Park Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı.
Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kıskanmak nedir? bir çeşit güvensizlik mi? yoksa cimrilik mi? yoksa çok fazla sevgi mi? Sevmediğiniz birini kıskanmak, fazlaca garip gelir ilklerde göze. Kıskançlığın nedenini arar durursun bir süre, sonradan anlarsın gözlerinin önündeki ona beslediğin sevgiyi. Kıskançlık hissedildiği an boğazınızdan bir su gibi akıp bütün vücudunuza yayılır. Saç dipleriniz diken diken olur, elleriniz karıncalanır, vücudunuzda bir şeyler olur. Anlamlandıramazsınız duygularınızı. Güvenle bir alakası olmayan bir histir bu, çok güvendiğiniz birini de kıskanabilirsiniz. O sizden başkasını görmesin, sizden başkasına gülmesin, başkasına dokunmasın, başkasıyla olmasın vs vs. Ve genellikle hep, O başkasına gider, başkasını sever ve başkası onu güldürür. Her şey için çok geç olduğunu işte o zaman anlarsınız.
Jimin sabahın yorgun güneşiyle açtı gözlerini yeni güne, telefonundan gelen yoğun bildirim sesi güne -10 puan vermesine neden olmuştu. Beyaz yorganı üstünden attığı an dikleşip hala öten aleti eline almıştı, mesajların tamamının bankadan geldiğini gördüğündeyse ufak bir sinir krizi geçirmişti. Mükemmel uykusundan uyanmasının sebebi aptal kredi fırsatları olmamalıydı. Ardından gözüne ilişen, en yakın arkadaşının mesajıyla ekrana tıkladı.
'Jeon Jungkook bu gün Plaza Otelde balo düzenliyormuş, iş için olacakmış sanırım. Danslar ve alkol olacakmış. Aldığı yeni hisseler ve şirketinin başarısı kutlanacakmış, sana söyledi mi söylemedi mi bilmem. Haber vermek istedim güzelim.'
sarışın okuduğu mesajla gözlerini deviriyorken, davet edilmediği bir yere elbette gitmeyecekti. Ezikçe bir hareket olacağını düşünüyordu. İçinden bir ses belki de sıkıcıdır diye seni davet etmemiştir dese de o sese inanmak istememişti. Hiç bir mantıklı açıklaması yoktu.
Jimin'in ağzından.
Düşündüğüm şeyin saçmalığı kendime kızmama sebep oluyorken, davet edilmediğim için alındım bile diyebilirdim. Sonuçta ben onu davet etmiştim kendi kutlamama. Siktir etmeyi tercih etmek istiyorum bu gün, zira aklım böyle aptal şeyler için fazla doluydu.
İlk olarak bu gün JungWoo'nun sorgusu vardı, oraya gitmem gerekiyordu. Ondan daha büyük bir sorunum varsa o da babamdı. Jungkook onu aldığını söylemişti bana, bırakmazdı değil mi? Sonuçta ona istediğim her şeyi yapacağımı, sadece biraz sabretmem gerektiğini kendi söylemişti bana.
Aklım son günlerde fazlasıyla doluydu. Jungkook vardı, babam vardı, JungWoo vardı. Hepsine gücüm yetmeyecek gibi hissediyordum. Kendime çeki düzen vermeliydim, tabii ki hepsini halledebilirdim.
