۲۵

4K 314 95
                                    

'unutma,
aramızdakileri boşver
çağırsan gelirim şu an.'

Cemre'nin Ağzından

"Siktir."

Balın Hoca'nın 'pardon' diyerek hızlıca kapıdan çıkmasıyla ben de ayaklandım. Mete yanımda ne olduğunu anlamamış bir şekilde şaşkınca bakıyordu.

"Ne oluyor ya?"

Mete'yi umursamadan yerdeki çantamı ve ceketimi toparlamaya başladım. Onun arkasından koşmak, kendimi açıklamak istiyordum.

"Cemre, sorun ne?"

Sorun Balın Hoca'nın büyük ihtimalle yanlış anlamış olmasıydı. Neden yanlış anlamış olabileceğini düşünüyordum bilmiyordum veya neden bunu bu kadar takmıştım onu da bilmiyordum.

"Balın Hoca'ya bir şey soracaktım da. Hazır görmüşken sorayım dedim. Sonra konuşuruz."

Hala şaşkınca bakan Mete'yi orada bırakıp odadan çıktım. Ders saati olduğu için koridorlar bomboştu. Balın Hoca ortalıklarda gözükmüyordu, kimse yoktu.

"Siktir ya."

Oflayarak öğretmenler odasına doğru yürümeye başladım. Bu kadar hızlı nereye gidebilmişti ki, uçmuştu resmen kadın.

Normalde her gün duvarlardaki posterleri inceleyerek saatlerce yürüyen kadın koşarak gitmişti.

Tam öğretmenler odasının kapısına geldiğimde çalan zille duraksadım. Şimdi içeri girsem bile birazdan herkes doluşacağı için konuşamayacaktım.

Hem heyecanlanmıştım da, ne diyebilirdim ki? 'Hayır hocam Mete ile aramızda hiçbir şey yok, sadece konuşuyorduk arkadaş olarak.' mı demeliydim? Bunun karşılığında 'banane' derse ne diyebilirdim ki.

Tıpış tıpış geri dönerdim çıktığım o karanlığa.

Tekrar oflayarak istemeye istemeye geri çekildim. Hocalar içeri girmeye başlamıştı bile. Balın Hoca'nın çağırsam da gelmeyeceğini düşünüyordum. Zaten ara da on dakikaydı, yarısı gitmişti bile.

Mecbur dersinin sonrasını ya da çıkışı bekleyecektim.

-

"Mete ile kucak kucağa basıldın yani?"

Hazal'a elimdeki kalemi fırlattım. Anlattığımdan beri garip sorular sorarak deli ediyordu beni.

"Kızım sen aptal mısın? Hiçbir şey yapmıyorduk diyorum. Arkadaşça konuşuyorduk, uzun zaman olmuştu. Ailesini falan anlatıyordu, üzgündü. O yüzden yaslanıyordum başına. Mete ile karşılıklı bitirdik zaten, arkadaşız artık. Bence yanlış anlamamıştır ya, bilmiyordur bile."

Hazal ona attığım kalemimi ağzına atıp dişlemeye başlayınca iğrenerek önüme döndüm. Balın Hoca'nın dersi olduğu için zaten gergindim, yanımdaki salak beni daha da çok geriyordu.

"Kanka senin Mete ile aranda bir şeyler geçtiğini okula beş ayda bir uğrayan sinek bile biliyor."

Doğruydu, burası özel bir liseydi.
Dedikodu sesten daha hızlı yayılıyordu.

"Yani iyi yönünden bak, yanlış anladıysa sana karşı bir şeyler hissediyordur. Anlamadıysa da umursamıyor demektir. Yani başı boş ve karşılıksız hislerine ağlayabilirsin."

Yanlış? (g x g)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin