Game - Oyun

1.3K 103 34
                                    

5
"Sarı avukat"

Bu his neydi? kalbinden aklına, aklından ruhuna, ruhundan duygularını hiç çekinmeyen avucuna alan bu his neydi? Korkarım ki, aşk buna benzemiyordu, aşk senin bütününken, bu sinirini ona özel kılan bir histi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Bu his neydi? kalbinden aklına, aklından ruhuna, ruhundan duygularını hiç çekinmeyen avucuna alan bu his neydi? Korkarım ki, aşk buna benzemiyordu, aşk senin bütününken, bu sinirini ona özel kılan bir histi. Tanımlayamadığımız şeylerden biriydi, kıskançlık. Kimi güvensizlik derken, Kimi cimrilik diyordu. Bunlar da değildi, kıyamamaktı belki, belki sadece ona verdiğin aşkın o acı kısmıydı. bir tuval boyarken eline değen o kırmızı boyayla içine sinen o hafif sinirdi belki kıskançlık...

Güneşin rahatsız edici ışıkları Jimin'in perdelerinin arasından sızıp gözlerine ulaşmayı başarmıştı. Dün fena halde yorucu geçmemesine rağmen Jimin dün akşam yediden beri uyuyordu. Uyan diye bağıran güneşe karşı pes eden Jimin, istemeyerek gözlerini araladı. Anında gözlerini duvardaki saate dikti, saat on'u geçiyordu. Jimin hafifçe dikleşip sağ elini saçlarına daldırdı, diğer eliyle telefonundaki bildirimleri kontrol ederken aklına gelen şeyle telefonu kapatıp ayağa kalktı. Dün ona söylenen şeyler geçmişinde biriktirdiği koca yığını üstüne boşaltmış gibiydi. Yıllarca bundan gizlenmiş olması onu rahatlatırken dün o cümlelerden sonra anılar aklına ışık hızında dolmuştu.

Jimin'in babası berbat bir adamdı, tam anlamıyla berbat. Annesiyle liseden arkadaş olduklarını ve sonra ona zorla sahip olduğunu biliyordu. Jimin'in annesinden hiç görmediği sevginin nedeni de buydu aslında. Yıllarca kendi çocuğundan nefret etmişti o kadın. Jimin ilkokul yıllarında olan o bağrışmaları ve annesinin intiharın,  dün akşam duyduğu şeylerle gizleyememiş ve gafil avlanmıştı.

Jimin kafasını iki yana sallayıp aptal düşüncelerinden kurtulmayı hedefledi. Lavabodaki işlerini hallettiğinde dün akşam arkadaşlarının evde olduğunu hatırladı. Onlarla konuşsa iyi olurdu, her şey hakkında. Yani çoğunlukla Jungkook olurdu...

Jimin saçlarını bileğindeki tokayla toplayıp telefonunu alarak odasından çıktı. Hoseok Yoongi ve Tae sürekli buraya kalmaya geldikleri için ayrı odalara sahiplerdi. Jimin yavaş adımlarla Hoseok ve Yoongiyi uyandırmamaya çalışarak Tae'nin odasına girdi. kırmızı saçlı çocuk hala yorganlara sarılı bir şekilde uyuyorken Jimin hiç düşünmeden yorganı kırmızının üstünden çekti.

"uyan amcık"

Jimin kahkaha atarken Tae kafasını beyaz yastıktan kaldırıp, şiş gözleriyle karşısındaki enerji patlaması çocuğun ne yapmaya çalıştığını düşünüyordu. Tae ağlamaklı bir ses tonuyla konuştu.

"ya izinliyim bu gün ben, neden uyanıyorum offf. Saat kaç Jimin amcığı?"

Jimin gecikmeden arkadaşının üstüne atlayıp ona cevap verdi.

Kill Me With Your Love Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin