۲۷

4.1K 312 54
                                    

'geri alabilmek mümkün olsa her şeyi,
inandırmaz mıydım aşka seni?'

Balın'ın Ağzından

"Kızım sen alık mısın?"

Ablamın geldiğinden beri bitmeyen 'bana sövme' seanslarına göz devirdim.

"Yani böyle ileri derece bir gerilik olması gerekiyor bu hareketleri yapmış olman için. Kız sana karşılık vermiş ve sen de mal gibi olmaz mı dedin? Aferin Balın. Sen küçükken kafanı buzdolabına vurmuştun, ondan mı böyle oldun acaba?"

O anı hatırlayınca psikolojik olarak kafam tekrar acımıştı. Elimi vurduğum yere götürüp sanki bir şey varmış gibi ovdum. O kadar acımıştı ki beş gün ağlamıştım.

"Bitti mi?"

Elindeki yastığı hızlıca bana fırlattı. Tahmin ettiğimden daha da sinirliydi. Kaçmaya vakit bulamadığım kafamı değen yastıkla ofladım.

Bu konuda anneme çekmişti.

"Hayır, bitmedi. Tekrar üzerinden geçiyorum. Cemre sana karşı hisleri olduğunu söyledi, sonra sen onun evine gittin ve aşkından ölürken kıza olmaz dedin, yetmedi bir de on dokuz yaşındaki bir kızdan gayet de güzel bir nutuk yedin, ki çok haklı konuşmuş tebrik ediyorum, Cemre gibi bir çocuktan bak çocuk diyorum asla beklemediğim bir hareketti, o da yetmedi özür dileyip evden gittin. Doğru anlamışım değil mi?"

Böyle anlatınca bana da saçma gelmişti. Sehpadaki fincanımı alıp kafamla onayladım ablamı. Diyecek pek bir şeyim yoktu.

"Neden peki?"

Yavaşça fincanı geri bıraktım. Sonunda bu soruyu sorabilmeyi akıl etmişti. Ona anlattığımdan beri üzerime geliyordu ama nedenini hiç sormayı düşünmemişti. Sanki ben bu durumdan çok mutluymuşum gibi, içim deli gibi yanmıyormuş gibi bana sövmesini dinlemiştim.

İnsanlar böyleydi, nedenleri düşünmezlerdi. Sonuç ne kadar acıysa, nedenler o kadar umursanmazdı.

Derin bir nefes verdim.

"Direkt üzerine mi atlasaydım abla? Biliyorum aylardır bunu istedim. Sadece beni fark etmesini istiyorken daha fazlası oldu ama bir anda kabul edemezdim ki. Gerçekçi olmam gerekiyor. Durumumuz belli, ben bir öğretmenim. Hatta onun öğretmeniyim. Cemre'ye inanmam lazım, aşkına inanmam lazım. Tamam onu deli gibi seviyorum ama bu her şeyi çözmez ki. Emin olması lazım bir şeylerden."

Hızlıca gözümden damlayan yaşı sildim. Benim için kolay olduğunu düşünüyordu. Bilmiyorlardı ki onun gözlerindeki yaşın sebebi olduğum için nefret ediyordum kendimden. Onu üzdüğüm için bin kat fazla üzmüştüm kendimi.

Ama emin olmam gerekiyordu. İkimizin de zarar görmemesi için biraz daha vakit gerekiyordu.

"Tamam haklı olabilirsin balım ama ne zamana kadar sürecek bu?"

İşte o bilmediğim kısımda kalıyordu. Az bir zaman almasını ümit ediyordum.

"Bilmiyorum, Cemre'ye bağlı. Vazgeçerse biter."

Bu da aldığım en büyük riskti işte. Bu ihtimalden ölesiye korkuyordum ama Cemre'nin emin olmadığı ve aşk sandığı hevesine kendimi kaptıramazdım. Hem kendi sağlığım için hem de mesleğim için yapmamalıydım bunu.

Şu an her şey Cemre'nin elindeydi.

-
Cemre'nin Ağzından

Yanlış? (g x g)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin