#23#

148 20 12
                                    

Multimedia Aslı'nın kıyafeti

Uyandığımda bir kaç dakika daha yatakta kaldım. Hiç aşağı inesim gelmiyor. Onca olaydan sonra normal davranamam ben. Zaten daha etrafımdakilerin bile nasıl davranacağını bilmezken. Hele bakışları. Biri bana baktığında hemen o olay aklıma geliyor. O yüzden yanlarına gitmek istemiyorum. Elimden gelse hiç aşağı inmem ama bu gün üniversite var...

Sıkıntıyla nefesimi dışarı üfledim ve yataktan kalktım. Hadi Aslı sen yaparsın. Banyoma gidip kısa bir duş aldım. Odama geri dönüp dolabımın önünde durup ne giysem diye bakmaya başladım. Alt tarafı tüllü üst kısmı dantelli olan sıfır kol krem rengi elbiseyi elime aldım ve yatağımın üstüne koydum. Tekrar dolabıma döndüm. Açık mavi olan gömleğimi de aldım ve dolabımı kapattım. İlk olarak elbisemi giydim. Dizimin bir karış üstündeydi. Gömleği de alıp giydim ve kollarını dirseğimin üstüne kadar kıvırdım. Gömlek elbisemden üç-dört santim daha kısaydı. Kahverengi kısa botlarımı alıp ayağıma geçirdim. Odamda ki aynamın önüne gidip oradan bir kaç bilekliği sağ koluma, saatimi sol koluma ve uzun bir kolyeyi de boynuma taktım. Kenarda duran koyu yeşil çantayı da alıp içine bir kaç şey, biraz para ve telefonumu koydum. (kıyafet multimedia) Çantanın sapının omzuma taktım. Yavaşça odamdan çıktım. Kaplumbağa yavaşlığında merdivenleri indim. Salona girdiğimde Öykü oturuyordu. Beni gördüğünde gülümsedi.

''Günaydın'' dedi. Bende ona gülümsedim. Her ne kadar içimden gülmek gelmesede.

''Günaydın'' dedim. Öykü beni baştan aşşağı süzerken çaprazında ki koltuğa oturdum ve çantamı yanıma bıraktım.

''Hayırdır ? Bir yere falan mı gidiyorsun ?'' dedi üstümü işaret ederek. Kafamı salladım.

''Dersim var da senin yok mu ?'' dedim kaşlarımı kaldırarak.

''Aaa evet!'' dedi ve devam etti. ''Ben de üstümü değiştireyim o zaman'' dedi ve kalktı. Gözlerimi biraz büyütüp inanmayan gözlerle ona bakmaya başladım.

''Ne oldu ?'' dedi merakla.

''Ayağına cam battı zannediyordum. Nasıl hemen yürüyebiliyorsun ?'' dedim şaşkınlığımı dile getirerek.

''Ya bana dünden bahsetme Mert ortalıklarda yok zaten'' dedi gene Mert demişti. Kuzenimi ne kadar çok seviyor. Sevmek yanında hiç bir şey. O Mert'e aşık.

''Öbür çocuklar ?'' dedim kaşlarımı kaldırarak.

''Şuralarda bir yerdeler'' dedi ve omuz silkti. Bu haline güldüm. Bu sefer içten gülmüştüm. Bu gün kendimi kötü hissetmeme rağmen Öykü beni güldürmüştü.

''Ben Mert'i görmek istiyorum banane o çocuklardan'' dedi bu sefer. O sırada Öykü'nün arkasında kalan merdivenden Mert inmeye başladı ama bunu Öykü'ye söylemeyi düşünmüyorum. Mert salona yani bizim tarafa doğru ilerlemeye başladığında Öykü'ye baktım.

''Dışarı çıkmamıştır dimi ?'' dedi dudağı büzerek. Mert tam arkasında durdu ve dinlemeye başladı. Tekrar Öykü'ye baktım.

''Bilmem'' dedim sadece. İçimi bir telaş kaplamıştı. Öykü sıkıntıyla nefesini dışarı verdi.

''Gidip odasına dalsam çok mu ağır olur ?'' dedi sırıtarak. Dediği şeyle öksürmeye başladım. Mert anlamsız bakışlarla bizi dinliyordu. Bunu Öykü'ye söylesem mi ? Söylemesem mi ? Karar veremedim.

''Ben cevabımı aldım.'' dedi gülerek.

''Neyse dersin kaçta ?'' dedi kaşlarını kaldırarak. Kolumda ki saate baktım.

''İki saat sonra dersim var'' dedim ve bakışlarımı saatten Öykü'ye çevirdim.

''Benim iki buçuk yani beraber gidiyoruz ?'' dedi kaşları havada bir şekilde. Soru sorduğunda çoğunlukla kaşlarını kaldırıyor. Aslında bunu bende çok sık yapıyorum.

Olumlu şekilde kafamı salladım.

''İyi, o zaman Öykü yukarı kaçar'' dedi ve arkasını döndü. Mert'le çok yakın duruyorlardı. Mert'i gördüğü an öylece kaldı. O kadar onu görmek istiyor ve karşılaştıklarında donup kalıyor. Ayrıca şu an nefesini tuttuğuna eminim.

''Bir kaç soru sorsam olur mu ?'' dedi Mert tek kaşını kaldırarak.

''Sor'' dedi Öykü. Sesinde fazlasıyla merak vardı.

''Ayağına kim pansuman yaptı ?'' dedi Mert. Hala çok yakınlardı ve ben sadece oturmuş onları izliyordum.

''Rüzgar'' dedi Öykü. Mert gözlerini devirdi.

''Pansuman yaptıktan sonra ne yaptın ?'' dedi Mert.

''Rüzgar beni odama taşıdı ve uyudum'' dedi sakin bir şekilde.

''Peki... Kimin odasını basıyorsun ?'' dedi Mert. Öykü anlamamış bakışlarla Mert'e bakmaya başladı.

''Biraz önce dedin ya, duydum. Kimin odasını basıyorsun ?'' dedi kaşlarını çatarak. Öykü biraz şaşırmış gibiydi. Öykü'nün cevap vermesine izin vermeden Mert tekrar konuştu.

''Rüzgar'' dedi benim tuhafıma giden Öykü'nün hala cevap vermemesi. Biz konuştuğumuzda Mert'i kast etmiştik. Neden bunu Mert'e söyleyip kendini haklı çıkarmıyor ki ? Sonuçta haklı.

''Aslında b-'' Öykü lafının devamını getiremeden Mert lafını kesti.

''Boşversene'' dedi ve gitti. Öykü kafasını bana çevirip baktı. Gözlerini kapatıp biraz bekledi ve geri açtı. Salondan uzaklaştı. Büyük ihtimalle odasına gidiyor. Önüme döndüm. Etrafıma bakındım ama sıkılınca bu amacımdan vazgeçtim. Dirseklerimi dizlerimin üstüne koydum. Bir elimi bacağımın üstüne öbürünü de çenemin altına koydum. Sadece karşıma bakıyordum. Canım sıkılmıştı. Karşıma oturan kişiyle bakışlarımı yere çevirdim. Bora...

Ne Bu Kitap Sevgisi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin