Bu adamın işte olması gerekmiyor muydu, niye şuan evdeydi? İlk kez onu bu saatlerde evde görüyordum. Bir şey mi olmuştu acaba? Bay kim bir bana bir de arkamda üzerinde sadece havlu ile duran Bay Kang'a bakmış kollarını gögsünde bağlamıştı. Kendimi filmlerde ki basılma sahnesinde gibi hissettim. Açıklayabilirim Bay Kim. İçimden düşündüğüm şeye göz devirip ciddileştim. Bay Kim sonunda ağzını açtı.
"Bay Park?" Kendimi sorguda hissettim bir dakika. Sorgulanacak bir şey yoktu ki. Sadece yarı çıplak bir adamla misafir odasında baş başaydım. Ne olmuş yani?
"Bay Kim" sesim normal çıkmıştı ortamdaki gerginliğe nazaran. "Bir şey mi oldu?"
"Evet." dedi. Ne olmuş olabilirdi ki onu bu saatte eve getirecek kadar? "Sen benimle geliyorsun. Sizde Bay Kang üzerinizi giyinin." Dediğiyle gözlerimi Bay Kang'a çevirerek bacağına baktım. Havlu olduğundan dolayı göremediğim için yüzüne baktım. Gergindi ama bana bakarak gülümsedi. Bu sorun yok demekti anladığım kadarıyla. Bende ona küçük bir tebessüm ederek Bay Kim'e doğru yürüyerek yanından ona sürtünerek geçtim. Bu iki haftadır öpücük hariç ilk temasımızdı. Bay Kim'in nefesini kulağımda hissetmiştim. Ben geçtikten sonra kapıyı kapatarak kolumdan tuttu.
"Kolum" dedim sadece. Kolumu sanki tuttuğunun farkında değilmiş gibi bıraktı ve eliyle hızlıca alnını ovuşturdu. Sanki sinirliydi ve belli etmemeye çalışıyordu.
"Bay Kim bir şey mi oldu?" beni korkutuyordu. Elini alnından çekerek kafasını kaldırarak bana garip bir şekilde baktı.
"Evet, hayır. Olması mı lazım?" kesinlikle bir şey olmuştu ve bunun benimle ilgisi vardı.
"Peki olmuş. Anlatmak ister misiniz?"
"Hayır" gözlerimi kısarak bu sefer ben garip bir şekilde baktım ona. "Peki o zaman ben gidiyorum." bu her zaman işe yarardı. Yaramıştı. Bunu dedikten sonra arkasını dönerek ensesini kaşıdı.
"Bu akşam abim gelecek" gelsin bunda bir şey yoktu. "Seni görmeye." beni görmeye?
"Anlamadım?" anladım.
"Yeğeninin anne dediği kişiyi görmek istiyor." Haklıydı bir amca olarak tabi. Kendimi bir an eşinin ailesi ile tanışıyormuş gibi hissedip gerildim. Acaba nasıl biriydi? Bay Kim gibi biriyse bayılabilirdim korkudan. Sormalı mıydım?
"Anladım" dedim sadece. Bunun detaylarını Hoseok bana anlatabilirdi. Onu bulmam lazımdı ve nerede bulabileceğimi çok iyi biliyordum. Bugünlerde nedense mutfaktan çıkmıyordu beyfendi. Jungkook gelince üzerimde ki ilgisi azalmıştı.
"Jimin" benim bir şey dememe gerek kalmadan devam etti. "Abime dikkat et. O biraz serttir." Ah anladım. Kafamı sallayarak yanından geçtim. "Teşekkürler Bay Kim" çok yardımcı oldunuz.
▪
Merdivenlerden gelen sesle yerimden kalkıp Bay Kang'a doğru yürüdüm. "İyi misiniz?"
"İyiyim Jimin, ben artık gideyim" diyerek etrafı kolaçan etti. Galiba Bay Kim'i arıyordu gözleri. "Bay Kim odasında" dediğimi duyunca rahatlayarak gözlerini bana çevirdi.
"O zaman görüşürüz" onu kapıya kadar geçirdim ve kendimi koltuğa geri attım. Hiç bir şey yapasım yoktu. Mutfaktan gelen seslerde ayağa kalkarak mutfağa doğru koştum. Galiba Hoseok yine Yoongi'yi sinirlendirmişti.
"Ya senin işin gücün yok mu? Sürekli dibimdesin" Tahmin ettiğim gibi Yoongi'nin sesi sinirliydi. Çabuk sinirlenen bir yapısı mı vardı bilmiyorum ama ne zaman Hoseok yanında olsa sinirliydi. Sorun Hoseok da mıydı onda mıydı anlamadım. Hoseok ondan hoşlanıyordu ve bunu çekinmeden belli ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İf the mafia falls in love |vmin|
FanficEski sevgilisi tarafından dolandırılan Park Jimin, İntihar etmek için geldiği köprüde onu annesi sanan bir bebeğe annelik yapacak mıydı?