XXXI-Part 1

579 42 16
                                    





Nefes nefes kafamı omzuna yasladığımda , neredeyse mutluluktan ağlayacaktım. Nefes seslerimizin birbirine karıştığı bir kaç saniye yüzümde ki gülümsemeden bir şey eksiltmemişti. Yaslandığım omuza küçük bir buse kondurarak terleyen boynuna dokundum.

"Seni seviyorum"

Parmağıma bulaşan minik su tanesi midemi bulandırmadı, aksine o kadar hoşuma gitti ki. Parmağımda hissettim kalbinin atışını.

Sonra dudaklarından çıkan küçük kıkırtının içimde bir yerlerde hâlâ onu istememe sebep olmasını.

"Beni mi, bunu mu?"

Sesinde ki muzurluğun ardından kalçama temas eden varlığı, şakasına ortak olma isteği.

"Düşünmem lazım, Bay Kim."

Sözlerimin ardından yüzümü ani bir hızla yüzünün karşısına getirmesi, dudaklarımdan çıkan kahkahayı sonlandırmıştı.

Gözlerim önünde ki yüzü, hem sevgimi hem de içimde ki şehveti ortaya çıkarıyordu. Alnından akan teri bile kıskanabilirdim. Ya da burnundaki o küçük beni.

"Bende seni"

"Sende beni ne?"

Aşk öyle bir şeydi ki, onun ağzından çıkacak bir kelimeye muhtaç ederdi hayat sizi.

Yüzünde incelenmedik tek bir alan dahi bırakmadım, gözleri bendeyken. Elimi hafif ıslak ensesinde gezdirirken ondan bir cevap bekliyordum.

Oyunbaz suratı benim beklenti dolu yüzümde aynı benim ona yaptığım gibi gezindi gezindi. Ardından dudakları hep bu cümleyi konuşsun istedim.

"Ben de seni seviyorum, senden daha çok."

Senden daha çok.

Bir insanı kendisinden daha çok sevmek, bunu sadece filmlerde görebilirdim ben. Onu görmeden önce öyle sanırdım, ama değildi. Hayatımda ilk defa seviliyordum, ve bunu öyle hissediyordum ki. Gözlerim bu sefer minnettarlıkla parladı ona karşı.

"Teşekkür ederim, beni sevdiğin için. Yine."

Tek bir şeyi biliyordum ki, elinizden bir şey gelmiyorsa teşekkür etmeliydiniz.

-

"Evlen benimle"

Yoongi, duyduklarını anlamakta zorluk çekti. Yüzünde artık alışılagelmiş ifadesi yoktu. Kaşları duydukları ile çatılmamıştı bile. İfadesiz bir yüzle onu ondan daha heyecanlı bir şekilde bekleyen bedene döndü.

"Saçmalama"

Ağzından çıkan tek kelime buydu. Aslında demek istediği şey bu değildi. Belki de ilk kez birine hayır derken bu kadar içi acıyordu. Bilmiyordu. Sanki kabul etmek istermiş gibiydi kalbi, diline karşın.

"Hoseok, seni sevmem seninle evlenebileceğim anlamına gelmez. Seninle sevişmem seninle evlenebileceğim anlamına gelmez, senin bu yatakta-"

Söyleyeceği bir ağız dolu cümleyi tek eliyle kesmişti Hoseok onu durdurarak.

"Anladım. Benimle evlenmek istemiyorsun."

O kadar sakindi ki karşısında ki adamın sesi, Yoongi afalladı. Çünkü emindi ki Hoseok yine bir şaka yapar ve onu ikna etmeye çalışırdı.

"Ben Minho'ya bakayım. Uyu sen. İyi geceler."

Bir terslik var dedi içinden, bir terslik bir gariplik. Dudakları açıldı, kapandı. Hoseok ondan uzaklaştı. Hoseok yataktan tamamen uzaklaştı, Hoseok odadan çıktı. Dudakları açıldı ondan habersiz.

İf the mafia falls in love |vmin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin