastığa konulduğu merak edilse de Öncü ölümü artık yemek içmek kadar doğal görüyordu... Elbette durduk yere hiç bir masumun kanını akıtmıyordu. Bu işi seven pis kanları döküyordu ve geberdiler diye vicdan yapacak da değildi.

Etkiye tepkiydi.

Ateşle oynayanı ateşler yakardı.

Derin sularda yüzenleri dalgalar alırdı.

Ve kurtların sofrasına oturduysan ana yemek olmadan kurt gibi kalkmayı becerecektin.

İnce ipler üzerinden dans edeceksen yorulmayacaksın dövüşmekten.

Odasına adımlarken kapıdan gelen seslere istemsizce kulak kabarttı.

"Bu ne demek?"dedi Burçak aralık kapının ardında hıçkırırken. "Bana iş insanı..Olduğunu...Bana mafya ...Seni tanıyamıyorum İlker !"

"Ben buyum!"diye gürlüyordu İlker ise. "Beğeniyorsan bu! Ne diyeyim ulu orta,mafyayım mı deseydim sana?"

"B-Ben...Ben seninle evlilik hayali."diye inledi Burçak elleri arasında hıçkırırken yüzünü bastırıp. "Bana bahsedebilirdin. Uyarabilir.."

"Bebeğim senin hiç bir alakan olmayacak bu tarz şeylerle."diye fısıldamıştı İlker göz devirip. "Seni tüm bu şeylerden uzak tutacağım zaten Öncü bakıyor bu işlere .."diye mırıldandı.

"Bizim geleceğimiz hep böyle duvarlar arkasında mı olacak İlker?"diye kurumuş bir boğazla hıçkırdı Burçak. "Beni seviyorsun..Seni seviyorum..Bana neden yalan söyledin."

"Beni sevmen için ! Çok güzelsin Burçak."diye fısıldadı oğlanın ince belini ve bedenini saran daracık şortunu avuçlayan İlker. "Sana tapıyorum...Sana bitiyorum. Ve benim olabilmen için binlerce kez yalan daha söylerim. Anla beni gözlerim senden başkasını görmüyor.."

"Beni hep sevecek misin?"diye sordu Burçak hüzünle. "Genç ve yakışıklı olmadığımda da.."

İlker oğlanın dudaklarına dudaklarını kapatırken yüreğine batan dikenli tellerle sıktı Öncü yumruğunu.

Yalandı.

Genç ve yakışıklı olmadığında hiçmiş gibi kapıya koyacaktı.

Genç ve yakışıklı olsa da kapıya koyacaktı.

Çünkü o İlker idi. Daima oyuncaklarını severek alır ikinci gün gelmeden evin ücrasına fırlatırdı. Kadınlar severdi,kırardı. Erkekler sever,kullanırdı. Ailesini sever,zarar getirirdi. Annesinin tüm sözlerini çiğnerdi.

"Kocaman bir adam olduğunuzda."demişti annesi bahçedeki çiçeklerin yapraklarını okşarken. "Koparmadan sevmek nedir onu bilmeyecekseniz...Hiç bir zaman sevmeyin!"

Öncü annesini dinlemişti. Özenle çiçekleri sulardı. İç mekan bitkilerinin tozunu alır,spreyle sulardı.

Babaları ise izmaritlerini güzel çiçeklere basarak söndürürdü ve ayaklarıyla ezer geçerdi. İlker babasının izinden çiçekleri koparmayı severdi.

Öncü kapının arkasından koparılmak üzere olan çiçeğe baktı alayla.

O çek defterindeki parayı kabul edip gitseydi..

Kopmazdı belki.

YasaklardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin