Arabadan indiğinde arkasına bakmadan önünde durduğu eve ilerledi. Bu eve en son bir kaç ay önce gelmişti, annesi için. Annesi olmasa bu eve gelmeyeceğini biliyordu. Bu ev onun evi değildi, insan evinde huzurlu olurdu. Yoongi, evin eskimiş duvarlarını incelerken girip girmemek konusunda kararsızdı. Ama gelmişti değil mi? hem Hoseok hâlâ onun içeri girmesini beklerken girmezse soru sorabilirdi. Yoongi bunu istemezdi. Kendine cesaret vererek kapıya ilerledi ve zile bastı. İçeriden annesinin o narin sesinin gelmesini bekliyordu ama duyduğu ses babasının umursamaz sesiydi.
"Kimi çağırdın yine?"
Bir kaç saniye sonra kapı açılmış ve babasının suratsız yüzünü görmüştü. Adam gördüğü bedenin şaşkınlığıyla geri çekildi. Buraya geldiğinde babası evde olmazdı, niye buradaydı ki? Yoongi daha fazla ona bakmak istemiyordu, kenardan adamın bıraktığı boşluktan içeri girdi. Tam bu sırada çalışan motor sesini duydu. İşte şimdi yalnızdı, yapayalnız. İçine çektiği derin nefesle annesinin olduğu odaya adım attı. Annesinin onu beklediğini görebiliyordu. Orta yaşlı kadın kapıdan giren oğlunu gördüğü anda yerinde dikleşmeye çalışmış, yattığı yatakta ona iyi görünmek istemişti.
"Oğlum, hoşgeldin. Çok özledim seni"
Kollarını açarak oğlunu kocaman kucakladı. Kollarını ne kadar sıkı sararsa o kadar onu sevdiğini göstermek istermiş gibi. Yoongi annesinin sarılışından memnundu, değil çıkmak orda ömür boyu yatabilirdi. Annesinin omzuna bir kaç öpücük kondurup annesinin ona daha çok sarılmasına sebep olacak şeyi söyledi.
"Biraz daha sarılırsan nefessizlikten gidicem annem."
"Yoongi"
Onun neşeli sesine nazaran annesinin sesi endişeliydi.
"Sana söyleyeceğim şeyi babanın duymaması gerekiyor."
İşte şimdi yüzünde ki ifade buz tutmuştu. Kafasını sallayarak onu dinlediğini belli etti. Annesini bu şekilde o adamla bırakmayı o istememişti.
"Baban, bir şeyler duymuş. Evde olacağını bilmiyordum gerçekten. Özür dilerim"
Annesinin kısılan sesiyle, yüzünü görmek için hafif geri çekti kendisini. Annesi ağlıyordu, kaşlarını çatarak çıktı kollarından. Gözyaşlarını tek tek öptü. Ellerinin arasına aldı kadının yüzünü.
"Ağlama, hem bak ben kendimi koruyacak yaşa geldim. Korumayım ben." Bir tek kendimi korkuyamıyorum anne, ne yazık.
"Sen buraya ne yüzle geliyorsun lan ibne!"
Odaya dalan adamın sesi ikisini de korkutmuştu. Yoongi yutkunarak annesini arkasına alarak ona yaklaşan adama döndü.
"Sözlerine dikkat et!" Gözlerini arkasında korkuyla onları izleyen bedene değdirip tekrar adama döndü.
"Annemin önünde konuşmayalım"
Gözleri adamın elinde ki şeye kaymıştı, derince yutkundu. Sen kendini koruyabilirsin Yoongi. Bunun eğitimini aldın sen. Kaç adam senden korkuyor, bu adam kim ki? Düşündüklerine güvenerek adama ilerledi. Yanından geçmesine izin vermemişti adam.
"Niye? Korkuyor musun annenin duyacaklarından? Laf söyletmiyor sana. Görsün oğlunun gerçek yüzünü."
"Baba, yapma"
"Ne yapmayayım? Oğlunun nasıl bir ibne olduğunu gizlememi mi istiyorsun?"
Gözlerini duyduğu kelime bir kaç saniye kapanmıştı. Çenesini sıkarak yumruk olmuş ellerini açıp kapattı.
![](https://img.wattpad.com/cover/294329732-288-k941204.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İf the mafia falls in love |vmin|
FanfictionEski sevgilisi tarafından dolandırılan Park Jimin, İntihar etmek için geldiği köprüde onu annesi sanan bir bebeğe annelik yapacak mıydı?