Cevapsız Arama

2.1K 196 55
                                    

---------Vote ve Yorum Bırakmayı Unutmayın <3-----

İlker'e bir kez vursa.

İkincinin hatrı kalıyordu.

Üç kez vursa.

Dördüncü,beşinci ve altıncının...

Öncü ağabeyi sıfatlı katilin yüzüne sayısız yumruk kondurup hırsını çıkarmadığı zamanlarda bir şişe daha açıyordu dudaklarına zehir gibi akıttığı. Bu onun hayata karşı hayatta kalma serüveniydi.

Ceylin yüzündeki tahribatla birlikte odasında cinnet getirirken Nisa Hanım ve Eflin  ise paranoyak olmaktan ötürü evden dışarıya bile adımlayamıyorlardı.

İlker hareket kabiliyetini yitireli epey olmuştu zira Öncü Karaca onu bir kum torbası olarak kullanıyordu. Ki bir kum torbası dahi bir dövüşcünün hayatına kritik göreve sahip kutsal bir nesneydi. İlker ancak bir bok çukuruydu.Ve Burçak'ın soluyamadığı her nefesin katili olarak sadece ve sadece onu görüyordu Öncü. Ona nefes olmayı beceremeyen ise kendisiydi.

Kendisini ise azar azar kendi içinde alkolle kavurarak öldürüyordu. Ruhuna,kanına ve damarlarında gezen tüm hayat hücrelerine karıştırarak bilincini uyuşturarak...

Ve Öncü Karaca o gün hayatında daha önce almadığı bir haberle birlikte sarsılmıştı.

Karaca İmparatorluğu şimdiden kurbanlık bir koyun gibi pay edilmekteydi ve bunun bir yıl içerisinde olmasını beklerken çoktan yok oluşlarının başlangıcı ile birlikte tebessüm etti.

"Şükürler olsun."diye yutkundu purodan uzun bir nefes çekip kendini viski denizinde daha da boğarken Öncü. "Sefil Karaca'lar kendi kendini imha ediyor..."

Lakin Karaca İmparatorluğunu hayatta tutmak için canını dişine takarak savaş verecek tek kişi olan Turan Karaca'nın hapisten çıkarılmasını ve bütün deliller onu gösterirken, üstüne üstelik şafak operasyonuyla birlikte uyuşturucuyla yakalanmışken nasıl beraat aldığını Öncü bilmiyordu.

Bir kaç telefon sonrasında cevap ortadaydı.

Uluhanlılar.

Neden,nasıl ve niçin Turan Karaca gibi büyük bir rakibi çıkarıyorlardı bilmiyorlardı. Senelerdir Uluhanlılar ile diyaloga bile girmemişlerdi zira kızının kaybından sonra dedesi torunları da dahil olmak üzere tüm Karaca soyadını kara listesine almıştı.

Birbirlerini yok sayan ve çıkarları annesinin ölümüyle son bulmuş iki aileden ötesi değillerken Uluhanlılar eski damatlarını hapishaneden çıkarıyorlardı.

Öncü kaş çattı.

Müdahale olmak istemiyordu hiç bir şeye çünkü Karaca'nın çöküşünü kendi kafasında bin kez tasarlamıştı. Turan Karaca denen adamın hapisten çıkması demek Karaca'ların eski haline geri dönmesi demekti çünkü iki cihanı bir araya getirir babası bir şekilde yer altına tek hakim olmayı başarabilirdi.

Uluhanlılar, polisin dahil olduğu işlerden itinayla ile kaçınmaları ile bilinirken...

Uluhanlılar neden polise kadar ulaşmışlardı?

Öncü derin bir düşünce denizinde viskiye boğulurken cevapsız aramayla birlikte kaş çattı. Bilinmeyen bir numaradan gelen cevapsız bir aramaydı ve yetişememişti lakin...

Yeniden arıyordu.

"Alo?"diye açtı Öncü sinirle.

Ses yoktu.

"Sen kimsin?"dedi Öncü yumruk sıkarken.

Bu berbat bir şakaydı. Birileri kardeşini zehirliyordu, evine kadar paket vererek. Üstüne babasını hapisten çıkarıyordu. Ve Öncü'nün aile içi haricinde kimsenin bilmediği hattı cevapsız olarak aramalarla dolup taşıyordu.

Nefes sesi.Küçük belli belirsiz bir hıçkırık.

"Sana sen kimsin dedim amına koyayım!"diye gürledi Öncü sinirle...

Birileri her kimse, onların canına okumadan son kalan Karaca olarak ölüp gitmeyecekti.

Sadece tüm Karaca soyadının yeryüzünden silinmesini bekliyordu.

Sonrası ise boğazda nefeslenmekti biraz...

Telefon yüzüne kapatılırken Öncü telefonu duvara fırlatıp parçaladı eskiden annesinin,yakın zamanda Burçak'ın ,şimdilerde ise kendisinin oturup yok olana dek ağladığı masada.

Kendini en az o telefon kadar parçalanmış halde hissediyordu.

YasaklardaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin