Park Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı.
Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Jungkook'un dudaklarından dökülen kilit kelime ve Jimin'in endişesi. Gayet gergin bir ortamı doğurmuştu. Kadın'ın keskin bakışları oğlunun yanındaki genç adamı eziyorken topuklu ayakkabılarının çıkardığı ses eşliğinde oğluna bir iki adım attı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Oğlum."
Jimin masadan direkt kalkıp üstünü başını düzeltmiş ultra mini elbisesi ve lüks marka çantasıyla oldukça güzel gözüken kadını incelemişti. Jungkook annesine bir iki adım atıp tam karşısında durmuştu. Jimin ise o an orada anne-oğul konuşacakları olduğunu düşünüp kapıya yönelmişti. Tam gidecekken Jungkook kolunu sıkıca tutup kafasını bir kaç saniyeliğine çevirmişti.
"Arkamda dur."
Jimin ikiletmeden Jungkook'un arkasına geçtiğinde kadın hafifçe tebessüm edip elini Jungkook'un yanağına koyup okşamıştı.
"annene hoşgeldin demeyecek misin oğlum?"
Jungkook kadının elini bileğinden kavrayıp sıkıca tutmuş tiksinir gibi bırakmıştı.
"Hoş gelmediğin için demiyorum, ne hakla buraya gelirsin?"
Kadın gülümseyip kollarını bağlayıp konuşmuştu.
"Bu şirketin ortaklarından biri olduğumu biliyorsun değil mi oğlum?"
Jungkook kıkırdayıp konuşmuştu.
"Hatırlatırım annecim, ben senin sözleşmeni iki yıl önce fes ettim. Buraya bir kaç hisse için geldiysen sana asla satmayacağımı bilmeni isterim."
Kadın Jungkook'un saçına ellerini koyup okşarken Jimin elini Jungkook'un beline koyup rahatlaması için hafifçe sıkmıştı.
