Park Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı.
Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Dünkü danstan sonra Jungkook sevdiğini pamuklara sarmış gibi sıkıca tutmuş onunla güzel bir uyku çekmişti. Jimin ise Jungkook'un nefes seslerini bile seven bir adam olarak onunla uyumanın normalliğini sorguluyordu. Bugün saçlarını boyaması gerekiyordu, sarı ya da turuncu yapmayı düşünüyordu. Jungkook'un sarılarını çok sevdiğini biliyordu, belki bu yüzden sarı isteği daha ağır basıyordu. Jimin güne ilk başlayan kişiydi. Sevgilisi tam yanında onun uykulu yüzüne açmıştı gözlerini. Jungkook'un kurumuş dudakları, ve simsiyah kirpikleriyle uyanmak mükemmel bir histi onun için. Burnuna dolan yoğun zambak kokusu sevgilisinden geliyordu. Boynundaki zambak dövmesine baktı ilkin, ardından hafifçe gülümseyip dudaklarını tüy kadar hafifçe oraya bastırdı. Uyanmaması için hızlıca geri çekiliyorken kibar hareket etmeye özen gösteriyordu. Üstünde Jungkook'un beyaz gömleği varken altında bol ve oldukça kısa bir şort vardı. Yataktan zorlukla kalkıyorken yatağın yanındaki çekmeceyi açıp bulduğu defterden bir sayfa kopartıp eline bir kalem aldı.
'Günaydın sevgilim, sana bensiz bir sabah yaşatmak inan isteklerimin dışındaydı. Çok önemli bir işim çıktı, bir kaç saate eve geleceğim senin için bir kahvaltı hazırladım mutfakta duruyor. Sakın endişelenme ve evden ayrılma, sana bir süprizim olacak :) Beni bekle. Seni seviyorum sevgilim.'
Jimin kısa notu yastığına bırakıp hızlıca Jungkook'un olduğu odadan çıkıp banyoya girdi. İşlerini kısaca hallediyorken yüzünde gittikçe büyüyen bir gülümseme vardı. Banyodan çıkınca koşarak Jungkook'un giyinme odasına girip bulduğu en küçük tişörtü giyip altına da yine bulduğu en küçük pantolonu giymişti. Jungkook'un kemerlerinden birini beline geçirip siyah ceketlerinden bir tanesini giymişti. Sevgilisinin kıyafetleri her ne kadar büyük olsa da çok şık ve spor gözüküyordu. Jungkook'la aynı ayak numarasına sahip olduğu için direkt Air Jordanları giyip tamamen hazır olmuştu. Son olarak R&B marka bir gözlük takmıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giyinme odasından çıktığında hızlıca merdivenleri inip telefonunu ve cüzdanını salondan almış Jungkook'un arabalarından herhangi birinin anahtarını da çekmeceden almıştı. Evden çıkmadan mutfağa girmiş Jungkook için kahvaltı hazırlamaya başlamıştı. Tabağını bir anne gibi dolu dolu hazırlamış taze portakal suyu yapmayı da unutmamıştı. Tabağı streç film ile sarıp masaya koymuş bardağı da yanına bırakmıştı. Jungkook dünden sonra uzunca uyuyacaktı belli ki. Bu yüzden rahattı, Jungkook annesinden sonra fiziksel olarak yorulmasa da ruhu çökmüştü resmen. Burada Jimin'in görevi sevgilisine bebekler gibi bakmak oluyordu. Sonunda evden çıkabildiğinde arabaya binmiş telefonundan konuştuğu Dövme Stüdyosunun konumu açmıştı. Radyodan Black Beauty çalıyorken dudakları huzurun tatlı esintisi ile kıvrılmıştı. Burnundan aldığı nefes bile Jungkook ile olunca daha farklı geliyordu. En normalini bile mucizeye uyarlardı Jimin. Jungkook korkularının sevme nedeniydi, en büyük korkusuna aşık olacak kadar aptal bir adamdı Jimin. Onu elde edebilecek kadar da akıllı.
