XVII.

1.1K 89 30
                                    




Yoongi uğraştığı şeye fazla odaklıydı. Hoseok'un onu izlediğinden bihaber önünde ki tencereye dikmişti gözlerini. Hoseok son günlerde onda bir şeyler olduğunun farkındaydı, ısrarcı değildi ona karşı. Son olaylardan sonra aralarını bozmak istemiyordu. Elini onu korkutmamak adına sesli bir şekilde kapıya vurarak mutfağa girdi. Yoongi kafasını ona çevirerek kaşlarını çatmıştı.

"Senin şirkette olman gerekmiyor mu?"

"Özledin mi beni?"

Yoongi elinde ki kepçeyi kenara bırakarak ellerini beline yerleştirdi. Bu kendini savunma pozisyonuydu, bunu sık sık yapıyordu. Hoseok onun haline gülerek kendini kenarda ki sandalyeye attı. Onunla uğraşmayı seviyordu.

"Ya ne demezsin, ölüyordum özleminden"

Yoongi'nin umursamaz sesi onda bir etki yaratmamıştı. Onun kendini savunma şekliydi bu. Kim onu böyle kendini savunmak zorunda bırakmıştı? Bir kaç gündür kafasını buna yoruyordu. Sorsa kendini uzaklaştıracağını bildiğinden susuyordu. Cevabını kendinden emin verdi.

"Ben ölüyordum"

Yalan değildi, bir kurşunun hedefi olmaktan küçük bir şansla kurtulmuştu. Şans mıydı değil miydi ondan da emin değildi ama. Taehyung bu günlerde fazla koruma ile dolaşıyordu, bunun arkasında babasının olduğuna yemin edebilirdi Hoseok. Bay Kim'in nasıl biri olduğunu kendi gözleriyle görmüştü.

"Ölmemişsin işte"

"Bana sevgin gözlerimi yaşartıyor Yoongi'm"

Ağzından çıkana dikkat etmemişti. Yoonginin bakışlarıyla ne dediğini farketmişti. Açıklama gereği duymadı, ne de olsa hareketlerinden belli ediyordu değil mi? Bunu inkar eden karşısında her seferinde onu kendisinden iten adamdı.

"Neden cin görmüş gibi bakıyorsun?" Yoongi kafasını iki yana sallayarak ondan gizlenmek arkasına döndü. Dudaklarının titrediğini görmesini istemiyordu.

"İşin yok mu senin? Rahat bıraksana beni" yine yapıyordu. Hoseok oturduğu sandalyeden büyük bir nefes vererek ayaklandı ve o görmese de ona içten bir gülücük yolladı. Hayatında hiç bu kadar inatçı bir insan görmemişti. Elini cebine atarak telefonunda bir şeyler yaptı, geç bile kalmıştı bunun için.

Gözlerimi açtığımda yatakta yalnız başımaydım. Kollarımı iki yana açarak esnedim. Minho nerdeydi? Yanımda ki boşluğa bakarak dudak büktüm. Gözlerim komodinin üzerinde ki saate kaydığında yüz ifadem değişmişti. Saat çoktan öğlen olmuştu ve kimse beni uyandırmamış mıydı? O kadar iyi uyumuştum ki pişman değildim. Taehyung ne yapmıştı acaba? Ben sere serpe yatarken o yine işe gitmişti emindim. Yattığımızda hava zaten aydınlanmaya başlamıştı. Hiç uyuyamamış mıydı yoksa? Kaşlarımı çatarak doğruldum yattığım yatakta. Gözlerimi ovuşturarak banyoya ilerledim.

Aşağıya indiğimde Hoseok'u Minho ile oynarken görmüştüm. Yanlarına ilerledim. Hoseok'u ev dışında görmemiştim ama üzerinde takım elbise olmasa onun koruma olduğuna beni kimse inandıramazdı. Filmlerde gördüğüm korumalarla alakası bile yoktu.

İf the mafia falls in love |vmin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin