Multimedia Bora
Onunla konuşmamak için daha doğrusu yüzüne bile bakmamak için yere bakıyordum.
''Naber Aslı ?'' dedi. Yavaşça kafamı kaldırıp ona baktım. Boş boş bakıyordu. Gözlerinde hiç bir duygu belirtisi yoktu. Sadece bakıyordu. Acaba nasıl bu kadar rahat davranıyordu ?
''Hımm... Anladığım kadarıyla iyisin. Peki'' dedi. Ona cevap vermeme rağmen konuşuyordu. Cevap vermeden kafamı çevirdim. Öykü gülümseyip bana doğru yaklaşmaya başladı. Salona girdiğinde etrafa baktı. Bora'yı görmesiyle yüzü düşmüştü bile.
''Aaa. Naber Öykü ?'' dedi Bora. Öykü bana bakıp gözlerini devirdi.
''Bora, ne kadar rahat davranıyorsun. Sen yaşananların farkında değilsin galiba.'' dedi sinirli bir sesle.
''Yooo. Gayet farkındayım'' dedi Bora ve güldü. Bu durumda bile benle dalga geçiyor ya...
''O zaman niye böyle davranıyorsun ?'' dedi Öykü gene kaşlarını kaldırmıştı.
''Çünkü her şey gayet normal ve bende o yüzden normal davranıyorum. Ortada farklı davranılacak herhangi bir durum yok ki'' dedi sırıtarak. Öykü sinirlenmişti.
''Normal mi !? Senin Aslı'yı öpmen normal bir şey miydi ?'' dedi Öykü. Evet Bora olanlara normal diyemezdi. En azından bana uzun bir süre bulaşmasın.
''Evet'' dedi normal sesiyle.
''Değil'' dedim kısık sesimle. Değildi. Asla normal bir şey olmayacak! En azından benim için. Bora sesimi duyunca bana baktı.
''Bu benim sorunum değil'' dedi ve omuz silkti. Hiç bir şey demedim. Öykü de demedi. Ayağı kalkıp çantamı omzuma taktım.
''Gidelim mi ?'' dedim Öykü'ye bakıp. Öykü kafasını salladı. Salondan çıkıp kapıya doğru gitmeye başladık. Yürürken nefesimi dışarı verdim. Bir an sanki nefes alamıyorum gibi gelmişti.
*****
Derslerde sonra Öykü'yle bahçede oturmaya başlamıştık. Şu ilk tanıştığımız masada oturuyorduk. Mert'ler ise tam o gün ki gibi karşımda oturuyordu...
''Bir şey mi düşünüyorsun ?'' dedi Öykü. Öykü'ye baktım.
''İlk tanıştığımız günü düşünüyorum'' dedim. Öykü güldü.
''Evet ya çok... Tuhaftı. Zaten herşey çok hızlı gelişti. Daha tanışalı yaklaşık bir ay, bir buçuk ay falan oldu ama bu süre içine o kadar şey sıkıştırdık ki...'' dedi düşünceli sesiyle. Öyleydi gerçektende. Bir yada bir buçuk ayda o kadar çok şey oldu ki...
''Selam'' diyerek Rüzgar yanımıza geldi. O gelince bir şeyler düşünmeyi bıraktım. Rüzgar'a baktığımda o da bana bakıyordu. Gülümsedi. Bende ona gülümsedim.
''Şimdi size daha doğrusu Öykü'ye bir teklifte bulunmaya geldim'' dedi ve Öykü'ye baktı.
''Seni dinliyorum'' dedi Öykü. Ne diyicekti ki.
''Şimdi tespitlerime göre...'' dedi ve durdu. Şu an kafasında nasıl söyliyeceğini tartmaya çalışıyordu.
''Vazgeçtim bu bir tespit değil bu bir gerçek ki senin Mert'i sevdiğini herkes biliyor'' dedi Rüzgar. Öykü gözlerini kaçırıp bana baktı.
''Sana onu etkilemen de yada onu kendine aşık etmende yardım edebilirim. Ne dersin ?'' dedi gülümseyerek.
''Yapamam'' dedi Öykü kısık sesiyle. Hiç düşünmeden cevabını vermişti.
