Forget - Unutmak.

1.5K 120 11
                                    

2
Josephine'i hatırlamamak

sevdiğiniz şeyleri unutmanız zordur

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

sevdiğiniz şeyleri unutmanız zordur. sevmediğiniz, istemediğiniz, güvenmediğiniz şeyleri de hemen unutursunuz, belki de unutmak istersiniz. peki ya sevdiğiniz şeyler ve kişiler? onları istemeden durabilir misiniz? hatırlamadan durabilir misiniz? peki ya o sizi sevmiyorsa sevmeden durabilir misiniz? istemiyorsa koşmaktan vazgeçebilir misiniz?

binlerce böyle soru, binlerce cevap. sevgiye sorduğunuz onlarca soru var, hepsinin de cevabı meçhul. peki ya bu adam şimdi ne yapacaktı? onu hatırlamayan, düşünmeye kıyamadığı bu adama nasıl kendini hatırlayacaktı? hatırlatmayı istiyor muydu? bilmiyordu, kendi de bilmiyordu..

Jimin karşısındaki adama baktı, içinde fırtınalar kopuyordu. koca altı yıl onu sevmişti, dört yıldır onu bir kere bile görmemişti, şu an ise bu karşısında dipdiri duruyordu, hemde cinayetten yargılanırken. baş avukat Park Jimin, asla karmaşaya düşmeyen avukat, asla kaybetmeyen avukat, asla susmayan avukat. Dışarıdaki biri onu böyle görse avukat Park Jimin olduğunu düşünmezdi, zira girdiği karmaşa büyük, aldığı yenilgi güçlü, olduğu sessizlik derindi.

karşımdaki adama baktım, değişmiş miydi? çok değişmişti. elimi duvardan çektim zorla bir adım atıp elimdeki çantayı biraz daha sıktım, bedenim yanıyor gibiydi, alev alev yanıyor gibiydim. polis gelip demir parmakları açtığında çekinmeden içeri adımladım. kara bakışları beni bulmuştu, direkt gözlerime bakıyordu, kaçamıyordum. bakışlarım normal değildi, fazlasıyla karışıktı. evet karışık. o ise rahat bakıyordu, cinayetten yargılanan birine göre fazla rahattı. sonra ince dudakları yukarı doğru kıvrılıp hoş bir gülümseme takmıştı çehresine. tam karşısındaki sandalyeyi çektirip oturup, dirseklerimi masaya koydum, kollarımı masanın üstüne bıraktım. bana bakıp sırıttı, dudaklarını aralayıp konuşmaya
başladı. evet sesini duyuyordum.

"avukatım olmak için mi buradasın?"

demişti, sesi soğuk çıkmıştı. derin bir nefes alıp duruşumu düzelttim. dudaklarımı yalayıp kafamı salladım.

"avukatın olmayı teklif etmek için buradayım, ben Avukatı Park Jimin"

kaşları hafifçe çatılmıştı, alt dudağını yalayıp hafifçe ısırdı. düşünüyor gibi duruyordu.

"Park Jimin, seni bir yerden tanıyor gibiyim ama her neyse. beni kurtarmak için ne kadar istiyorsun avukat?"

dedikleriyle haykırmak istedim, 'evet aptal aynı fakültedeydik ve senden hep hoşlandım' diye ama yapmadım. sertçe yutkunup dirseklerimi masaya dayayıp birleştirdiğim ellerin üstüne yüzümü koydum.

"seni kurtaracağım emin olabilirsin ayrıca şu an ücreti konuşmak istemiyorum"

Jungkook sırıttı içinden şunları geçirdi 'ah be avukat başka şartlarda karşımda olmalıydın' demişti. amacı belliydi. çattığı kaşlarını düzeltip karşısındaki ince ve kendinden emin bedene baktı. konuşmak için dudaklarını araladı.

Kill Me With Your Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin