'şimdi, seni seninle bırakmam
beni benimle bırakma'
•Cemre
Cemre, duyduğu mesaj sesiyle irkilerek uyandı. Nerede olduğunu anlamak için birkaç saniye etrafına bakındıktan sonra belindeki elleri ve sahibini fark edip rahatlayarak gülümsedi. Balın kollarını beline sarmış, kafası ise boynuna sokulmuş sakince uyuyordu. Omzundan düşen yorgandan dolayı çıplak omuzlarını görebiliyordu. Gördüğü görüntüyle içi ısınmış, gülümsemişti Cemre.
Kendi telefonunu şarja takmaya unutmuş olduğu için sesin Balın'ın telefonundan geldiğini anladı. Aydınlanmış odayı fark etti. Sabah olmuştu. Ne zaman uyuduklarını hatırlamıyordu ama sevişmelerinin ne kadar uzun sürdüğünü hatırlıyordu.
Aklına dolan kelimelerle yavaşça hareketlendi. Onu uyandırmadan kollarından çıktı. Birkaç saniye uyanacak mı diye beklemişti fakat herhangi bir hareketlenme görmeyince yataktan kalktı. Çıplak bedenine değen soğukla hafif ürperdi ama umursamadı. Sessiz adımlarla parkede ilerleyerek Balın'ın kitaplarla dolu ama oldukça düzenli olan masasından bir kağıt ve kalem buldu. Boş olduğuna emin olduğu kağıda hemen aklındakileri dökmeye başladı.
...
bırak var olayım, boşluk değil.
Bir süre elindeki kağıda baktı. Çok fazla şiir yazmazdı, öylesine de yazamamıştı hiçbir zaman. Balın ile tanıştıktan sonra çok daha fazla yazdığını fark etti. Sanki sadece yüzüne bakınca bile binlerce kelime dolanıyordu zihninde. Her hissini anlatmak istiyordu, her düşüncesini bağıra bağıra söylemek istiyordu. Herkese onu anlatmak istiyordu.
Belki de annesiyle olan durumda onu en çok üzen buydu. Cemre, bu kadar anlatmak isterken onun dinlememesiydi.
Derin bir nefes verip moralini bozmamak için kağıdı katladı ve doğruldu. Balın'a döndüğünde hala aynı şekilde uyuduğunu görüp gülümsedi. Sonra odada eşofmanını aradı, Balın'ın nereye fırlattığını tam olarak görememişti. Dolabın dibinde duran siyah eşofmanı fark edip aldı ve kağıdı cebine koydu.
Bu da fark edilmeden diğerlerinin yanına gidecekti.
Eşofmanı katlayıp kenara koyduktan sonra tekrar yatağa girdi. Onun girmesiyle Balın geldiğini anlamışçasına daha da sokulmuştu onun tarafına. Cemre, gülümseyip yanındaki bedeni kendine çekti. Bir süre yüzünü inceledi. Hafifçe şişliği belli olan dudaklarına baktı, bazen kıpırdanan gözkapaklarını fark etti.
Kim bilir ne rüya görüyor, diye düşündü. Bilmek istedi rüyasını, her ayrıntısını anlamak istedi.
Parmaklarını hafifçe çıplak omuzlarında gezdirdi kadının. Elinin altındaki yumuşaklık onu heyecanlandırmaya başlamıştı bile. Kadının boynundaki sarı saçları yavaşça arkaya çekip açıkta kalan boynuna ve boynundaki izlere baktı. İçinde yükselen ateşi hissetmeye başlıyordu. Dün gece bunları yaptığı anları tam olarak hatırlıyordu.
Balın, ne kadar iz bırakma dese de Cemre bunu çok hatırlayabilecek bir durumda değildi. Sırıttı kendi kendine, genç kadının da ne kadar hayır dese de bundan hoşlandığını biliyordu.
Dakikalarca yüzünü inceledikten sonra daha fazla dayanamayacağını fark edip kadının çıplak omuzlarını yavaşça öpmeye başladı. Neredeyse beline kadar düşmüş çarşafı biraz daha aşağı çekip parmaklarıyla bedeninde gezinmeye başladı. Balın kıpırdanmaya başlamıştı ama uyanmamıştı. Hızlanan nefeslerinden hala rüya gördüğünü anlıyordu Cemre.
Dudaklarını kaydırıp boynuna getirdi. Bıraktığı izlerin üzerinden bu sefer yumuşakça geçti. Defalarca öptü bıraktığı izleri, kulağının arkasına birkaç yeni iz daha bıraktı. Artık öpüşleri iyice ıslaklaşmaya başlamıştı. Çenesinden dudaklarına doğru çıkarken duyduğu inlemeyle durdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış? (g x g)
Romanceöğretmenxöğrenci textingimsi Bilinmeyen: -Cemre, sana çıkan tek yolumu kapatma lütfen. -Sana beslediğim duygularda boğuluyorum. -Garip kısım ise bazen bu durumda mutluluğu buluyorum, canımı yakmıyor. -Beynim utançla beni cezalandırırken o duyguları...