۱۱

4K 280 71
                                    

'sen olmadan inan herkes bana yabancı.'

Cemre, dakikalardır izlediği telefonundan başını kaldırdı. Ekranı kapalı olmasına rağmen bir şey varmış gibi ekrana bakıyordu. Onu gören biri siyah ekran olduğunu söyleyebilirdi ama onun için değildi. O, bir saat önce okuduğu mesajları görüyordu hala. Yazılarından etkilendiği insanın, belki de kadının, hayalini görüyordu.

Edebiyatı hep sevmişti. Şiir okumayı, yazı yazmayı... İyi bir yazıdan etkilenirdi.

Ama bu çok fazlaydı.

Tanımadığı birinden, belki de bir boşluktan nasıl bu kadar etkilenebiliyordu? Şu zamana kadar hızlandığını hiç hissetmediği kalbi, mesaj kutucuklarına nasıl hızlanabiliyordu?

Ayrıca o, mesajlaşmayı hiç sevmezdi ki. Neden bir anda sever hale gelmişti?

"Duman çıkacak kulağından birazdan. Yeter artık."

Yanına gelen Hazal'ın onu dürtmesiyle düşüncelerinden sıyrıldı. Telefonu sırasının altına, göremeyeceği bir yere koyup arkadaşına döndü. Hazal'ın gözlerinden bile olanı biteni anlayabileceğini biliyordu. Ona çok bakmadan kafasına sıraya gömdü.

"Ben deliriyorum sanırım. Bir mesaj kutusu benim sonum olacak."

Hazal'ın da aynı şekilde kafasını koymasıyla yan bir şekilde baktı. Şimdi yüz yüze bakıyorlardı.

"Umay, bu kadar etkileniyorsan belki de bırakmalısın."

Hazal, sadece ciddi anlarda Umay'ı kullanırdı. Özel olduğunu biliyordu. Kimliğinde bile yazmayan bu ismi sadece ailesinin kullandığını biliyordu.

"Bırakamıyorum ki. Sanki görünmez bir iple beni kendine çekiyor. İsmini bile bilmediğim bir insanın mesajlarını beklerken buluyorum kendimi."

"Sıçtın o zaman."

Cemre arkadaşının cevabına gözlerini devirip kafasını kaldırdı. Dersin başlamasına az kalmıştı. Balın dakik bir öğretmen olduğu için birkaç dakika içerisinde derse gireceğini biliyordu.

Tam Hazal'a dönüp küfretmeye başlayacaktı ki sessizleşen sınıfla Balın'ın içeri girdiğini anladı. Kafasını kaldırıp tahtanın önünde duran kadına baktı.

Balın Hoca, bugün yine parlıyordu. Gözlükleriyle, beyaz gömleğinin aydınlattığı beyaz teniyle çok güzeldi yine.

Cemre, diğer günlerden farklı olan düşüklüğünü, canını sıkan bir şeylerin olduğunu ilk bakışta anlamıştı. Kadın, kendini saklamakta iyi değildi. Ne kadar sorulan sorulara her zamanki gibi gülerek cevap verse de Cemre bu gülüşlerin gözlerine ulaşmadığını anlamıştı.

"Evet, yerleşmeniz bittiyse bugün İkinci Yeni Şairleri'ne bakacağız."

Balın, akıllı tahtayla uğraşırken konuyu duyan Hazal'ın homurdanmasıyla Cemre gözlerini kadından çekip arkadaşına döndü.

"Biz bu insanların eserlerini neden ezberleyip duruyoruz? Bu ne böyle canım, her eline kalem geçen şair-yazar olmuş."

Onu dinlemenin anlamsız olduğuna karar verip tekrar Balın'a döndü. Kadını izlemek istiyordu, onu sıkan şey neyse onu öğrenip ortadan kaldırmak istiyordu.

Neden, diye düşündü bir an.

Bu düşüncenin de anlamsız olduğuna karar verip kadından gözlerini çekmeden kitabını açtı. Balın, geri sınıfa dönünce bir an göz göze geldiler. Cemre aniden hissettiği heyecanla gözlerini kaçırdı.

Biriyle göz göze gelmek onu heyecanlandırırdı, korkuturdu. Bu yüzden heyecanını umursamadı.

Tahtaya baktığında Cemal Süreya ismini gördü ve derse başlayan Balın'ı ona çok bakmamaya çalışarak dinlemeye başladı.

O ders, bir daha göz göze gelmemişlerdi.

Bilinmeyen Numara:

Bana cevap vermedin.

Seni korkutuyor muyum?

Cemre:
Bilmiyorum.

Hiçbir şey bilmiyorum.

Bilinmeyen Numara:

Korkma Cemre.

Çünkü,

uzaktan seviyorum seni
kokunu alamadan,
boynuna sarılamadan
yüzüne dokunamadan
sadece seviyorum

öyle uzaktan seviyorum seni.
elini tutmadan
yüreğine dokunmadan
gözlerinde dalıp dalıp gitmeden
şu üç günlük sevdalara inat
serserice değil adam gibi seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni
yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden
en çılgın kahkahalarına ortak olmadan
en sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan
öyle uzaktan seviyorum seni
kırmadan
dökmeden
parçalamadan
üzmeden
ağlatmadan uzaktan seviyorum
öyle uzaktan seviyorum seni;
sana söylemek istediğim her kelimeyi
dilimde parçalayarak seviyorum
damla damla dökülürken kelimelerim
masum beyaz bir kağıtta seviyorum

(Cemal Süreya)

bu şiirin cemal süreya'ya ait olmadığını söylüyorlar
ama olsun
bu kitapta ona ait

ayrıca bölümler azaldığı için yüklenme sıklığı da düşecek
üzgünüm😔😔😔😔😔😔

Yanlış? (g x g)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin