#22#

146 18 30
                                    

Bora evden gittikten sonra devam

Yatıyordum ama bir türlü uyuyamıyordum. Kapının açılma sesini duyduğumda gzölerimi kapattım.

''Aslı uyuyormusun ?'' bu Öykü'ydü. Ona cevap vermiycektim çünkü şuan kimseyle konuşmak istemiyorum. Tekrar kapı sesi duyduğumunda gittiğini anlayıp kafamı kaldırdım. Etrafa baktığımda yoktu yani tam düşündüğüm gibi gitmişti. Yatakta doğruldum. Bir an da gözümden yaş geldi. Ağlamaya başladım. Hıçkırarak deli gibi ağlıyordum...

Öykü'den

Merdivenleri inip salona gittim. Şu üç çocuk ve oturuyordu. Yanlarına gitmekte tereddüt ettim. Son anda gelen cesaretle salona ilerleyip oturdum.

''Aslı nerde ?'' dedi Mert. Hala sinirliydi. Haklıydıda Bora'ya bende sinirliydim.

''Uyuyor'' dedim sakince.

''Aslı kim ? Burda ne olduğunu anlatıcak olan var mı ?'' dedi siyah saçlı olan.

''Hayır'' demiştik Mert ve ben aynı anda. Mert'e baktığımda göz göze geldik. Heycanlanmıştım. Gözlerimi yere çevirdim. Koltuklara doğru baktığımda Mert'in yanında ki çocuk güldü. O çocuğa baktığımda bana alayla bakıp gülüyordu. Mert sinirle ona döndü.

''Kes sesini'' dedi. Çocuk susmuştu. Ben desem susmazlar Mert diyince susyorlar. Sanki ülke başkanı.

''Sen niye burda duruyorsun ? Gitsene'' dedi Mert. Gözlerimi devirdim.

''Aslı'nın uyanmasını bekliyorum ama sizin için sorunsa yukarı çıkabilirim'' dedim ve koltuktan kalktım. Merdivenlere doğru ilerlemeye başladım.

''Tamam ya atarlanma gel'' dedi Mert. Ona döndüğümde gözlerime bakıyordu. Omuz silkip arkamı döndüm ve ilerlemeye devam ettim.

''Ya Öykü'' diye Mert arkamdan seslendi. Hızla yanıma geldi. Önüme geçip bana baktı. Bana bakmayı keser misin ? Sana daha çok aşık oluyorum. Heycanlanıyorum gerizekalı.

''Ne var ?'' dedim sinirle.

''Ya... Neyse git'' dedi ve yanımdan geçip salona geri döndü. Arkamı dönüp ona baktım.

''Ne ya, söylesene'' dedim. Merak etmiştim. Acaba ne diyicekti ? Tam Mert'e bakarken yukarıdan kırılma sesi geldi. Korkuyla birbirimize baktık. Koşarak merdivenleri çıkmaya başladım. Mert'te peşimden geliyordu. Odaya girdiğimde ışığın kapalı olmasını umursamadan Aslı'ya doğru ilerlemeye başladım. Yatağa doğru yaklaşmıştım ki ayağıma batan şeyle çığlık attım. Mert ışığı yaktı.

''Noluyor lan ?'' diyerek odaya şu üç çocuk girdi. Aslı'nın yatağına oturdum. Ayağıma baktığımda çok kötü kanıyordu. Ayağımda ki kan halıya yayılmıştı bile. Gözlerim doldu etrafı bulanık görüyordum.

''İyimisin ?'' dedi Aslı zaten ağlıyordu şimdi daha çok ağlamaya başlamıştı. Onu teselli ederdim ama cidden çok acıyordu. Dolu gözlerimle Mert'e baktım. Az da olsa endişeyle bana bakıyordu. Benim için endişelenmişmiydi ? Peki o zaman niye yardım etmiyordu ? Aslı gözlerini sildi. ''Mert yalvarırım yardım et'' dedi Aslı. Sesi çatallaşmıştı. Mert kırıklara basmamaya dikkat ederek yanıma gelmeye başladı. Yanıma geldiğinde beni kucağına aldı. Şort giydiğim için eli çıplak bacağıma deymişti. Kızarmıştım. Mert beni Aslı'nın yatağına bıraktı. Biraz öncesinden farkı yatağın daha ortasındaydım. Aslı tekrar gözlerini sildi.

''Ben pansuman için bir şeyler buluyim'' dedi Aslı ve hızla yataktan kalktı.

''Nerde olduğunu biliyormusun ?'' dedi Mert ama Aslı çoktan odadan çıktığı için duymamıştı.

''Nerde ben ona söylerim'' dedi kapıdaki çocuk.

''Banyoda'' dedi Mert çocuk kafasını sallayıp gitti.

''Bende bir Rüzgar'a bakıyım'' dedi öbürü, o zaman banyoya gidenin adı Rüzgar'dı.

''Bende Ege'ye bakıyım Rüzgar'a bakabilmişmi'' dedi ve çıktı. Odada Mert'le yalnız kalmıştık. Mert'e baktığımda gzö göze gelmiştik. Hemen gözlerimi kaçırıp ayağıma baktım.

''Çok acıyor mu ? Bayağı derine batmış sanırım'' dedi ve yavaşça ayağıma dokundu.

''Ahh!! Acıyor'' diye bağırdım. Acımıştı.

''Orda cam var onu ordan almalıyız'' dedi. Gözlerime bakışı bile beni benden alıyordum. Herşeyi unutuyordum. Mert bana bakarken eli yavaşça ayağıma gitmişti. Eli ayağımda ki cam parçasına deymesiyle çığlık attım.

''Sen böyle yaparsan onu ordan nasıl çıkaracağız ?'' dedi dudağını büzerek. Sen böyle dur ben bütün gün seni izliyim yaa.

''Hadi bak istiyorsan elimi tut, çıkaralım onu'' dedi. Gözlerimi kapattım. Mert'in elini tutamazdım.

''Çek artık şunu'' dedim sabırsızlanarak. Cam parçasını çıkarırken çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum. Acıyla çarşafı sıkarken zor duruyordum. Gözümden yaş gelmişti. Brinin elini elimde hissetmiştim. Mert elimimi tutmuştu. Mert mi tutuyordu ? Gözlerimi sıktığım için kim olduğunu göremiyordum. Acım azaldığında yavaşça gözlerimi açtım. Mert'e baktığımda elime bakıyordu. Hala biri elimi tutuyordu. Elimi tutana baktığımda şu ismi Rüzgar olan çocuktu.

''İyimisin ?'' dedi Rüzgar. Kafamı 'Evet' anlamında salladım.

''Tamam çık şurdanda pansuman yapıyım'' dedi Mert.

''Ordan yapsana'' dedi Rüzgar.

''Ya Rüzgar çık şurdan!'' dedi Mert sinirlenmişti.

''Ben kız korkuyor diye elini tuttum gene ben suçlu oldum'' dedi Rüzgar.

''Ben ona elimi tutabilirsin dedim, tutmak isteseydi tutardı'' dedi sinirle.

''Mert, niye abartıyorsun alt tarafı elini tuttum'' dedi Rüzgar. Mert'in aksine çok sakindi.

''Tutma işte çık şurdan'' dedi Mert. Rüzgar omuz silkip yanıma oturdu ve bana sarıldı. Biraz şaşırmıştım. Mert pansuman şeylerini yere atıp daha doğrusu fırlatıp hızla odadan çıktı. Üzülmüştüm oysa biraz önce ne kadar güzeldi. Şimdi durup dururken niye atar yapıyor ? Birde bana der...

''Ben yapımıyım mı pansumanı ?'' dedi Rüzgar. Kafamı olumlu anlamda salladım. Ayağı kalkıp pansuman şeylerini aldı ve yanıma oturdu...

Ne Bu Kitap Sevgisi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin