➖ Enhypen ➖

126 20 30
                                    

Size bir tesadüflük anlatayım: 7 farklı kader aynı dersliğe denk gelmişlerdi, kaderleri ilk orada kesişmiş ve bir daha ayrılmayacak şekilde düğüm atılmıştı...

➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖➖

Jungwon'dan:

  Bahçedeki öğrencilerle beraber akademiye ilerledim. Etrafa bakarak ilerledim, akademi çok büyüktü, kaybolunabilir bence. İçeri girdiğimde koridorlara bakınarak yürüdüm. Duvarlarda tablolar vardı; tablolarda ise eski çağlar, eski savaşlar gibi konular kaleme alınmış ve resimlendirilmişti. Duvardaki gözlerimi indirip etrafıma baktım, gruplaşmış öğrenciler birbirleri ile konuşarak vakit geçiriyordu. Biraz daha etrafıma bakındım ama kimseyi tanımıyordum, burada kuzenimden başka birisini de tanımıyordum, şimdilik. Jiwoo'ya karşı bir nefretim yoktu fakat o bana hep sinirli ve agresifti. Nedeni ise ailede en uyumlu kişi bendim, bu da onu sinir ediyordu. Neyse, ne yapayım? Ben de böyle kuzene sahibim. Jiwoo mızmızlanarak yanımdan geçti. Keşke Hwua Kolejine gitseydi, böylece ne bana çatar ne de başımı şişirirdi. Ama büyükannemin de haklı olduğu yerler vardı: mesela bir arada kalırsak daha güçlü olurduk, yani kuzenim benden nefret etmeseydi.

  Kafamda bu düşünceler, içimde ise düşüncelerime ters neşeli bir şarkı ile dersliklerin olduğu kata geldim. Etrafıma baktım, kata yosun yeşili ve krem rengi hakimdi, geniş camlar sol taraftayken sağ tarafta derslikler vardı. Etrafıma bakarak dersliklerin olduğu katı gezmeye başladım. Derslik-1◇456《 bilmem ne, bilmem ne, benim sınıfım nerede? Derslik isimlerine bakarken benim olduğum dersliğin ismini gördüm. Gülümsedim, demek dersliğim buradaymış, hemen beklemeden dersliğime ilerledim. Dersliğin kapısına varınca kapı otomatik olarak açıldı. Dersliğe bir adım atarak içeri girdim, kapının önünde durup dersliğe göz gezdirdim. Derslikte yine bir gruplaşma olmuştu, herkes anlaştığı kişiler ile takılıyordu.

  Duvar kenarındaki sıralara baktım, oraya oturmayı daha çok seviyorum ve duvar kenarında oturmak her zaman en doğru şeydi. Öğretmen masasının sağ yanındaki -öğretmen masasına oturduğunuzda o tarafa denk geliyor- duvarda belli yerde cam belli yerde duvar diye giden sıradaki duvara baktım, güzel, burası olabilir. Bu sefer öğretmen masasının önündeki sıralar baktım, duvar ama hemen sonra cam olacak bir sıralara bakarken bir Mumya gibi birisinin yanın boş olduğunu fark ettim. Mumyalar bir şey yapmıyorlar, ısırmıyorlar, otur gitsin. Sadece derslerde olacaksınız zaten.

  Kapıdan uzaklaştım ve sıralara doğru ilerledim. Üçüncü aralıktan oturmak istediğim yere doğru ilerledim. Oturacağım yerde oturan kişiye baktım, boynunda Mumya olduğunu belirten minik bir dövme vardı*. Her varlık tanınabilsin diye böyle bir şey yapılmıştı, herkeste farklılık gösterirdi bu dövmeler, insanlarda böyle bir işaret ya da dövme yoktu.

  Yanına geldiğim çocuk masada oturmuş bir ansiklopedi okuyordu, ben de onu izliyordum. Ansiklopediyi okurken beni fark etmişti, benim onun başında dikilmiş baktığımı görünce kafasını kaldırdı ve bana baktı. Sorgulayıcı bakışlar yerken aynı şekilde sorgulayıcı bir ses de işittim.

Mumya:Buyurun?

Jungwon, başka yer mi kalmadı? EVET! Kendi kendine bağırma. Tamam! Çocuğa, gülümsedim. Buraya oturayım, sonrasına bakarız.

Ben:Ah, merhaba.

Mumya:Merhaba.

Diyerek karşılık verdi bana. Yapabilirim, yapabilirim, hadi, az kaldı, sadece soru soracağım.

Ben:Yanınıza oturabilir miyim?

Bu soruma donuk bir bakışla bana baktı ilk önce. Beyninde karar alıyordu sanırım ve şaşırmıştı da. Biraz düşündükten sonra gülümseyerek bana baktı.

🌑 Dark Moon 🌑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin