Plansız bir insan değildi Taehyung, plansız hiç bir şey yapmazdı. Hayatı boyunca plansız yaptığı iki şey olmuştu, biri Minho'nun annesiyle yemeğe çıkmaktı. O gün babasından aldığı emirle Minho'nun annesi ile buluşmuştu. Yejin, babasının arkadaşının kızıydı, onu davetlerde bir kaç kez görme fırsatı yakalamıştı. Alımlı güzel bir kadındı, babasının istediği türde bir gelin, ondan sonra ki varisi için fırsattı. Bunu anlayamamıştı Taehyung, o gün o yemeğe gitmiş, sabahında hatırlayamadığı gecenin günahı ile uyanmıştı. Nitekim üç ay sonra almıştı haberi, baba olduğu haberi.
Babası haberi aldığında ona sormadan düğün hazırlıklarına başlamış, olaylar bundan sonra hızla gelişmişti. Tam babasının istediği türde bir düğün olmuştu. Kalabalık değildi, içinde sadece Bay Kim'in görmesini istediği kişiler, masadakiler gelmişti. Babasının yapmak istediğini bilmesine rağmen olacakları sadece izlemişti Taehyung.
Yejin için ise işler istediği gibi ilerlemiş, Taehyung beklediği gibi zorluk çıkarmamıştı. İtiraz edeceğini düşünmüştü. Bay Kim'in ona söz verdiği gibi olmuş, düğünü sorunsuz geçmişti ama düğünden sonra hiç bir şey istediği gibi ilerlememişti. Evlilikleri boyunca Taehyung'u sadece Minho bahanesiyle görmüştü.
Taehyung ne kadar hazır hissetmese de gerçekliğin farkındaydı, krizi fırsata çevirecekti. Annesinden kalan miras ona bir ailesi olduğunda verilecekti ve o bu yolda ne kadar ilerlemek istemese de öyle ilerlemiş Minho doğmuştu. Yejin'in yanına onu, oğlunu koruması için küçüklükten beri yanında olan Jungkook'u görevlendirmişti.
Jungkook onun en güvendiği çalışanı ve en güvendiği arkadaşıydı. Ta ki Yejin ile yatmış Taehyung'u hayal kırıklığına uğratmıştı. Olayların farkındaydı Taehyung. Ne kadar Yejin'i sevmese de o çocuğunun annesiydi. Oğlu doğana kadar onu korumak zorundaydı. Jungkook'un bunu isteyerek ya da kasıtlı yapmadığını biliyordu, tanıyordu genci. Gurur. Sadece gururuna yedirememiş, aralarına mesafe koymuştu.
Bu aralarında ki profesyonelliği bozmamış, çalışan patron olarak devam etmişlerdi. Arkadaş olarak bağları incelse de o hâlâ en iyi çalışanıydı. Bu yüzden Jimin'i koruması için de onu görevlendirmişti.
Telefonunun çalmasıyla düşüncelerini bir kenara savurarak elini cebine attı. Arayanın Jungkook olduğunda kaşları çatılmıştı.
- Alo
- Bay Kim bir şey olursa söyle demiştiniz.
▪
Bu kadardı. Bunu söylemiş telefonu kapatmıştı. Sesli bir nefes alarak telefonu Jungkook'a uzattım. Neden böyle bir şey dediğini asla anlamamıştım. Sesi de kızgın gibiydi. Umursamamaya çalışarak dolaba ilerledim. Rastgele bir şeyler çıkardım.
Üzerimi giyindiğimde tamamen rahatlamıştım. Saçlarımı kurutmayı sonraya bıraktım ve odadan çıktım.
Salona indiğimde benden başka kimse yoktu koca yerde. Jungkook gördüğüm üzere dışarıda ki korumalarla konuşuyordu. Öğretmen gitmişti anlaşılan. Omuz silkerek bu sefer mutfağa yönlendirdim adımlarımı.
"Çekilsene önümden"
Adımlarım durdu.
"Neden?"
Yutkunarak duvar kenarına geçtim.
"Çekilmeni istiyorum çünkü"
Şaşkınlıkla elimi dudaklarıma kapadım. Hoseok resmen Yoongi'yi kıstırmıştı mutfak tezgahına. Bunların arasında bir şey olduğunu biliyordum zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İf the mafia falls in love |vmin|
FanfictionEski sevgilisi tarafından dolandırılan Park Jimin, İntihar etmek için geldiği köprüde onu annesi sanan bir bebeğe annelik yapacak mıydı?