"B-ben."diye başladı Burçak sudan ufak bir yudum alırken dişlediği pembelikleriyle. "Ailenin en büyüğüyüm."
Öncü yorgun bir bakışla süzdü omuzları çökük ve gözleri savruk halde bakınan Burçak'ı. Nereden başlaması gerektiğini bilmiyor edasıyla yutkunurken Öncü onun konuşması için müsade göstererek sessizliğini korudu.
"A-Aslında.."dedi Burçak gülümserken. "Aslında çok tatlı bir ailem vardı. Var yani. Öyleydi."
"Sonra?"
"S-Sonra büyüdüm."dedi Burçak burnunu çekerken.
"Küçükken..Annemin makyaj malzemelerini kullandığımda en fazla azar ve kovalama vardı. Yüzünü mahvedeceksin,çocuksun sen..."diye yutkundu Burçak. "Ama gülerlerdi hep. Annemin elbiselerini ve ayakkabılarını giyip halıya kapaklandığımda da gülerlerdi. Kendimi çirkin palyaço gibi boyadığımda da.."
Öncü sigaradan bir nefes alırken geceyi aydınlatan loş ışıkta dumanlar dans etti ve sigarasının dumanı karamel tutamlara tutundu hafifçe yalayıp geçerken. Bir bulut huzmesi gibi.
"Ama.."dedi Burçak boğazını temizleyip. "Bunu büyüyünce yaptığımda artık kimse gülmüyordu.. Hatta..Gülmekten çok farklıydı her şey."
"Kıyafetlerin mi?"dedi Öncü oğlanı süzerken.
Burçak burnunu çekip başını salladı hafifçe. "Oyuncu olmak istiyordum. Çocukken Tarık Akan diyorlardı. Sonra büyüdüm, olamazsın. Git ve gerçek bir meslek bul dediler."
Bu tam da babaları Turan Karaca'nın şarkıcı olmak isteyen kızı Eflin'in beş yaşındaki dünyasını sarstığı an gibiydi. Gerçek olmayan bir meslek nasıl oluyorsa artık...
"Küçükken boyalı yüzüme güldükleri gibi gülmüyorlardı. Üstelik artık palyaço gibi de değildim ama.."diye fısıldadı Burçak hıçkırırken. "Onu silmemi istediler."
"Sen ne yaptın?"dedi Öncü tebessümle. "Pek dinlemiş gibi değilsin."
"Dinlemedim ki!"dedi Burçak omuz silkip çocukça dudaklarını bükerken. "Banane ! Önce sadece odamda..Odamı kilitlediğimde kendi istediğim kıyafetleri giymeye başladım, kendim için makyaj yapmak. Özellikle de evde kimseler yokken yapmak.."
Burçak titrek bir gülüşle omuz silkti. "Bir kez doğdum ve geceleri başka gündüzleri başka olmak istemiyorum dedim kendime... O..O toz pembe ruju sürdüm ve bir gecede sarı saçlarımı karamelaya boyadım kendi kendime!"
Öncü küçük bir kahkaha savururken Burçak da utançla dudaklarını ısırıp gülümsedi. "Saçımı bok etmiştim yemyeşil tuttu...Sarışın olduğum için renk klorlandı biraz...Ama olsun. Boyamıştım!"
"Ama..."dedi Burçak hüzünle. "Asla gülmediler. Asla onaylamadılar."
"Ama devam ettin!"
"Ettim tabi ya."dedi Burçak kaş çatıp. "İnadına giydim hepsini. Yazlıkta gidip pembe şortta giydim hatta herkes kaş çattı ve celalendi ama giydim ben!"
Öncü kendini asla pembe bir şortla hayal edemiyordu zira pembe kumaş geçirilmiş bir kalastan farksız olurdu. Lakin o pembe şortu Burçak üzerinde podyumdakilerden daha da şanlı taşırdı şüphesiz.
"Sonra.."dedi Burçak burnunu çekip. "Liseye başladığımda her şey zorlaşmaya başlamıştı çünkü.."
"Çünkü?"
"Sen hiç eşcinseller dünyasını bilir misin?"dedi Burçak hüzünle. "Sen diğer herkes gibi evlenmek,çocuk sahibi olmak ya da mutlu bir hayat yaşamak istersin ama desteklediğini iddia edenlerin bile ilk merak ettiği şey cinsel hayatta kimin altta kimin üstte olduğunu bilmek olur."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yasaklarda
Romance"Ben seni uzaklarda, ben seni tuzaklarda Ben seni yasaklarda sevdim, ben seni yasaklarda..." Tutulduğum aşkın adı yasak aşk. "Yasaksın..."diye yineledi. "Sen bana yasak elmasın."