#32#

67 12 5
                                    

Bu bölümü KeyNimbus'a ithaf ediyorum. Kendisi sırdaşım, destekçim can dostum. Bu zamana kadar yanımda olup bana destek verdiğin için teşekkürler :) İyi okumalar


Kapıdan çıktığımda karşıma çıkan ilk şey Ege'nin meraklı gözleriydi. Onun gözleri meraklıydı benimkiler ise dolu... Ağlamayacağım. Özellikle Bora için asla!.


''Ne oldu ? Anlatsana.'' dedi Ege. Kimseyle konuşmak istemiyordum. Bütün hevesim kaçmıştı.


''Boşversene.'' dedim ve hızla oradan uzaklaşıp odama doğru ilerledim. Odaya girdiğimde çok sinirli ve kırgındım. Çantamı yere fırlattım. Yatağımın üstüne oturdum. Sırtımı başlığa yaslayıp dizlerimi kendime çektim, kollarımla dizlerimi sardım. Dolu gözlerimle karşımda ki duvara bakıyordum. Bizimkisi neydi karşılıksız aşk mı ? Beni umursuyor ise niye böyle yapıyordu ? Tabi ki umursamıyordu.


Ben... ben... ben onun için Mert'in kuzeninden başka bir şey değildim. Olamazdım ki zaten. Benimkiler bomboş hayallerden başka bir şey olamazdı. İnsanlar bazen ufacık şeylerle mutlu olabilirlerdi; Tek bir bakış, tek bir kelime, tek bir hareket ve tek bir gülüş... Ben onun tek bir hareketine kapılmıştım işte. Girdap gibi aniden içine çekmişti beni. Abim. Onu çok özlüyorum. O bana en çok değer verendi. Benim en çok değer verdiğimdi. Tek dostumdu.


Gözlerimden süzülen yaşları yeni yeni fark ediyordum. Gözüm kitaplığıma takıldı. Çoğu abimindi. O kimsenin dokunmasına dahi izin vermediğim mükemmel kitapları. Gözler yaşlarımı iki elimle sildim. Ayağı kalkıp kitaplığımın önüne gittim. Elimi kitapların üstünde gezdirmeye başladım. Rastgele bir kitabı elime aldım. İçinde ki bizim resmimiz olan sayfayı buldum ve resmi oradan aldım. Elime bir kaç kitap daha aldım ve hepsinin içinde ki resimleri aldım. Hepsinin arkasında abimin mükemmel yazısıyla yazılmış olan yazılar vardı. Hepsinde bir söz ve altında hangi kitabın hangi sayfasına ait olduğu. Elimdeki resimleri alarak yatağıma ilerledim. Yorulmuştum. Hayat beni yormaya başlamıştı. Yatağımın üstüne uzandım. Resimleri tek tek yanıma dizdim. Bir süre sonra gözlerim kapanmaya başlamıştı...


Bora'dan


Aslı odadan çıktıktan sonra geri yattım. Her zaman ki gibi fazla mı abarttım ? Evet. Tavana bakarken sıkıntıyla nefesimi dışarı verdim. Bir kaç dakika tavana baktıktan sonra ayağı kalktım. Üstüme bir şeyler giyip aynada kendime baktım. Saçımı düzelttikten sonra odamın kapısını açtım. Ege kapımın önünde bekliyordu. Kaşlarımı kaldırarak ona baktım.


''İçeride ne oldu ?'' dedi. Anlamamış gözlerle ona baktım. Kapıyı elimle tutarken kafamı çevirip arkama baktım. Kafamı tekrar Ege'ye çevirdim. Sorar şekilde bana bakıyordu.


''Giyindim.'' dedim normal bir sesle. Ege gözlerini devirdikten sonra tekrar bana baktı.


''Aslı odadayken. Ben seni uyandırmaya geliyorum kalkmıyorsun. Kız geliyor ağlatıyorsun ben bu işi anlamadım.'' dedi ellerini yukarı kaldırarak.


''Nerede o ?'' dedim Ege'ye bakarak.


''Kim ?'' dedi sorar şekilde bakarak. Gözlerimi devirip odanın kapısını kapattım. Hızla Aslı'nın odasının kapısına gittim. Kapının önüne geldiğimde üstüme çeki düzen verdim. Derin bir nefes alıp kapıyı yavaş bir şekilde açtım. Kafamı kapının arasından uzatıp ona baktım. Hareketsizce duruyordu. Sessizce içeri girdim ve kapıyı kapattım. Yatağına doğru ilerleyip onun dönük olduğu tarafa gittim. Yatakta boş kalan kısma oturdum. Uyuyordu. Tüm masumluğuyla. Elini üstüne koyduğu resimlere baktım. Abisi ve o. Tekrar ona baktım. Onu üzmek biraz can sıkıcıydı. Bir kaç dakika onu öylece izledim. Onu alnından öptüm ve ayağı kalkıp odadan çıktım.


Aslı'dan


Gözlerimi açtığımda her şey bıraktığım gibiydi. Tek fark hava biraz kararmıştı. Yavaşça gözlerimi kırpıştırdım. Başım çok ağrıyordu ve açtım. Ayağı kalkıp üstüme baktım. Sabah Bora için hazırlanmıştım. Aklıma geldiğinde gözlerim doldu. Bir kaç yaş benden izinsiz yanağımdan aşağı süzüldü. Dünyanın sonu değildi ya. Ayağı kalkıp kitaplığıma doğru ilerledim. Aklıma resimler gelince tekrar yatağımın yanına gittim. Yatağımdan resimleri aldım ve kitaplığımın önüne geri geldim.


Resimleri tek tek sayfa sayfa yerleştirdikten sonra şu an okuduğum kitabı elime aldım. Biraz kitap okumak bana iyi gelecekti. Aynanın önüne gidip kendime baktım elim havaya kalkmış saçlarıma doğru gidiyordu ki aynanın tam karşısında ki camdan gözüken bahçe ilk kez gözüme takıldı. Arkamı dönüp pencereye doğru ilerledim. Pencereden dışarı baktım. Tam bir kitap okuma alanı gibiydi. Gülümsedim. Odamı kapısına doğru döndüm. Elimden kitabımla koşarak odadan çıktım ve merdivenleri indim evden çıktığımda hızla arka bahçeye doğru ilerledim. Sanırım sonunda kendime huzurlu bir yer buldum. Bahçedeki hamak tarzı şeye oturdum ve gülümseyerek yarım kalan kitabımı açtım.


Kaç saattir kitap okuduğum hakkında hiç bir fikrim yoktu. Kitabı bitirmeme çok az kalmıştı. Kendimi çok kaptırmıştım. Kucağımda hissettiğim ağırlıkla ayağı sıçrıyordum ki kucağımdaki ağırlık buna engel oldu. O kişiye baktığımda kalbim çok hızlı atmaya başlamıştı. Bora kafasını kucağıma koymuş bana gülümsüyordu. Ona kızgındım. Kitabıma dönüp okumaya devam ettim.


''Hey! Tamam özür dilerim.'' dedi. Onu umursamamaya çalışıyordum ama söylediği her sözcük bende kalp krizi etkisi yapıyordu resmen.


''Bu sefer seni yemeğe falan davet etmeyeceğim.'' dedi. Bu bende biraz üzüntü yaratmıştı. Artık kitabı okumuyordum ama onunla göz göze gelmemek için suratımı kitaba yakın bir biçimde tutuyordum.


''Başımın etini yiyecek kitap kurdum olur musun ?''...

Ne Bu Kitap Sevgisi ??Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin