۲۲

3.9K 343 99
                                    

'zamanı değil gitmenin,
kendimden sana.'

Cemre'den

"Cemre?"

Kulağıma gelen yumuşak seslenmeyi umursamadan uyumaya devam ettim. Ninni gibi geliyordu ses.

"Cemre, uyanır mısın artık?"

Sesler netleşmeye başlamıştı ama yine de gözlerimi açmadım. Uyumak daha tatlı geliyordu şu anda.

"Cemre, tatlım? Biraz daha uyanmazsan seni burada bırakıp gideceğiz."

Saçlarımda gezinen elleri hissetmemle yerime daha da yayılıp yanımdaki bedene yaslandım. Kolumu beline sarıp yüzümü bir yerlere yaslamıştım. Burnuma dolan güzel ve yumuşak kokuyla daha çok yerleştim.

Bir süre ses kesilince rahatlayıp uyumaya devam ettim. Gözlerimi yorgunluktan açamıyordum, burnuma gelen koku beni daha da rahatlatıyordu, mayıştırıyordu.

"C-emre?"

"Ya ne var ya?"

Gözlerimi açtım. Birinin boynunu görüyordum sadece.

Neden birinin boynundaydım ben?

Geri çekildiğim anda benden on kat daha şaşkın ve donup kalmış Balın Hoca ile göz göze geldik.

Neden Balın Hoca'nın koynundaydım ben?

Ateşe değmiş gibi sıçrayarak geri çekildim. Kalbim kontrol edemediğim bir şekilde hızlanıyordu, ellerim titremeye başlamıştı.

"P-pardon ben şey olduğum için, ondan şey yapmışım. Öyle siz de şey olunca birden şey olmuş. Yoksa hiç şey yapar mıyım hoca-

Ağzıma kapanan elle durmak zorunda kaldım. Şaşkınca gözlerimi kocaman açtım. Yumuşak ellerini dudaklarımın üzerinde hissediyordum.

Ve yumuşak ellerine öpücük bırakmamak için zor duruyordum.

Ne yaptığını o da fark etmiş olacak hızlıca elini çekti. Şimdi şaşkınca birbirimize bakıyorduk. Ne o bir şey yapıyordu ne de ben.

Sadece birbirimizi izliyorduk.

"E gelmiyor musunuz?"

Hazal'ın sesiyle daldığım gözlerinden çıkıp Hazal'a döndüm. Sırıtarak bana bakıyordu. Onu umursamayarak hızlıca kapıdan çıktım.

Kalbim o kadar hızlı atıyordu ki. Sanki tüm bedenimi kalbim yönetmeye başlamıştı.

Ben bu kadından o kadar etkileniyordum ki, dayanamıyor gibiydim. Her an bu aptal hislere kapılıp ona her şeyi belli edecek gibi hissediyordum.

Arabasının önünde durduğumda ellerimi yüzüme bastırdım. Utançtan ve heyecandan kıpkırmızı olduğunu hissediyordum, yanıyordu.

"Hadi binin, soğuk hava."

Balın Hoca'nın bana bakmadan hızlıca arabaya girmesiyle derin bir nefes alıp ben de kapıyı açtım. Hazal koşarak arkaya oturduğu için öne oturmak bana kalmıştı.

İstemediğimden değildi de, kendimi kontrol edebileceğime olan inancımın eksilerde olmasındandı bu rahatsızlığım.

"İlk önce hanginizi bırakmalıyım?"

Dakikalar sonra Balın Hoca'nın sesini duydum. Ben ona bakmıyordum, bakamıyordum daha doğrusu. O da sadece yola odaklanmıştı.

Garip bir ortam vardı, hissediliyordu.

Hadi ben hoşlandığım 'öğretmenimin' koynundan çıktığım için utanıyordum, o neden utanıyordu?

"Beni bırakmalısınız hocam, şu yolun ilerisinde zaten. Cemre'ninki daha uzak."

Yanlış? (g x g)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin