#35#

53 7 0
                                    

Öylece bakıyordum. Öykü'ye baktığımda titriyordu. Gözlerim dolmuştu. Bu abartılacak bir şey değildi.  Benim üzüldüğüm şey Öykü'nün üzülmesi. İnsanlar en yakınlarının üzülmesini istemezdi ki. Onu ağlatan kişinin canını yakmak isterdi, o da onu kırmak isterdi. Karşılıksız sevgi zordu...

Titreyen dudağımı ısırarak durdurmaya çalıştım. Öykü'ye doğru bir kaç adım attım. Kolumu ona doğru uzattığım da bana baktı. O güzel yeşil ve gri karışımı gözlerinin etrafını kırmızılık kaplamıştı. Orada olmayı zerre hak etmeyen bir kırmızılık.

''Ö-öykü. Boşver, sakin ol. Sakın bir şey yapma. Zaten teyzem de evde.'' dedim çatallaşmış sesimle.

''Aslı. Ben sadece sevdim. Sevmekten başka bir şey yapmadım ki.'' dedi ağlamaklı sesiyle. Gözünden düşen gözyaşlarıyla hızla ilerledi. Bahçeden çıkarken arkasından sadece baktım. Teselli etsem... Yapamıyorum bile. Mert ve Tuğçe'ye döndüğüm de bizi daha yeni fark etmişlerdi. Tuğçe etrafını gülümseyerek inceleyip gitti. Bende gitmek istiyordum. Arkamı döndüm ve ilerlemeye başladım. Evin yan tarafından geçerken durdum. Bedenimi evin duvarına yaslayıp, gözlerimi kapattım. Derin bir nefes aldım. Çok derin bir nefes. Mert'in o kızı öptüğüne inanamıyordum... Özellikle bunu Öykü buradayken yapmıştı. En azından onun göremeyeceği bir zamanda yapsa ne olurdu ki ? Cevabı basit; Bunu sadece Öykü bilmezdi. O kadar. Değişen hiç bir şey olmayacaktı. Gözlerimi açıp etrafıma baktım. Evin etrafından yürümeye devam edip eve girdim. Hızla merdivenlere yöneldim. Koşar adımlarla çıktığım merdivenlerden büyük adımlarla Öykü'nün kaldığı odaya gittim. Kapının önünde duraksayıp biraz bekledim. Yapabilirdim.

Kapıyı içimden gelen büyük hırsla hızlı bir şekilde açtım... Yoktu. Evi -en önemlisi beni- nasıl bu kadar çabuk terk etmişti ?

İçimde ki hayal kırıklarıyla arkamı döndüm. Gitmişti...

Öykü'den devam

Küçük valiz tarzı çantamı arabama koydum. Sürücü koltuğunun olduğu tarafa ilerleyip kapımı hızlıca açıp oturdum. Kapımı kapattım ve kemerimi bağladım. Düz boş yola baktım. Gözlerim dolmuştu. Sokağı aydınlatan tek şey sokak lambalarıydı. Direksiyona elimle sert bir tane geçirdim. Gözlerimi kapatıp arkama yaslandım, kafamı geriye doğru yatırdım ve derin derin nefes aldım. Unutabilirim... Olmamış gibi davranabilirim... Onu umursamadan hayatıma devam edebilirim... Ondan nefret edebilirim... Kimi kandırıyorum ki! Hiç bir şey yapamam. Uzakta bile olsa unutsam bile... İsminin geçtiği tek bir cümlede tekrar aşık olurum... Unutamam. 

Gözüme onu öptüğü anlar geldi. Hızla gözlerimi açıp, kafamı yasladığım yerden çektim. Belki yapamayacak olduğumu düşünsem de deneyeceğim. Denemeye değer mi ? Bilemiyorum...

İçime derin bir nefes çekip arabayı çalıştırdım. Kumsala gidecektim...

Geldiğim de el frenini çektim ve kapıyı açıp arabadan indim. İndiğim an da rüzgar adeta bedenimi kaplamıştı. Üşüsem de umursamadan ilerlemeye başladım. Kumların denize yakın kısmına geldiğim de oturdum. Yalnızlık... Bana her zaman onu hatırlatıyordu. İstemsizce gözlerim doluyordu. Bacaklarımı kendime çektim, kollarımı bacaklarımı sardım. Gözlerimi kapatıp deniz kokusunu içime çektim.

''Belki zor ama dayanırım ben. Bunca zamandır dayandım. Bir kızı öptü diye mi yıkılıcam ?'' dedim. Kendi kendime gülümsedim. Gülmeme rağmen gözyaşlarım sel misali akıyordu.

''Üzgün müyüz ?'' diye bir soru geldiğinde hızla kafamı o yöne çevirdim. Bacaklarımı bağladığım kollarımı çözdüm. Giydiği siyah sweat-tshirt'ün şapkasını kapattığı için yüzü gözükmüyordu. Benden yana hiç bakmıyordu. Kaşlarımı çatmış ona bakmaya başladım. Gelip yanıma oturdu.

