#19#

95 20 7
                                    

Kapıyı Bora açmştı. O kadar da sinirli gözükmüyordu ama tuhaftı. Daha çok... soğuk davranıyordu. O kadar ciddiye almamaları gerekiyor sonuçta olabilir onlar bizi ekebiliyorsa aynısını bizde onlara yapabiliriz. Her ne kadar kendimi böyle teselli etsemde bencede suçluyuz. Bora kapının önünden çekildiğinde içeri girdik. Mert'te burdaymış. Yani kapının yanında dikiliyormuş. Niye daha yeni fark ettim ki. Öykü'yle sesimizi çıkartmadan odama gitmek için merdivenlere doğru ilerliyorduk ki Mert Öykü'nün Bora benim omzumdan tutup salona doğru ilerletti. Salona geldiğimizde Öykü'yle beraber koltuğa oturttular. Onlar da karşımızda ki tekli koltuklara oturdular.

''Birkaç soru sorucağım cevaplarınıza göre iyi anlaşma süresi uzarmı yoksa hemen biter mi ve aramız daha da kötü mü olur bilmiyorum bu size bağlı'' dedi Mert.

''Bence biz sana direk başımızdan geçenleri anlatalım sen kafanda ki soruları kendin cevaplarsın ?'' dedi Öykü kaşlarını kaldırarak, Mert cevap vermeyip sadece kafasını salladı. Onlara bakarken Bora'yla göz göze gelince etrafa bakmayı kesip önüme döndüm.

''Hadi anlat'' dedi Bora Öykü'ye bakarak.

''Ya dün siz bizi bırakınca bizde kitap almaya gittik so-'' Bora Öykü'nün lafını kesti.

''Sonra Aslı orda bi kitap aldı ve kasiyer bunu ellediği için onu dövdü ve sizde sussunlar diye para götürdünüz'' dedi sırıtarak bana bakıp, ona kötü bakışlar attım. Öykü de gözlerini devirmişti.

''Hayır sonra bir kafaye gidip oturduk ve kahve söyledik sonra arka masalardan birinde iki çocuk vardı ve sürekli bizim tarafa bakıp aralarında konuşuyorlardı.'' dedi Öykü olayın içinde başkalarının da olduğunu duyunca ciddileşmişlerdi. Ona Mert'le sevgili olduklarını ve evlenmek istediklerini söylediğimi nasıl anlatcak çok merak ediyorum. Bunları düşününce ister istemez gülmüştüm.

''Ne o çok hoşuna gitti galiba ?'' dedi Mert sinirle bana dönüp. Her ne kadar beni sevmediğini söylesede umursuyordu işte. Kuzeniyim sonuçta.

''Hayır devamını dinle anlarsın'' dedim tekrar gülerek.

''Anlat'' dedi Mert Öykü'ye dönüp.

''Sonra çocuklar yanımıza geldi, oturdu. Aslı pek sevmedi bunları ama iyi çocuklardı. En azından öyle düşünüyordum. Sonra kafeden ayrılırken yarın buluşalım mı dediler. Tabi bütün konuşmalar boyunca Aslı ikisinide takmamıştı. Çocukların adı Tunç ve Berk'ti. Berk biraz soğuktu ama Tunç'la iyi anlaşmıştım. İşte Aslı'yı ikna ettim ve bu gün onların yanına gittik. Bu günde bir kafede oturduk ve kahvaltı ettik. Sonra bir an Berk'in Aslı'ya baktığı ilgimi çekti. Tuhaf bakıyordu. Aşık gibi.'' dedi Öykü bare bunu söylemeyeydin ya. Mert ve Bora'ya baktığımda bana bakıyorlardı. Onların bu bakışları karşısında ölmek istiyordum. Sanki benim suçummuş gibi bakıyorlardı ama değil.

''Devam et'' dedim bana bakmalarını önlemek için.

''Kafeden çıktığımız da ben Tunç'la yürüyordum Aslı tek başına, Berk'te aynı şekilde sonra Aslı bir anda yanıma geldi. Daha fazla durmak istemediğini söyledi. Bende bare eve gitmeyelim Mert ve Bora sinirlidir dedim sonuçta sizi ekmiştik. Sonra Tunç, Mert ve Bora kim diye sordu. Aslı benden önce davranıp Mert Öykü'nün sevgilisi Bora da arkadaşı dedi'' dedi şu an Bora ve ben gülmemek için zor duruyorduk Mert ise ciddiyetle dinlemeye devam etti.

''Tunç'ta bana belki bir akşam yemeğe çıkarız hem bende seni kız arkadaşımla tanıştırırım dedi ben olabilir dedim ama tabi Aslı gene araya atladı.'' dedi bana yandan bir bakış atarak.

''Ama gerçekten sevgili değilsiniz ya çocuk gerçekten yemeğe çağırsaydı sanki bu senle gelirmiydi'' dedim elimle Mert'i göstererek. Mert sıkıntıyla nefesini dışarı verdi.

''Devam et'' dedi Mert.

''Sonra Aslı'da senin çok kro olduğunu o tarz yerlerden hoşlanmadığını normalde benim erkeklerle bile konuşmama izin vermediğini ve konuştuğumuzu bilmemen gerektiğini söyledi. Sonra tam arkamızı dönüp gidiyorduk bu tekrar arkasını döndü ve çok mutlu olduğumuzu ve evlenmeyi düşündüğümüzü söyledi. Sonra bir an da Berk ve Tunç önümüze çıktı. Berk Tunç'un kötü bir niyeti olmadığını benimle sırf o Aslı'yla konuşabilsin diye konuştuğunu söyledi. Aslı'ya dönüp ona aşık olduğunu aslında ilk kez kafede karşılaşmadığımızı söyledi. Aslı'da iyi bir daha karşıma çıkmayın dedi sonra eve geldik.'' dedi sonunda işkence bitmişti. Mert ve Bora'ya baktığımda olayların ilgiç ve tuhaf yanlrında boğulmuş gibiydiler. Bora sırıtarak bana bakmaya başladı. Bu 'birazdan sana bulaşıcam' demek oluyordu.

''Kro he'' dedi sırıtarak al işte demiştim. Artık sırıtış okumayı öğrendim. Sayesinde.

''Evet bir söz vardır bilirmisin üzüm üzüme baka baka kararır sen çoktan kararmışsın bile zaten'' dedim laf sokmanın verdiği gururla gülümsedim.

''Çok mutlular evlenicekler'' dedi bu sefer. Mert ve Öykü sesini çıkarmıyordu. Öykü utanması gerektiğini yeni anlamış şekilde başını öne eğmişti. Mert'te sadece Öykü'ye bakıyordu. Bir de ara sıra bana ve Bora'ya. Sanki bir şey düşünüyordu.

''Düşünsenize bide bu dalga geçtiklerim gerçek oluyormuş'' dedi Bora ve sırıtarak Öykü'ye bakmaya başladı.

''Kapa çeneni salak salak konuşma bence'' dedi Mert.

''Hadi odama gidelim'' dedim Öykü'ye bana bakıp kafasını salladı. Beraber ayağı kalktık...

Ne Bu Kitap Sevgisi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin