Park Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı.
Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oysa herkes öldürür sevdiğini. Kulak verin bu dediklerime. Kimi bir bakışıyla yapar bunu. Kimi dalkavukça sözlerle. Korkaklar öpücük ile öldürür. Yürekliler kılıç darbeleriyle. Kimi gençken öldürür sevdiğini. Kimi yaşlı iken. Şehvetli ellerle boğar kimi. Kimi altından ellerle. Merhametli kişi bıçak kullanır. Çünkü bıçakla ölen çabuk soğur. Kimi yeterince sevmez. Kimi fazla sever. Kimi satar. Kimi de satın alır Kimi gözyaşı döker öldürürken. Kimi kılı kıpırdamadan. Çünkü herkes öldürür sevdiğini. Ama herkes öldürdü diye ölmez...
Medya ile okumanızı öneririm. 2 hafta sonra.
Jimin'in eğitimi neredeyse tamamlanmıştı. Kadro her gün toplantılar yapıyor oldukları durumun planını ezberliyorlardı. Jackson eve köstebek olarak 10 gündür evlerindeydi. Bütün olan bitenden herkesin haberi oluyordu. Jimin artık mükemmel silah ve hançer kullanabiliyordu. Bununla beraber neredeyse uyuyamıyorlardı. Böyle büyük bir tehdit altında olduğu için uykuları kaçıyordu. Jungkook ise normalde olduğundan daha acımasız birine dönüşmüştü. Gözünde iyi izlenimi olmayan bütün herkesi kovmuştu. Bütün günleri şirkette geçiyordu. Kadro bir an olsun bırakmıyordu birbirini. Jiminle beraber Taehyung da eğitim almıştı tabii ki. Jungkook artık üvey abisinin adını biliyordu. Ne istediğinin farkındaydı. Her şey artık çok daha netti.
Ve şu an tekrar o yoğun toplantıların birindelerdi.
"2 haftadır tek bir şey bile yok Jungkook, bu iyiye işaret değil"
Jungkook Namjoona dönüp cevap verdi.
"Farkındayım Namjoon farkındayım. Bir çıkmazın içine girdik resmen elimiz kolumuz bağlandı. Ama illaki bir şey olacak ve olduğu an o adamın kellesini kendim koparacağım."
Jennie kaşları çatık bir şekilde konuşmaya daldı.
"Büyük bir planları var, bizim de var ama her şey çok belirsiz. Bir şey olmasını bekleyerek iki hafta geçirdik ama tek bir şey bile yok."
Jhonny kahkahasını atıp konuşmaya katıldı
"Ne yani adam öldü mü Jennie? Sence susması en olanaklı şey değil mi biraz beynini kullan."
Jennie sinirle Jhonny'e ilerlerken konuştu.
"Kes sesini haftalardır her şeyi bilen tek senmiş gibi konuşm-"
Taeyong ortamın gerginliğini fark edip bu duruma el atmaya karar vermişti.
"Hepiniz kesin sesinizi. Adam bizi birbirimize susarak düşürüyor farkındaysanız. Ergenler gibi davranmayı kesip yerlerinize geçin."