''Sen kimsin ?'' dedim merakla. Kötü birimiydi ? İçimi telaş kaplamıştı.

''Mutsuz.'' dedi sadece. Onu anlamıyordum. Ben hala ona bakarken o denize bakıyordu.

''Aramızda ortak bir yön keşfettim; ikimizde mutlu olduğumuz için burada değiliz.'' dedi. Gülümsediğini anlamıştım. Önüme döndüm ve eski pozisyonuma büründüm.

''Tahmin edeyim. Aşk acısı çekiyoruz ?'' dedi. Hızla kafamı ona çevirdim.

''Beyin okuyucu falan mısın sen ?''' dedim kaşlarımı kaldırmış ona bakarken.

''Hayır.'' dedi gülerek. Tekrar önüme döndüm.

''Ben onu seviyorum. Bunu bilmesine rağmen o kızı öptü.'' dedim sinirle. Sinirli ve üzgündüm. Hayal kırıklığıyla dolu bir şekilde.

''Anlatmak ister misin ?'' dedi. İsterdim. Birisi olup bitenleri dinlesin isterdim. Ona güvene bilir miyim ? Bilemiyorum.

''Anlattığım an senin hikayeni dinlemeden bırakmam.'' dedim. Güldü.

''Kabul.'' dedi.

''Her şey okulda başladı. Şu klasik çarpışmalardan birini yaşamıştık. İlk görüşte aşık oldum ona. Sonra bir gün bahçede kafeteryanın olduğu bir bölümde bir kızın o ve arkadaşlarının oturduğu tarafa baktığını gördüm. Kıskandım. Yanına gittim ve şakayla karışık bir şekilde onunla konuştum. Bana hiç birine aşık olmadığını söyledi. Ben o tarafa bakarken bu sefer o bana sordu. Söyledim. Daha sonra kız bana onun kuzeni olduğunu söyledi. Başta telaş yaptım ama sonra yakın arkadaş olduk. Kız beni evine davet etti. Sonra öğrendim ki aynı evde yaşıyorlarmış. Bir gün teyzesi gitti. Bende yanında kalmaya başladım. Kavga, ağlamalar öyle gidiyordu. Sonra her şey yoluna girmeye başladı. Arkadaşım onun en yakın arkadaşını seviyor. Sonra bu gün teyzesi döndü. Bu gece o evde son kez kalıyorduk. O, onun arkadaşları, bir arkadaşının kız arkadaşı ve biz. Teyzesi gelirken yanında onun kuzeni ve kuzeninin arkadaşını da getirmiş. Sonra yemek falan yedik. Tabi kızlar benimle alay ettikleri için ben ve arkadaşım yemek yiyemedik. Yemekten sonra arka bahçeye çıkma kararı aldılar. Çoğu kişi ortalıklarda yoktu. Arka bahçeye çıktığımız da... O ve kuzeninin arkadaşı...'' yutkundum. Gözlerimden yaşlar akıyordu. Hıçkırıklarımı tutamıyordum. ''Öpüşüyorlardı.'' dedim. Kollarımı bacaklarımdan çözdüm, ellerimle gözlerimi sildim.

''Kötü olmuş. Senin adına üzüldüm.'' dedi. Kendimi acındırmış gibi hissettim.

''Sıra sende.'' dedim ve kestirip attım.

''Her şey iki-üç yıl önce başlamıştı. Ben... Mutluydum. Bir meleğim vardı. Mutlu bir hayatım. Sonra bir bazı olaylar oldu. Oradan kaçmaya çalıştım ama daha nasıl olduğunu anlayamadan bayılmıştım. Uyandığım da bir hastanedeydim. Hafıza kaybı geçirdiğim için hiç bir şeyi hatırlamıyordum. Amerika'ya gittim. Nedenini bilmiyordum ama gittim. Yaklaşık bir-bir buçuk yıl sonra ancak iyileştim. Meleğimi hatırladım. Onu görmeye cesaret edemedim. Buralara gelemedim. Hiç bir şey yapamadım. Sonra kendi kendime dedim ki sen yaparsın bulursun. Karşısına çıkar anlatırsın. O seni dinler, anlar. Tekrar mutlu olursunuz. O cesaretle Türkiye'ye geldim. Aradım ama yoktu. Hiç bir yerde yok... Son çare eskiden burada bulunduğum için buraya geldim. Bekliyorum. Burada onu bulmam imkansız. O hayatın da hiç bir zaman İzmir'e gelmedi. Bekliyorum... Bir mucize olup onu görebilmeyi, sarılmayı bekliyorum.'' dedi. Ona üzülmüştüm. Kısmen aynı durumdaydık. O sevdiği kişinin bedenini kaybetmişti. Bense sevdiğim kişiyi içimde kaybetmiştim... 

Ne Bu Kitap Sevgisi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin