"Elini bir kere karaya buladığın zaman, aklamak zor olur. Baksana, ellerim kanda değil ama yine de bir şey değişmiyor."
Sessizliğimle cevapladım onu. Teselli cümlelerine veya ögütlerime ihtiyacı yoktu.
Sadece zaman, zamana ihtiyacımız vardı.
"Abim, bir kız çocuğu sahiplenmek istiyordu."
Başını koyduğu göğsümden çekildi. Yüzünü bana gösterdi.
"İsmi Alin, 5 yaşında. İsminin anlamı kendisi gibi parlak, ışık. Sanki onların hayatına gelecekmiş gibi değil mi?
Jimin, beni değiştirdin. Baksana, senin yanında ağlayabiliyorum. Seninle her şeyi konuşabiliyorum. Ve bundan asla şikayetçi değilim."
"Taehyung.. seni değiştirmedim ki ben. Sadece, sadece içinde sakladığın o kişiliği çıkarmana yardım ettim."
Elimin tersiyle yanağını sevdim.
"Ve abine çok sevindim, Minho'nun bir ablası olacak. Artık bir arkadaşı olacak."
Yanağını elime bastırarak gözlerini ağırca kapadı.
"Keşke her şey bu kadar kolay olabilse. Keşke böyle olmasaydı, bunlar yaşanmasaydı."
Hafif öne kaykılarak saçlarının kapadığı alnına dudaklarımı bastırdım.
"Her şey düzelecek, düzelteceğiz."
Geri çekilerek gergince yutkundum.
"Taehyung, bugün ne oldu?"
Bakışlarımı kıpırdayan kirpiklerinde ardından gözlerinde dolandırdım.
"Bay Kim yani baban, o öldü mü gerçekten?"
Huzurlu yüzünde ki ifade silindi, kafasını sallayarak yerinden kalktı.
Boşta kalan ellerime bakarak yüzümü buruşturdum.
"Ölmüş, kendi oğlunun elinden hemde."
Kaşlarımı çatarak bende onun gibi kalktım. Dizlerim yatağa basılıydı sadece, yataktan çıkmamıştım.
"Nasıl yani? Kendi o-oğlu derken, abin mi öldürmüş?"
Elimi ağzıma kapayarak gözlerimi o hariç her yerde gezdirdim. Aklım almıyordu, bir çocuğun babasını öldürmesi.
"Çocuk ticareti yapan bir adamı öldürmüş, babasını değil. Bunların arasında bir uçurum var Jimin. O adam asla bize babalık yapmadı. Ama abimi o halde görmeyi bende istemezdim.
O adamın kanının olduğu koridora bende girmek istemezdim, o kandan yol olan o koridorda."
Eski halime geri dönerek kafamı salladım. Şimdi onun neden o halde olduğunu anlıyordum sanırım. Gördüklerini görsem bu kadar sakin kalabilir miydim emin değildim.
"Ben bir duş alacağım, sen uyu beni bekleme."
Kafamı iki yana sallayarak konuştum.
"Hayır, seni bekleyeceğim. Çabuk gel, beni bekletme."
Omzunun üzerinden bana baktı.
"Jimin, uyu. Bir kaç dosyaya-"
Gözlerimi kısarak yorganı üzerime çektim ve onun tarafını patpatladım.
"Bu gece dosya yok, bu gece uyku var. Hadi, git artık. Gelmezsen ben gelirim."
Son cümlemle gözleri kısılan bu sefer oydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İf the mafia falls in love |vmin|
FanfictionEski sevgilisi tarafından dolandırılan Park Jimin, İntihar etmek için geldiği köprüde onu annesi sanan bir bebeğe annelik yapacak mıydı?