Bora hala öpmeye devam ediyordu ama ona karşılık vermiyordum. Vermiyeceğimde. Elimi kapıdan çektim. Onu itmeye çalıştım ama itemiyordum. Nefesi kesildiğinde benden ayrıldı. Hızla kapının önünden çekilip odama doğru koşar adımlarla ilerlemeye başladım. Merdivenleri hızlıca çıkıp odama girdim. Kapıyı kapatıp kapıya yaslandım ve derin derin nefes almaya başladım. Sakin ol Aslı... Sakin ol...
''Aslı kapıyı açarmısın ?'' diyerek kapının arkasından Öykü bana seslendi. Kapıdan biraz çekilip açtım. Şu an çok utanıyordum. Belki benim suçum değildi ama... Aslında benimde suçum vardı. Israr etmemeliydim. Kapıyı açmak için zorlamamalıydım. Öykü odaya girdiğinden beri direk yüzüme bakıyordu.
''İyimisin ?'' dedi tatlı ses tonuyla ve kaşlarını her zamanki gibi kaldırmıştı. Hiç bir şey demedim. Sadece 'Evet' anlamında kafamı salladım.
''Burda bekle tamam mı ? Hemen geliyorum'' dedi. Tekrar hiç bir şey söylemeden kafamı 'Evet' anlamında salladım. Öykü hızla odadan çıktı. Önce şöyle bir odama baktım. Daha sonra ayaklarım beni yatağıma doğru sürüklemişti. Yatağımın yorganını açıp içine girdim. Üstümü örtüp cenin pozisyonu aldım. Bu gece olanları ve Bora'yı düşünmemem gerekiyordu...
Bora'dan
Aslı'dan ayrıldığımda hızla yukarı çıkmıştı. Fazla mı abartmıştım ? Kapı çaldığında Öykü'de yukarı çıktı. Bizimkiler içeri girdiğinde Mert'e baktım. Hızla bana doğru yaklaştı.
''Abi iki saattir niye kapıyı açmıyorsunuz ?'' dedi Ege. Mert ona aldırış etmeden sinirle bana bakmaya devam etti.
''Biraz önce ne yaptın sen !?'' diye sinirle bağırdı. Ona cevap dahi vermemi beklemeden yumruğu çakmıştı bile.
''Hey! Abi sakin ol. Noluyor burda ?'' diyerek Rüzgar aramıza girdi. Dudağımda hissettiğim sıvıyla elim istemsizce dudağıma gitti. Kanıyordu ama şu an pekte umrumda değil. Mert'e bakttığımda hala sinirle bana bakıyordu. Rüzgar tutmasa neler yapar. Bir bakımıda haklı ama...
''Ya sen kimsin lan !? Kuzenim lan o benim'' diye bağırdı.
''Kuzenin ?'' dedi Anıl kaşlarını çatarak. Tam o sırada Öykü hızla aşşağı indi. Sinirle etrafına bakmaya başladı. Gözleri beni bulduğunda bana doğru ilerledi. Ben ne yapıyorum mu ? Hiç bir şey. Sonuçta haklılar belkide.
''Ya sen!... Sen ne kadar iğrenç bir insansın! Ne yaptığını sanıyorsun ki !?'' diye sinirle bağırdı. Sesimi çıkartmadım. Zaten sesimi çıkartacağım haklı olduğum bir noktada yok.
''Mert'in kuzeni sen misin ?'' dedi Anıl kaşlarını kaldırarak. Öykü dönüp Anıl'a baktı ama cevap vermeden tekrar bana döndü.
''Bir dakika ben bu kızı tanıyorum. Bu okulda Bora'nın dalga geçtiği kızın yanında ki'' dedi Ege ve sorar şekilde Anıl'a baktı. Anıl kaşlarını çatarak Öykü'ye bakmaya başladı.
''Hani şu Mert'i Buse'yle görünce gözleri dolan kız'' dediğinde Öykü daha çok sinirlenmişti. Ben hiç bir şey yapmadan duruyordum. Mert ise sinirle etrafımızda ki konuşmayı dinliyordu.
''Evet'' dedi Anıl düşünceli bir sesle. ''Hatırladım.'' Öykü'nün sert tokadıyla bir an neye uğradığımı şaşırmıştım.
''Bir daha bizden özellikle Aslı'dan uzak dur! Anladın mı !? Belki bu tarz şeyler senin için önemli olmaya bilir ama onun Aslı'nın ilk öpücüğü olduğa eminim!'' diye bağırdı ve son kez sinirle bana bakıp hızla yukarı çıktı.
''Bu da neydi şimdi ?'' dedi Rüzgar kaşlarını çatarak. Hızla kapıya doğru ilerleyip montumu aldım ve evden çıktım. Bahçeye çıktığımda bahçe duvarına sert bir tekme atmıştım. Şu an en sakin şekilde düşünebileceğim yere gitmeliydim. Sahile. Zaten deniz kimi sakinleştirmez ki...
Kaç saatir burda oturduğum hakkında hiç bir fikrim yoktu. Tek bildiğim hava bayağı kararmıştı. Bu saatte eve gidemezdim. Mert'in yanına gitmelimiyim ? Hiç bir fikrim yok. düşünürken telefonum çalmaya başladı. Telefonumu cebimden çıkarıp baktığımda Selin abla arıyordu. Denize baktım ve telefonu açtım.
''Alo''
''Alo. Bora canım nasılsın ?'' dedi Selin abla. Ona Mert'le kavga ettiğimizi söyleyemezdim. Özellikle Aslı ile olanları asla.
''İyiyim Selin abla. Sen ?'' dedim.
''İyiyim de ben Mert'i aradım ulaşılamıyordu, Aslı'yı aradım çalıyordu ama açmadı, Öykü'yü arıycaktım da bende numarası yok. Bir şey falan olmadı değil mi ?'' dedi endişeli bir sesle.
''Hayır. Bir şey yok. Mert'in şarjı bitmiştir. Aslı'da en son odasındaydı. Kitap falan okuyordur titreşimdeyse fark etmemiştir. Belkide uyuyordur.'' dedim.
''Sen yanındaysan Mert'le konuşabilirmiyim ?'' dedi Selin abla.
''Ben dışarıdayım'' dedim sadece.
''Hım.. Peki ama bir an önce eve git geç kalma. Eve gittiğinde Mert'e söylersin beni arar. Yarın falan'' dedi.
''Tamam'' dedim gülerek ve telefonu kapattım. Belkide bu halde gülmeyi hiç hak etmiyordum. Zaten sen niye kızı öpüyorsun ki !?
Eve geldiğimde cebimden anahtarı çıkardım ve kapıyı açtım. Selin abla giderken beraber kalıcağımız için bana anahtar yaptırmış. Zaten her yıl İngiltere'ye gittiklerinde Mert'le beraber kalırız. Eve girdiğimde kapıyı sessizce kapattım. Duvarda ki saate baktığımda saatin gece üç olduğunu gördüm. Salonda kimse yoktu. Sessizce yukarı çıktım. Karşıma çıkan ilk misafir odasına girdiğimde bizimkilerin burda olduğunu gördüm. Uyuyorlardı. Burdan çıkıp öbür misafir odasına ilerledim. Aslı'nın odasının yanında ki oda. Elim istemsizce Aslı'nın odasının kapısına gidiyordu. Cesaretle sessiz bir şekilde kapıyı açtım. Oda karanlık olduğu için yüzü pek belli olmuyordu ama uyuduğunu anlamıştım.
''Özür dilerim prenses''...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Bu Kitap Sevgisi ??
Novela JuvenilAnnesiyle babası boşanan Aslı İzmir'e teyzesinin yanına üniversite için taşınır ve hayatı değişir. Aslı kitaplarının ellenmesinden hoşlanmıyor peki niye ? ***** ''Mert kitap okuyor da benim mi haberim yok ?'' dedi biri kafamı kaldırdığım da biri kit...