Biz öpüşmüştük.
Resmen onunla öpüşmüş, ona karşılık vermiştim. Tamam bunun olacağını zaten biliyordum ama bu şekilde olmasıydı garip olan. Sahi sırf içmemesi için mi öpücüğüne karşılık verdin Jimin?
Sanmıyordum.
Ah bir de öğretmen mevzusu vardı değil mi? Bu konuyu konuşmak için gitmiştim yanına oysa. Olana da bakın. Onunla yalnız kalmak bana iyi gelmiyordu.
Kendimi toparlayarak Minho'nun yanına gitmiştim. Onunla biraz oynadıktan sonra nihayet uyuma evresine geçmiştik. Nihayet dememin sebebi uykucu bir insan olmamdan kaynaklanıyordu. Uykuyu seven bir insan olarak her gün erken kalkmak hiç kolay değildi. Tabii, bir zaman sonra insan alışıyordu buna. Benimde mecburi alışmam gibi.
-
Uykumun arasında duyduğum seslerle kaşlarım çatılmış, gözümü kaşımıştım.
"Anne, korkuyorum"
Ne olduğunu anlamam biraz zamanımı almış, ışığı açmam uzun sürmemişti.
Abajurun ışığı odaya loş bir hava verdiğinde gözlerimi yan tarafıma çevirmiştim hemen.
"Korkuyorum"
Kâbus görüyordu. Küçük bedeni gördüğü kabusla titriyordu. Elimi nazikçe saçına atarak okşamıştım.
"Rüya görüyorsun birtanem, uyan hadi"
Onu korkutmamaya çalışıyordum. Yerimden tamamen kalkarak üzerini açtım.
"Minho, hadi uyan bebeğim."
Tombul yanağına bit öpücük kondurduğumda titremesinin az da olsa geçtiğini görmek yüzümü güldürmüştü. Yanağına bir öpücük daha kondurarak saçını okşamaya devam ettim.
Uyanmak istemezse uyumaya devam edebilirdi. Rüyalar, hayatımızın içinden olurdu çoğu zaman. Bazıları ise kafamızda kurduğumuz dünyaların bir araya gelmesi gibi olurdu.
Ben çoğunlukla bir yerden düştüğümü görürdüm rüyamda. Sonra uyanır kalbimi tutar ve gerçekliğe dönerdim. O rüyalar çok etkilerdi beni. Hâlâ da devam ediyordu.
Titremeleri tamamen kesildiğinde elimi çekecektim ki gözlerini kısarak açmıştı küçük.
"Canım, geçti. Kâbus gördün, hadi uyumaya devam edelim."
Gözlerini kırpıştarak gözlerini yüzünde gezdirmişti bir kaç saniye. Gülümseyerek yüzüne bakıyordum.
"Geçti artık" alnına bir öpücük kondurarak çekilecektim ki elimi minik elleri arasına almıştı.
"Korkuyorum, babam gelsin"
Elinin üzerine minik minik öpücükler kondurarak korkusunun geçmesini istedim.
"Saat çok geç oldu canım, baba uyuyordur şimdi. Ben varım, burda. Korkma"
Dudağını büzerek kafasını iki yana sallamıştı.
"Babamı istiyorum"
Yalnız uyuyan bir bebek olarak babasını istemedi şaşırtmıştı beni.
Derince soluyarak onu kucakladım.
"Peki madem, gidelim babanın yanına"
Umarım bunun için de beni suçlamazdı. Onu kucağıma aldığım an kafasını boynuma gömerek bana sıkıca sarılmıştı. Gülümseyerek sırtını sıvazladım.
Odadan çıktığımızda karanlıkta bir şey göremiyordum. Duvarlara tutunarak ışığı bulduğumda sevinçle gülümsedim.
Bay Kim'in odası bir üst katta olduğundan sevinmem kısa sürmüştü. Nefesimi dışarı vererek kucağımda ki bedenle merdivenleri çıkmaya başladım. Bu eve bir asansör şarttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İf the mafia falls in love |vmin|
FanficEski sevgilisi tarafından dolandırılan Park Jimin, İntihar etmek için geldiği köprüde onu annesi sanan bir bebeğe annelik yapacak mıydı?