''Niye ?'' dedi Rüzgar. Biraz önceki gülümsemesi gitmişti.
''İşte, yapamam'' dedi.
''Saat kaç ?'' dedi bana bakarak. Kolumda ki saate baktım.
''Üçü on iki geçiyor'' dedim. Öykü ayağı kalkıp çantasını aldı ve omzuna taktı. İkimizde aynı tarz çanta takmıştık.
''Derse yetişmem gerekiyor görüşürüz'' dedi ve el salladı. Bende ona el salladım. Daha sonra uzaklaşmaya başladı...
Öykü'den
Arkamı dönüp hızla üniversiteye girdim. Dersim üst kattaydı. Merdivenleri koşar adımlarla çıktım.
''Öykü'' arkamdan adımın seslenildiğini duyunca durdum ve arkamı döndüm. Mert. Merdivenleri hızla çıkıp yanıma geldi.
''Şurda konuşalım'' dedi ve beni kolumdan tuttu. Kolum alev almıştı sanki. Kalbim yerinden çıkıcak gibiydi fazla heycanlanmıştım. Çok seviyorum ben onu. Her ne kadar o beni sevmesede... Beni kolumdan tutup merdivenleri başına getirdi. Hala kolumu tutmaya devam ederken köşeyi döndü. Koridorda pek fazla kişi yoktu. Dersin başlamasına az kalmıştı. Bu gidişle derse giremiyeceğim.
''Eee ne konuşucaksın benimle ?'' dedim kaşlarımı kaldırarak. Mert gözlerimin içine bakıyordu. Bu beni fazlasıyla heycanlandırıyordu. Panik oluyorum. Bakmasana şöyle.
''Rüzgar'la ne konuştun ?'' dedi. Hala aynı şekilde bakıyordu.
''Bir şey konuşmadım'' dedim ona bana ettiği teklifi anlatamazdım.
''Gördüm Öykü. Sadece merak ediyorum. Söyle'' dedi gayet sakindi. Ne olur bu fırtına öncesi sessizlik olmasın. Ne olur...
''Yok bir şey Mert. Abartma'' dedim. İşte şimdi sinirlendi. Bunu belirginleşen damarlarından çok net anlıya biliyordum.
''Peki... Sana tek bir şey söyliyeceğim...'' dedi sinirle. Merak etmiştim.
''Bana yakın olmak için Rüzgar'ın yanında dolaşmaktan vazgeç'' dedi ve hızla yanımdan geçip gitti. Ben ? Ben... Ben Rüzgar'ın teklifini bile kabul etmemişken nasıl bunu söyliyebiliyor ?
Gözlerim dolmuştu. Gene haksız yere canımı yaktı. Sadece gördükleriyle hareket ediyor. Duyduklarına inanmıyor ve bu her seferinde benim canımı yakıyor. Ağlamaya başladım. Hızla tuvalete gittim. Duvara doğru yaklaştım ve daha çok ağlamaya başladım. Hıçkırarak deli gibi ağlıyordum. Daha fazla ayakta duramayınca yere çöktüm.
''Öykü'' diyerek Rüzgar yanıma geldi. Hemde burası kızlar tuvaleti olmasına rağmen. Yanıma yere çöküp bana sarıldı.
''Ağlama'' dedi. Nasıl ağlamıyım ki ? Bende ona sarıldım. Göz yaşlarım tişortunu ıslatmıştı. Rüzgar bunu hiç umursamıyordu. Saçımı okşuyordu.
''Şişştt sakin ol'' dedi.
''Çok seviyorum Rüzgar. Deli gibi'' dedim. Ağlamam daha çok şiddetlenmişti. Ağlarken gözlerim kapıya kaydı. Mert ordaydı ve bana daha doğrusu bize bakıyordu. Uzun uzun gözlerime baktıktan sonra gitti...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Bu Kitap Sevgisi ??
Teen FictionAnnesiyle babası boşanan Aslı İzmir'e teyzesinin yanına üniversite için taşınır ve hayatı değişir. Aslı kitaplarının ellenmesinden hoşlanmıyor peki niye ? ***** ''Mert kitap okuyor da benim mi haberim yok ?'' dedi biri kafamı kaldırdığım da biri kit...