I.

3.4K 173 87
                                    


Adım Jimin, Park Jimin.

22 yaşında üniversite mezunuyum. Buraya gelirken her şeyin güzel olacağını söyleyen eski sevgilim tarafından soyulmuş, beş parasız bırakılmış ve tefeciye borçlanmıştım.

Kaçarken pasaportumu bile almayı unutmamıştı, şimdi ise hayallerimin şehrinde beş parasız kalmıştım. Oysa ne hayallerle buraya gelmiş, muhteşem bir hayat süreceğimi sanmıştım. Ne kadar aptaldım.

Evime dönemezdim çünkü bir evim bile yoktu benim. Oradan kaçmışken nasıl oraya geri dönebilirdim ki?

"Öldüreceğim seni!" sonunu görmediğim denize doğru bağırdım. Arkamdan geçen insanların "deli, sarhoş" söylemleri umrumda değildi açıkcası. Deli değildim. Belki birazcık olabilirdi, sarhoş asla değildim. Bunun için param yoktu lakin biri şuan uzatsa kesinlikle hiç düşünmeden diklerdim bir şişeyi.

Ben bunları düşünürken ne olduğunu anlamadığım bir şekilde geriye doğru yalpalamış ve yeri boylamıştım. İçmeden sarhoş mu olmuştum?

Şöyle bir baktığımda kimsenin benimle ilgilendiği yoktu, deli olduğumu düşündüklerine emindim artık.

Yerden kalkmaya çalışırken bana doğru gelen takım elbiseli adamlarla ne yapacağımı şaşırmış, donakalmıştım. Ölecektim, onu anlamıştım. Beni bulmuşlardı. Kesinlikle ama kesinlikle böyle ölmeyi haketmiyor-

Düşüncelerimi bölen şey bedenime sarılan minik beden olmuştu. Bu da neydi?

"Anne" anne mi?

"Seni çok özledim anne" bu bebek cidden bana anne diyordu. Bana! İyi de ben annesi değildim ki, benim fazlalığım var.

"Ben senin-" daha konuşamadan bana doğru gelen adamlar silahlarını çıkarmış ve bana doğrultmuşlardı. Öleceğimi söylemiştim değil mi. 

"Efendimizin üstünden elini çek, hemen" ne zaman çocuğa sardığımı bilmediğim ellerimi daha da sıkı sardım ve bana emir veren adama çevirdim bakışlarımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Efendimizin üstünden elini çek, hemen" ne zaman çocuğa sardığımı bilmediğim ellerimi daha da sıkı sardım ve bana emir veren adama çevirdim bakışlarımı. Kesinlikle delirmiş olmalılardı.

"Ne yapıyorsunuz! İndirin elinizdekileri, görmüyor musunuz korkmuş. Ağlama, canım" küçük ve yumuşacık saçları okşayarak kulağına sakin olmasını fısıldadım.

"Korkmana gerek yok"

"Hemen ellerinizi çekin dedim" üzerime yürüyen adamlarla geriye doğru yaslandım. Bu adamlar bir bebeğin yanında nasıl konuşacaklarını bile bilmiyorlarsa nasıl onlara bebek emanet edilebilirdi ki? 

"Onu korkutuyorsunuz, kimsiniz bilmiyorum ama sakinleşmesine izin verin." sesimi alçalttım ve kucağımda ki miniğin saçlarını okşamaya devam ettim.

"Ne oluyor burada!" bende anlamıyordum ki.

Öndeki koruma silahını eğerek sesin geldiği yere dönmüş saygıyla eğilmişti. Patronları olduğunu anlamıştım. Bende merak etmiştim şimdi.

İf the mafia falls in love |vmin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin