'aşk, bizim gibi çocuklar için yıkıcı bir deneyimdi.'
•
Balın'ın ağzından
Bahçeyi izlemeye devam ettim, gözüm belirli bir kişiyi arıyordu.
Çünkü gözüm hep onu arardı.
Göremeyince ofladım. Neredeyse bir haftadır görmüyordum, onu engellemem de ayrı moral bozucuydu.
Artık yaşayamıyormuş gibi hissediyordum, onu bıraktığım gibi kendi varlığımı da bırakmışım gibi. Sanki onsuz bir hiçmişim de, hiçliğime hiçsizlik katmışım gibi.
O kadar kötü bir haldeydim ki. Yüreğimin ağrısı fiziksel olarak vücuduma yansımıştı. Başım ağrıyordu sürekli. Uyuyamıyordum, uyanamıyordum. Hiçbir şeye yapamıyordum. Onu engelleyeli, yani bırakalı iki gün olmuştu. Kendimi koşarak engeli açmamak için çok zor tutuyordum.
Ya da evini basıp her şeyi bağırmamak için.
Ona kızgın mıydım bilmiyordum. Belki de anlayabilirdim, belirsizlik bir insanın zihninin en büyük korkusu olabilirdi.
Ama ona hissettirmiş olmalıydım, içimden taşıp bedenimi ele geçiren bu aşkı hissetmiş olmalıydı. Beni görmeliydi.
Tekrar oflayarak kafamı geriye yasladım. Beni asla görmeyecekti. Elimdeki köprüyü yıkmakla kalmamış, aptal gururumla beraber yakmıştım.
Ve şimdi, okulun tenha yerlerinden birinde, bir sapık gibi onun gelmesini bekliyordum. Burası camlarla çevrili bir odaydı, depo olarak kullanılıyordu. Dersi iki saat önce başlamış olmasına rağmen umutsuzca gelmesini bekliyordum.
Çünkü şu an elimden başka bir şey gelmiyordu.
Bir süre daha aynı yerde bekledim. Bazen sıkılıp telefonumda aptal oyunlar oynadım, bazen sadece kapıyı izledim, bazen basılmayım diye getirdiğim kitabı okudum. Dersim zaten boştu, işlerimi önceden hallettiğim için meşgul de değildim. Tek işim Cemre'yi beklemekti.
Birkaç dakika sonra çalan telefonumla irkildim. Kapıya o kadar dalmıştım ki bu ses korkutmuştu beni. Arayan kişiye baktığımda ablam olduğunu görüp gülümsedim, şu an ona ihtiyacım vardı.
"Efendim?"
"Naber?"
Sesini duymamla daha çok gülümsedim. Sakinleştiğimi, susmak bilmeyen zihnimin sessizleştiğini hissediyordum. Ablam benim tek dayanağımdı. Ebeveynlerimle çok anlaşamaz, onların hayat çizgisini doğru bulmazdım. Sadece gerekli zamanlarda görüşmeye çalışıyordum ama ablam için bu farklıydı. O bana her şeyimde destek olmuştu, aptal gibi öğrencime aşık olduğumda bile.
Bunu duyunca birkaç kez kafama vurmuştu ama bu beni yıldırmamıştı.
"İyiyim güzellik, sen?"
"Bok iyisin, noldu gene?"
Bir açıklama yapmam gerektiğini biliyordum. O geceden beri kimsenin telefonlarını açmamıştım mesajlara bakmamıştım. Endişelenmiş olmalıydı.
"Önemli bir şey yok, aynı şeyler işte."
"Balın, seni senden iyi tanıyorum. Ne yaptı gene o?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yanlış? (g x g)
Romansöğretmenxöğrenci textingimsi Bilinmeyen: -Cemre, sana çıkan tek yolumu kapatma lütfen. -Sana beslediğim duygularda boğuluyorum. -Garip kısım ise bazen bu durumda mutluluğu buluyorum, canımı yakmıyor. -Beynim utançla beni cezalandırırken o duyguları...