۳۱

4.5K 342 169
                                    

"mükemmele tapan ama gel gör ki öyle olmayan."

Balın'dan

Senden kaçmak saçma.

Seni sevmek de öyle.

Radyoda çalmaya başlayan şarkıyla derin bir nefes aldım. Ne kadar düşüncelerimi ondan uzaklaştırmaya çalışsam da dönüp dolaşıp onu buluyordu.

Artık teslim olsan,

kendinle uzlaşsan.

Aynı şeyleri ben de diliyordum. O ise, ortaya bile çıkmıyordu.

Yanan kırmızı ışıkla frene basıp durdum. Okula gidiyordum. Normalde yirmi dakika süren yolculuk sürekli Cemre'yi düşündüğüm için üç saniye gibi gelmişti.

Kalbimden çıkmıyordu, aklımdan çıkmıyordu, düşüncelerimden çıkmıyordu.

O, beni hiç yalnız bırakmıyordu. Beni ele geçirmişti artık.

O gece, konuştuklarımızdan sonra ve bir süre birbirimizi izledikten sonra geç olduğu için gitmek istemişti. Düşünmesi gerektiğini bildiğim için bir şey diyememiştim.

Ama bunun, onu son kez bırakışım olmasını ummuştum.

Onu bırakmam için ısrarlarım ve itirazları sonucunda sessiz geçen bir araba yolculuğundan sonra sabah dörde doğru onu evine bırakmıştım. Küçük bir teşekkür ederek hızlıca sarılıp evine gitmişti.

En küçük sarılmasıyla bile beni nefessiz bırakmıştı.

Cesurca söylediği şeylerden sonra böyle utanması çok hoşuma gidiyordu. Sanki o an, evime kadar gelen o Cemre değildi. Ürkek, utangaç birine dönüşüyordu. Ondan dolayı kendime gelene kadar on beş dakikaya yakın sırıtarak direksiyonu izlemiştim.

Ama ondan sonra, yani dört gündür görmemiştim onu. Hafta sonu zaten bir şey beklemiyordum. Sonraki iki gün de okula gelmemişti. Bugün için de çok umudum yoktu.

Ne kadar zaman istediğini bilmiyordum ve bu zamanın fazla olabileceğinden korkuyordum. Sınava az kalmıştı, okulunun bitmesine de. Belki başka şehre gidecekti, hatta başka ülkeye.

Ne kadar zamanımız vardı ki?

Okulun otoparkına girip düzgün bir yere park ettim. Eşyalarımı alıp yavaşça okula doğru yürümeye başladım.

Kapıya yaklaştığımda duyduğum sesle kafamı yerden kaldırdım.

"Hocam?"

Hazal kapıya yaslanmış, belli ki, beni bekliyordu. Öğrenciler için daha erkendi, Hazal için daha da erkendi.

"Hazal? Bu kadar erken niye geldin?"

Gergin olduğu belliydi. Ayağını sallıyor, gözlerini sabit tutmuyordu. Cemre ile alakalı olabileceği düşüncesi anında beni de germişti.

Harika, şimdi daha da gergindim.

"Cemre'den haber alabildiniz mi diye soracaktım. Telefonlarımı açmıyor, okula da gelmiyor biliyorsunuz."

Yanlış? (g x g)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin