XXII.

990 82 28
                                    




1 hafta sonra

Göğsümde uyuyakalan minik bedeni yavaşça yastığına yatırdım. Hafif hareketlense de uyanmamıştı. Alnına dökülen saçları kenara ittiğimde minik yüzü ortaya çıkmıştı. Yanağına küçük bir öpücük bırakarak geri çekildim. Yarın 3. Yaşını kutlayacaktık. Pastasını ben yapmak istiyordum, bu yüzden yarın onunla Yoongi ve Hoseok ilgilenecekti. Yoongi ilk itiraz etsede, ikna olmuştu. İlk doğum gününü benim pastamla kutlamak istiyordum. Ellerimi heyecanla birbirine kavuşturarak yerimden kalktım. Boğazım kurumuştu. Ağır adımlarla odadan çıktım.

Odayı taşımamız iyi olmuştu, her yere yakındı. Salondan geçerken çıkan kapı sesiyle gözlerimi o tarafa çevirdim. Gözlerim karanlıkta da olsa seçmişti onu. Kravatı gevşemiş, saçları dağılmıştı. Gülümseyerek yanına yürüdüm.

"Hoşgeldin"

Sesimi duymasıyla elinde ki anahtarı cebine sokarak kafasını kaldırdı. Karanlık olduğundan gözleri kısılmıştı.

"Beni mi bekledin?" Kapıyı kapatırken sormuştu bu soruyu. Cevap vermeden sarıldım ona. Kollarını bekletmeden sarmıştı belime. İşleri hep böyle yoğun mu olacaktı? Yüzümü yasladığım boynuna bir öpücük kondurarak yüzüne baktım.

"O kadar geç geliyorsun ki bekleyemeden uyuyakalıyorum." Yüzünü hafif eğerek burnunu alnıma sürttü.

"Hımm" mırıltısının ardından şakaklarıma kondurduğu buse o kadar hoşuma gitmişti ki. Ellerimi daha da sardım ona.

"Hep böyle mi olacak? Yüzüne hasret kalıyorum." Sitemim hoşuna gitmişti anlaşılan, kıkırdamış ardından beni arkamda ki duvara yaslamıştı. Tek eli kafamın arkasına çıkmış, duvarla temasımı kesmişti. Camdan vuran loş ışıkta saçları alnında gölge oluşturmuştu. Elimi kaldırarak saçlarını kenara ittim. Gözlerini ağırca kapatarak fısıldadı.

"Bir de bana sor" sesinde ki tınıyla gözlerim dudaklarına çevrilmişti. Dudağını yalayarak alnını alnıma sürttü. Elimi yavaşça bütün yüzünde dolaştırdım. Ardından dudağının kenarına okşayarak fısıldadım.

"Sorayım" fısıltımla kafamı kaldırdım yüzüne doğru. Ayrılan alınlarımızın ardından gözlerini yüzümde gezdirdi. Yavaşça, acelesiz.

"Uyurken bile beni azdırıyorsun." Kaşlarımı dediği şey ile çatarak omzuna bir tane geçirdim.

"Bu çok kabaydı" ciddi bir şekilde desem bile gülüyordum. Uyurken beni mi izliyordu? Tepkime gülerek kravatını çıkardı bir anda. Gözlerim kemikli ellerinde takılı kalmıştı. Elimin tekini kaldırarak inceledim.

"Onları seviyorum" ellerimin sevilecek nesi vardı ki? Küçüklerdi bir kere. Ben hâlâ elimi incelerken tekrar konuştu.

"Jimin"

"Hım" mırıltımın ardından kafamı kaldırdım yüzüne doğru.

"Ses çıkarma"

"Ne?" Sesini çıkarma demişti ama beni kucaklayacağını söylememişti. Ayaklarımı refleksle kalçasına sararak fısıldadım.

"Taehyung yorgunsun" dediğime aldırış etmeden yürüdü. Omzunda ki elimi sıkarak yerimde yükseldim. Bu kalçamda ki elini sıkmasına sebep olmuştu. İnleyerek kendimi ona bastırdım. Yorgunsun diyordum ama kendime engel olamıyordum ki.

"Sessiz ol" kafamı sallayarak beni koltuğa bırakmasına izin verdim. Koltuğa değen vücudumla benden ayrılmasına izin vermeyerek onu da koltuğa çektim. Bunu yapmamı beklemediği için üzerime düşmüştü.

İf the mafia falls in love |vmin|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin