۱۴

3.9K 309 46
                                    

'sarıl dese o an sarılırım,
öyle bir aşığım.'

Bilinmeyen Numara:

Özür dilerim Cemre                  |00.16|

sana seni boşvermişim gibi hissettirdiğim için.                     |00.17|

Çok şey oldu, üzgünüm.           |00.18|

Cemre:

Baştan beri güvenmemeliydim

kaptırdım kendimi

Kapıldım sana, sözlerine

ama sen birkaç harften ibaretsin

bir an varsın bir an yoksun

üzgünüm bilinmeyen buna devam     
edemem

|09.38|

Bilinmeyen Numara:

Umay, bana bunu yapma

sayende hissettiğim kelebekleri öldürme

senle konuşmazsam, beni tanımazsan bir hiç olurum bu dünyada

kendi varlığım bile yakar canımı

|09.20|

Cemre:

Kendini benim yerime koy

sana korkarak bir adım attım

ve sen orada yoktun

korkularım arttı, direnişim azaldı

kaçtım
|09.30|

Bilinmeyen Numara:

Cemre.

Umay'ım.

Güzelim.

Ben burada olacağım.

Beni anladığın gün, bileceksin hep seninle olacağım.

-

Genç kız verecek cevap bulamayıp telefonunu kapattı. Başı ağrıyordu, omuzları acıyordu. Sanki omuzlarında dünyanın bütün yükleri bulunuyordu.

Yorgun hissediyordu.

Kafasını kantinin masasına koydu ve birkaç kere oflayarak kaldırıp vurdu. Etrafındaki insanların bakışlarını umursamıyordu.

"Cemre, Cemre... Duydun mu? Gerçekten dedikodu kazanı bir okul burası ya. Bayılıyorum, iyi ki parayı basıp özele geçmişim. Bir an sıkılmıyorum ben bu okulda. Çok mutluyum"

Yanına aniden oturan arkadaşıyla irkildi. Dediklerinin yarısını anlamamıştı bile. Kafasını kaldırıp heyecanı yüzünden okunan Hazal'a baktı.

"Ne olmuş?"

Okulun dedikodu kazanı olduğunu o da biliyordu. Burası özel bir okuldu, daha kötüsü özel bir liseydi. Burada her şey mümkündü, her şey olabilirdi.

"Annen ile Adsay basılmış."

Birkaç saniye idrak edemeyip elindeki kağıt bardakla oynamaya devam etti. Aklında başka şeyler, başka biri olduğu için çok dikkat etmemişti arkadaşının ne dediğine. Üzerinde hissettiği bakışlarla Hazal'a döndü ve ne dediğini düşündü. Anında gözleri büyümüştü.

"Salak aptal seni."

Anında boş bulduğu yere vurmuştu. Hazal bir yandan gülerken bir yandan da kollarını çekmeye çalışıyordu.

"Şaka yaptım gül diye."

Cemre'nin vurması daha da şiddetlenince Hazal acıyla inledi.

"Ben seni bir güldüreceğim şimdi Joker'e dönerek göreceksin ebeninkini."

Yeterli olduğuna karar verip ellerini çekti. O sırada kantine Balın Hoca'nın girmesiyle dikkati oraya dönmüştü.

Balın her zamanki gibi etraftaki öğrencilere gülücükler saçarak ilerliyor, gördüğü iş arkadaşlarına selam veriyordu. Cemre'nin Balın hakkında en sevdiği şeylerden biri buydu.

Ne kadar mutsuz olursan ol, o sana güldüğünde veya birine güldüğünde, saniyeler içinde sen de gülümsüyordun.

Balın'ın onu fark etmemesinden ve uzak olmasından faydalanarak onu süzdü. Bugün giydiği kırmızı boğazlı kazağıyla daha da aydınlık gözüküyordu. Derste olmadığı için gözlükleri yoktu, Cemre onları takmayı sevmediğini biliyordu. Uzun sarı-kahverengi renkleri karışımı saçlarını örmüştü bugün.

O kadar güzeldi ki, Cemre öğretmenini her gördüğünde bunu düşünürdü.

Hazal'ın dürtmesiyle girdiği düşünceler aleminden çıkıp yana döndü. Gözlerini o kadından zorla almıştı.

"Neyse söylüyorum bak. Hazır mısın?"

Cemre kafasını salladı. Merak etmişti.

"Dün gece, Balın hoca ile Özgür Hocayı öpüşürken görmüşler. Beraber dışardalarmış."

Cemre bir süre arkadaşına bakakaldı. Bunu beklemiyordu. Bunu hiç beklemiyordu. Balın Hoca'nın Özgür'ü her gördüğünde yolunu değiştirdiğinden adı gibi emindi. Defalarca şahit olmuştu bana.

Bir şey demeden şaşkınlıkla karşısında kahvesini alan kadına döndü. Onun da bu tarafa bakmasıyla göz göze gelmişlerdi. Cemre korkmadan, belki de şaşkınlığının etkisiyle gözlerini kaçırmadı. Balın'ın ona gülümsemesi ve kafasıyla selam vermesine tepki vermeden gözlerini masaya çevirdi.

Bu içinde, en derininde hissettiği rahatsızlık neydi?

O iğrenç kötü his, neydi?

merablar
keşke bu yazar yorum okusa🥺
bu ka
ii gnler

Yanlış? (g x g)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin