Park Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı.
Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Jimin! hadi artık çıkalım"
Jimin karşısındaki aynadan gözlerini alıp aşağı doğru seslendi.
"tamam Taehyung geliyorum"
şu an ne mi oluyordu? Jimin, Taehyung, Hoseok ve Yoongi birlikte bar'a gidip kafa dağıtacaklardı. dün olanlardan sonra Jimin bütün gün yatağından çıkmamıştı, buna mecali bile yoktu. Bu olanları arkadaşlarına anlatmak için de böyle bir plan ayarlamıştı. Güzel bir loca ayarlayıp kafa dağıtmak istemişti.
Taehyung bu sıralar büroya yeni gelmiş bilişim avukatı olan, Cha EunWoo'ya tutulmuş gibiydi. biraz da bunlar hakkında konuşacaklardı.
Gözlerini kendinden alamayan beden son kez kıyafetini kontrol ettikten sonra saçlarını son kez düzeltip ceketini giyerek aşağı kata inmişti. onu gören kırmızı saçlı çocuk kare gülüşüyle koca bir kahkaha atıp akabinde ıslık çalmıştı. Karşısındaki çocuğun bacakları siyah kumaş bir pantolonla sıkıca sarılmıştı, üstünde ekru renginde saten bol bir gömlek vardı, gömleğin uçları pantolona sıkıştırılmıştı, düğmeleri açık ve dağınık duruyordu. boynuna serpiştirilen parıltılı kolyeler onu daha da mükemmel kılıyordu.
Jimin arkadaşının abartılı tepkisine göz devirip puflayarak konuştu.
"abartma Tae, hadi artık gidelim yoksa Yoongi hyung ikimizi de öldürecek"
Tae Yoonginin adını duyunca hemen kaşlarını çatıp deri ceketini üstüne geçirirken konuştu.
"kedi suratlı hakim, bir şey yapamaz salak."
Jimin kıkırdayıp botlarını giyindikten sonra arkadaşını ceketinden hoyratça dışarı fırlatıp kapıyı kapattı. koca villadan sonunda çıkan ikili arabalarına binip Lavo NightClup'a sürmeye başlamışlardı. Jimin uzun süre sonra arkadaşları ile eğleneceği için fazlaca mutluydu. olanları onlara atıp içini dökeceği için de heyecanlı. Yolda giderken sürekli bunu düşünüp duruyordu, bu sabah yatağından kalkmayıp kendine izin vermiş olsa da yarın onun yanına gitmek zorundaydı. Jungkook onun müvekkiliydi ve ciddi bir cinayetten onu kurtarması gerekiyordu. Aksi takdirde sevdiği adam en iyi ihtimalle 30 yıl hapishanede kalacaktı.
Düşünceleriyle dolu geçen bu kısa yolculuk bittiğinde barın önüne gelmişti. Arabasını park ettikten sonra Tae'yi de alıp içeri giren beden anında çalan müziğin ritmiyle bedenini hareket ettirmeye başlamıştı. ayırttığı locaya doğru ilerlerken Hoseok onu görüp el sallamıştı.
Taeyle beraber koltuğa oturup garsonu çağırmıştı.
"Tae sen viski içersin size de hafif bir şeylee söylüyorum"
