28
Evlilik1 yıl sonra
Elimde tuttuğum sigaranın son bir kaç yudumu kalmıştı. Gözlerimdeki ruhsuzluk ve ciğerlerime çektiğim duman beni yavaş yavaş bitiriyordu. Ben Jeon Jungkook, sevdiği adamın güzel kokusunu en son bir yıl önce içine çekmiş bir adamım. Jimin vurulmuştu, bir yıldır, koca bir yıldır yaşam belirtisi göstermiyordu. Şu an ise hastanenin arka bahçesinde sigaramı bitirmiştim. Sigarayı yere atıp ayakkabımla üstüne basarak oturduğum banktan kalktım. Etrafıma bakındım, taşların arasından çıkan ufak fidan, ezberim olmuş görüntülerden biriydi...1 yıl önce.
Hastanedeydim, bir kaç saat önce buraya gelmiştik. Taehyung ve Namjoın yoldaydı. Saatlerdir hastanenin koltuğunda oturuyor aynı zamanda ağlıyordum. Jimin ameliyata gireli bir kaç saat olmuştu. Gerekirse dünyanın en iyi doktorlarını getirirdim buraya umrumda olmazdı. Tek dileğim sevgilimin benden gitmemesiydi. Ameliyathanenin kapısı bir kaç saat üstüne açılınca ayağa kalkmış kan çanağı gözlerimle doktora bakmıştım.
"Bay Park'ın kalbinin çok yakınına gelmiş mermi. Zor kurtardık çünkü çok baskı yapsaydık mermi içeride patlayacaktı. Hayati tehlikesini atlatmış değil, yoğun bakıma alacağız. Uyanamayabilir, beklemek zorundayız. Geçmiş olsun."
Doktor elleri cebinde yanımdan ayrıldığında sevinsem mi üzülsem mi diye düşünüyordum. Evet ölmemişti, ama bitkisel hayata geçiş yaparsa uyandığında kendini toplamak onun için zor olacaktı. İçimde öyle büyük ümitler belirdi ki o an, sadece beklemek olsun sorunum dedim.
Koridorun başında gördüğüm tanıdık bedenlerle onlara doğru ilerledim. Taehyung etrafa bakınıp panik halinde bana dönmüştü. Gözleri dolmuş sinirleri bozuk olduğundan buruk bir gülümseme vardı suratında.
"Jimin nerede? Lavaboya gitti değil mi? Jungkook Jimin iyi değil mi? Sadece bir kaç sıyrık bir şey olmadı. Jimin nerde söyle? Jıngkook konuşsana. Konuş nerede Jimin? nerede arkadaşım söyl-"
Taehyung ağlamaya başlayınca bende onunla ağlıyordum ve lafını bölüp bağırdım.
"Jimin vuruldu Taehyung, koruyamadım. Sevdiğim adam ellerimde can verecekken koruyamadım onu. Yoğun bakımda, kurşunu aldılar. Bitkisel hayata geçebilirmiş."
Taehyung Namjoon'a tutunuyorken dayanamamış yere düşmüştü. Bütün hastaneyi uyandıracak şekilde ağlıyordu resmen, içi çıkıyor gibiydi. Arkamı döndüm ve bir kaç adım gidip sandalyelerin arasına girip sırtımı duvara yaslayarak yere oturdum. Ellerimle suratımı kapatıp ağlıyorken bir kaç hemşirenin koştuğunu görüyordum. Taehyung bayılınca Namjoon hemen onu tutmuştu. Odaklanamıyordum, tek istediğim şey sevdiğim adama kavuşmaktı.
Günümüz
Hastanenin arka bahçesindeyken yağmur başlamıştı. Gökyüzünden sanki kovayla boşaltılır gibi yağmur yağıyordu. Yavaş adımlarla hastaneye girdim. Hemşireler artık beni tanıyordu. Jimin altı ay sonra odaya alınmıştı, o kablolarla. Bir çok makine onu hayatta tutuyordu işte. 123 numaralı odanın önüne geldiğimde içeri girdim yavaş adımlarla. Gözleri kapalı, kuru dudaklarıyla mışıl mışıl uyuyordu güzel sevgilim. Melek gibiydi, sarı saçları solmuş, teni beyazdı. Kemikleri artık kendini belli ediyordu. Her daim dolgun olan yanakları kemikli yanaklara dönmüştü. Elimi yavaşça saçlarına koyup kulağının arkasına ittim yumuşak saçlarını. Diğer elimle elini sıkıca kavrayıp soğuk ellerine sıcak öpücükler bıraktım. Gözlerim doluyorken tutmadım kendimi onun yanında. Bir yıldır olduğu gibi yine yanında bebek gibi ağlıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill Me With Your Love
FanfictionPark Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı. Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...