XXX.

921 56 25
                                    





Hayat ne garipti. Bakıcı olarak geldiğim evde, baktığım çocuğun babasına aşık olmuştum. Kaçırılmıştım, kırılmıştım, sevilmiştim, ağlamıştım. Çoğu duyguyu yaşamıştım onlarla birlikte. Şimdi ise tahmin edemeyeceğim kadar güzel bir manzaraya bakıyordum. 

Sahildeydik. Yalnızdık. Sadece ikimiz. Taehyung ve ben. Açıkçası ikimizde gelene kadar konuşmamıştık. Belki de kendimizi yalnızlığın sessizliğine bırakmıştık. İlk kez beraber dışarı çıkıyorduk, ilk kez yanımızda bizi izleyen koruma sürüsü yoktu. İlk kez yalnız ve aşıktık.

"Taehyung"

"Jimin"

"Oh, önce sen söyle"

Kemerimi çözerek tamamen ona döndürdüm bedenimi. Gözümde o kadar güzeldi ki şuan. Bütün dikkatimi ona vermek istiyordum.

"Bu gece her şeyi konuşup aramızda ki mesafeyi kapatmak istiyorum. Bu gece sadece ikimizin olsun. Olur mu?"

Böyle bir teklife nasıl hayır diyebilirdim ki. Hızlıca kafamı sallayarak onunda tamamen bana dönmesini bekledim.

Tamamen bana döndüğünde gözlerinin parladığını görmüştüm. Kendime engel olamayarak eline uzandım. 1 haftadır göz teması hariç temas etmemiştik, onunla temas etmeyi özlemiştim. Çok özlemiştim.

"Dışarıda konuşalım mı? Hava çok güzel."

Kesinlikle onunla sahilde el ele yürümek istiyordum. Elimi kaldırarak bir öpücük kondurdu. Tebessümüm büyüdü, büyüdü.

"Sen nasıl istersen."

Arabadan dışarı çıktık. Benim tarafıma gelerek elimi tuttu. Benim soğuk ellerime nazaran sıcak eli içimi ısıtmıştı. Bu gece ve her gece yüzümüzde ki gülümsemenin asla  solmasını istemiyordum.

Yönlendirmeyi bana bıraktı. Anlaşılan bu geceyi ben yönlendirecektim. Buna hayır demedim. Elimin içinde ki eli daha da sıkarak onu denize doğru çektim. Biraz zor olsa da bana ayak uydurmuştu. 

Denizi ilk gördüğümde ne kadar korkunç olduğunu düşünmüştüm. O zamanlar daha küçüktüm tabi. Denizin beni yutacağını düşünür, giremezdim. Şimdi ise düşünmeden oraya doğru adımlıyordum beni takip eden bedenle. O varken korkmama gerek yoktu ki.

Sessizce nerdeyse denizin ayağımıza değeceği kadar yaklaştık kumsala. Ayağıma kum dolduğunu hissediyordum. Eminim Taehyung'un da girmişti.

"Ayakkabılarımızı da çıkartalım mı?"

Yine bir şey söylemeden kabul etti. Birleşik olan ellerimizi ayırmak istemesemde ayırmak zorundaydım. Ayakkabılarımızı çıkarttık. Ve çorapları da. Kumların akşam serinliğinde ki soğuklu üsütmemişti ayaklarımı hatta o kadar iyi gelmişti ki. Gözlerimi Taehyung'a çevirdiğimde anlamsız bakışlarla ayaklarına baktığını görmüştüm.

Küçük bir kahkaha attım.

"İlk kez mi kuma bastın aşkım, neden uzaylı görmüş gibi bakıyorsun ayaklarına?"

Aşkım.

Gerçekçi olmam gerekirse bu kelimeyi sevmezdim, ondan önce. Daha önce duymak bile istemediğim kelimeyi onun gözlerine bakıp söyleyebilmek. İşte benim gözümde o, o kişiydi. Utanmadan yada çekinmeden hitap edebileceğim kişi.

Sorum yüzünün garip bir hâl almasını sağlamıştı. Gülmeye devam ederek onu izledim.

"Gerçekten hiç kumla temas etmedin mi Taehyung?"

İf the mafia falls in love |vmin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin