13
"Bedenler"
İki adam, iki aşk, biri görünmez, biri ise bir ölüm kadar belirli. Beyaz çarşaflara dolanmış yorgunlukları, sarışının kaybolan saçları ve büyüğünün onu sarışı. O kadar fazla güzeldi ki, abartı duruyordu. Parisin üstünden geçen bir uçağın içinde, sarışın duyduğu alarm ile açmıştı gözlerini. Şiş gözleri açıldığı an korkunç baş ağrısı bir tokat gibi kafasında zonkluyordu.Etrafına bakındı, uçtuğunu anlayabilmişti. Sonra yanına baktığında sevdiği adamı gördüğünde gözlerini kırpıştırdı. Kolları o kadar sıkı sarılmıştı ki bedenine, hareket etse de kaçamıyordu. Bu hareketlilik Jeon'u uyandırmaya yetmişti. Karşısında kollarından kaçmaya çalışan bebeğini görüp kıkırdadı.
"Günaydın güzelim."
Jimin kaşlarını çatıp yeni uyandığı için tam sıkamadığı yumrukları göğüsüne geçirdi.
"Ya ne günaydını? Nereye gidiyoruz? Beni nasıl buraya taşıdın? Ayrıca üstümdekileri kim giydirdi? Sapıksın sen, hastasın ayrıca bırak beni."
Jungkook kahkaha atmaya başlamışken Jimin daha da sinirlenmişti. Jungkook kollarını açıp dikleşti. Jimin açılan boşluktan çıkınca camdan dışarı bakmış ve koca bulutlarla karşılaşmıştı.
"Neredeyiz Jungkook?"
Jungkook esneyip cevapladı.
"Şu an Paristeyiz, birazdan Nantes'e gideceğiz. Oradan yat ile adam'a gideceğiz."
Jimin duyduklarını hazmetmeye çalışırken elini alnına vurmuş ve sıktığı yumrukları çözüp bağırarak konuşmaya başlamıştı.
"Ya tamam anlarım kaçmak istersin anlarım beni de yanında istersin, ama neden sormazsın Jungkook? Neden bana sorma zahmetinde bulunmuyorsun acaba!."
Yüksek çıkan avukat arkasını döndüğü an Jungkook'un kolları tarafından yatağa tekrar çekilmişti. Jimin kaşlarını çatmış Jungkook'a bakıyorken dudaklarını yalamıştı. Jungkook' gülümseyerek ıslanmış dudakları ondan beklenmedik şekilde minicik öpüp geri çekilmişti.
"Sana sorsam hayır derdin, bu yüzden bende seni Yoongi Hyungundan ödünç aldım."
Jimin duydukları ile elleri ile bu kaba adamı kendinden uzaklaştırmaya çalışmıştı.
"Ödünç almış, eşya mıyım ben?"
Jungkook gülümseyip ayağa kalkmıştı, ardından avukata eğilip alnını öpmüş ve lavaboya giderken konuşmuştu.
"değilsin sarışın, ha bu arada sadece 2 gün kalacağız haberin olsun."
Jungkook lavaboya girdiğinde Jimin'in ilk işi telefonunu bulmak olmuştu. Saate bakmış ve kapatıp yerine koymuştu. Şimdi düşünme fırsatına sahipti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill Me With Your Love
FanfictionPark Jimin kafasına savruk hayatında hiç bir şeye inanmayan biriydi, kendine düşkün, fazlaca akıllı, ve asiydi. Jeon Jungkook ise seri katil, fazlaca kurnaz akıllı bi' adamdı. Park Jimin, yıllardır Jeon Jungkook'a hayranlık ve aşk besleyen biriydi...