Bu bölümü Eda'ya ithaf ediyorum. O kim derseniz ? O WickedGames'i benimle birlikte açan dostum. O ilk kitap yazmam için ''Hadi gel yazalım'' diyen kişi. Onu çok seviyorum çünkü o olmasa ben şuan bunları yazamazdım. Hiç bir zaman cesaret edemezdim. O iyiki var. Onla 6. sınıfta tanıştık. Başlarda aramız soğuk olsada sonradan çok iyi anlaşmıştık işte. O olmasa dersler sıkıcı olurdu. O olmasa o kadar şey yaşamazdım belkide. 8. sınıf olduk ve ayrıldık. Ama biz yaz tatilinde de henüz birbirimizden kopmuş değiliz. Onu çok seviyorum o benim herşeyim. SENİ SEVİYORUM DOSTUM!! <3 :)
Bu arada karneleri de aldık! :) Yazarınızın karnesi çok iyi takdir aldım. :) Teog sonucuma üzülüyorum ama bana dua edin! güzel bir liseye girebiliyim.! :)
Son olarak MERT DEĞİŞTİ. O artık yeşil gözlü sarışın bir yakışıklı :) Öncekini ona pek yakıştırmıyordum ve onu gördüğümde bu Mert olmalı! dedim. :) Multimedia da var. iyi okumalar canlarım :)
Multimedia MERT!
İçimde bir an da yeşeren mutluluk tohumlarına anlam veremiyordum bir türlü. Ne kadar sevinsem de bunu Bora'ya belli etmemeye çalıştım.
''On saniye içinde tepki vermez isen kabul ettin sayarım.'' dedi ve güldü. Ne yapacağı bilemiyordum. Kitabımı kapatıp ona baktım. Bana gülümsüyordu.
''Bunu kabul ettin sayıyorum.'' dedi bana o kocaman gülümsemesiyle. İçimden gülmek gelse de hiç bir şey yapmadım. O an sadece aklımda tek bir şey vardı ve ben bu ortam da daha fazla durup da utanmamak için bunu dile getirme kararı aldım.
''Açım.'' dedim sadece. Kaç gün önce yemek yediğimi bile unutmuştum. Bora ayağı kalkıp yanımdan gitti. Bana yemek getireceğini anlamıştım. O gittikten sonra yüzümden kocaman bir gülümseme olmuştu. Bunu kızlara nasıl anlatacağım ? Utanırım ben.
Bora elindeki tabakla gelince aklımda ki düşünceleri geri yolladım. Tabakla yanıma oturdu ve tabağı kucağıma koydu. Elimde ki kitabımı bacağımla oturduğumuz hamak tarzı şeyin arasına koydum. İki sandviçten birini elime aldım ve ona uzattım.
''Ben yemeyeceğim sen ye.'' dedi ama ben onun da yemesini istiyordum. Israrla biraz daha uzattım. Gülümseyip elimde ki sandviçten koca bir ısırık aldı. Gülümsedim. Hiç konuşmuyordum.
''Hadi ye şunu Aslı.'' dediğinde sandviçi yemeğe başladım.
İki sandviçi de yediğimde doymuştum. Bora tabağı yere koydu ve arkasına yaslandı. Akşam olmuş hava kararmıştı. Başımı Bora'nın omzuna koydum. Kokusu içime işlemişti resmen.
''Yarın teyzen geliyor.'' dedi. Şaşırmıştım. O kadar süre çabuk geçmişti. Başta hiç gitmesini istemediğim teyzemin geldiği tarihi bile bilmiyordum.
''O kadar oldu mu ?'' dedim ona bakmaya çalışarak. Kafamı kaldırmayı hiç istemiyordum.
''Evet.'' dedi ve güldü. Teyzem geliyorsa Öykü gidiyordu. Onun gitmesini hiç istemiyordum.
''Öykü nerede ?'' dedim sadece.
''Bilmiyorum sabah Deniz'le yemek falan hazırlıyorlardı.'' dedi. Onlarla aynı evde kalmaya alışmıştım. Öykü, Rüzgar, Deniz, Ege ve pek görüp tanımasam da Anıl...
''Teyzem gelince hepsi gidecek mi ?'' dedim üzgün çıkmasına engel olamadığım sesimle.
''Aynen öyle yarın son gece.'' dedi ve sıkıntıyla nefesini dışarı verdi.
''Sen ?'' dedim kafamı kaldırarak ona baktım. Güldü.
''Annem beni çok özlemiş.'' dedi gülerek. Yani gidecekti. Doğru onu burada tutamazdım.
''Aslı geri geleceğim niye bu kadar takıyorsun ki ?'' dedi gülmeye devam ederken. O da doğru. Ben bir şey demeyince Bora kolunu bana sardı ve bana sarıldı. Başımı tekrar omzuna koydum.
''Şu an burada olduğumuzu bilen var mı ?'' dedim merakla. Mert öğrenirse tepkisini çok merak ediyordum.
''Hayır ve Mert'e nasıl söyleye bileceğimi bende bilmiyorum.'' dedi. Resmen aklımı okumuştu. Bir şey demeden gözlerimi kapattım biraz daha uyumak istiyordum.
Uyandığımda sabah olmuştu. Gözlerimi kırpıştırırken Bora'yla bahçede olduğumuz ve bu gün teyzemin geleceği aklıma gelmesiyle ayağı fırladım. Ben yaptım sarsıntıyla Bora huzursuzca gözleri açtı.
''Bora! Bu gün teyzem geliyor kalk.'' dedim. Çok panik olmuştum. Bizi biri böyle görse olacakları tahmin bile edemiyordum. Bora ayağı kalktı. Elimi tuttuğunda heyecan yapmıştım. Ön kapıya doğru gitmek için bir kaç adım atmıştım ki Bora beni durdurdu.
''Gel salona çıkan kapıdan içeri girelim.'' dedi ve elimden tutarken beni de peşinden götürdü. Solana açılan büyük cam kapının önüne geldiğimizde Bora hala elimden tutarken içeri girdik. Kapı zaten açıktı. Tam içeri girdiğimiz de kapı çaldı. Aniden Bora'nın elini bıraktım. Bora bana bakıp güldü.
''Mükemmel zamanlama.'' dediği şeyle bende ona gülümsedim. Öyleydi gerçektende.
''Ben geldim!.'' diye bağıran teyzemin neşeli sesini duyduğumda gülümsemem daha çok yayılmıştı. Koşarak kapının önüne gittim. Herkesle sarılmıştı.
''Teyze!.'' dedim ve sevinçle teyzeme sarıldım. Sarıldıktan sonra geri çekildim ve kenarda duran Deniz ve Öykü'nün ortasına geçtim. Dünden beri kimseyi görmemiştim. Bora ve Ege hariç. Herkes buradaydı. Bora hariç. Arkama dönüp baktığımda gelmişti. O da teyzeme sarıldı. Ayrıldığında teyzem hepimize neşeyle baktı.
''Size bir süprizim var.'' dedi ve kapının önünden çekildi. İçeriye iki tane kız girdiğinde kaşlarım çatık onlara baktım. Teyzem kocaman gülümsemesiyle tekrar hepimize baktı.
''Bu Mert'in kuzeni.'' dedi yan tarafında ki kahverengi saçlı kızı göstererek.
''Bu da arkadaşı.'' dedi bu sefer o kızın yanında ki kızı göstererek.
''Etekleri giymeden gelebilirlermiş.'' dedi sağımda ki Öykü.
''Biri Rüzgar'a baksın var ya bitiririm.'' dedi solumda ki Deniz. Dönüp ona baktığımda gözlerini kısmış kızlara bakıyordu. Önüme dönüp kızlara baktım.
''Bittik biz.'' dedim ve yutkundum...

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ne Bu Kitap Sevgisi ??
Teen FictionAnnesiyle babası boşanan Aslı İzmir'e teyzesinin yanına üniversite için taşınır ve hayatı değişir. Aslı kitaplarının ellenmesinden hoşlanmıyor peki niye ? ***** ''Mert kitap okuyor da benim mi haberim yok ?'' dedi biri kafamı kaldırdığım da biri kit...