🗒 Proje 🗒

132 17 29
                                    

PARK SUNGHOON SİNİR EDİLMEMESİ GEREKEN BİRİSİ!! Sakin ol Sunghoon, yine kendine hakim olamadın.

🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒🗒

2 gün sonra...

Sunoo'dan:

  Gözlerimi açmama zorlayan ve kulaklarımı tırmalayan alarm sesini duydum, bu ses yüzümü buruşturmama neden olmuştu. Ellerimi kulaklarıma çıkarıp duyduğum sesi duymamak için kapattım ama ses yine de kulaklarıma ulaşıyordu, yani duyuyordum. Yüzüm daha fazla buruşurken kulaklarımı kapatarak yatakta etrafımda döndüm. Sus, sus, uyayacağım ben! Ama ses her türlü susmuyor ve uykumu dağıtıyordu. Yatakta sol tarafıma dönerken -sanırım fazla dönmüştüm- bir anda bir boşluk beni bulmuşken aynı sekilde yer çekimine karşı koyamayarak yere yapıştım. Lanet olsun! Alarm neden çalar, biz niye kalkarız, ben niye yere düşerim!? Ah, kafam! Kendi kendime mızmızlarınırken kafamı ovuyordum, evet kafamı çarpmıştım. İsyan ile sorguluyordum hayatı. Hangi yurt, öğrencileri uzay sabahının 04.00'ünde kaldırır!? Zeminden destek alarak kalkmaya çalıştım ama her yerim acıyordu, bir de acıdan dolayı gözlerimi açamıyordum orası ayrı bahtsızlığım zaten.

  Ahlayarak yerden kalkabildiğim kadar biraz kalkarak yatağımın çarşafını tutup dik kalmayı sağladım, sonra acılarla etrafa bakındım, gerçi vücudumdaki acı ve bu acı yüzünden kapanmak isteyen gözlerim ne kadar izin verdi ben de bilmiyorum. Bir odadayım, oda karanlık, sadece gece lambası var, ki sıfatına tükürdüğüm az woltta yanarak odayı mükemmel aydınlatıyordu cidden, odada karşı yatakta bir karaltı var, büyük ihtimalle bu Jake hyung, ben yerdeyim, güzel ya, hayatım aşırı güzel benim.

  Ben gözlerimi açmaya çalışırken Jake hyung da yatağında gözlerini ovalayıp gözlerini açmaya çalışıyordu benim gibi. Biz neler döndüğünü anlamaya çalışırken koridorda hoperqtın* robotik sesi yankılandı. Bir de buna göz devirdim.

-Herkes uyansın, güne uyuyarak girmeyin! Kalkın, çabuk üstünüzü değiştirin! Beloq*² yapacaksınız! Hadi, tembellik yok! Hazırlanın ve bahçeye inin!

Ne!? Yok artık! Şaka, değil mi, şaka? Yani şaka yapıyorlardır ya, uzay sabahının köründe bizim ne işimiz olabilir ki, dışarıda, bahçede!? DEĞİL Mİ!? Sinirle gözlerimi devirdim ardından kafamı tuttum, bak gelenler gene geldiler bana, bak beynime sıçrıyor kan, bak bak!

Ben:Cidden mi!? Şaka mı bu!? Beloq mu, bu saate mi!? Aaaaaaah!

Kafamı geriye atarken bir de masaya çarpmıştım. Bu acıya da inlerken elim vurulan tarafa gitmiş ve tutmuştu. Sabah sabah sakarlığım tuttu iyi mi!? KAHRETSİN EVREN! BU KADAR MI KİN DOLUYDUN BANA!? Pozitif ol Sunoo, geçecek Sunoo, ölüp gebereceksin Sunoo, Jake hyung sana yardımcı olur Sunoo, sakin ol oğlum. Şişt, kendi kendime sakinleşiyorum ya, ben iyi değilim bence.

  Kendi halimde takılıp gitmişken Jake hyung benim isyanıma katılmıştı.

Jake:Keşke şaka olsa Sunoo, keşke şaka olsa, ama, maalesef, biz öğrencilerin kaderi bu ne yapalım.

Başımı sallayarak onu onayladım. Sesi kalın ile normal arasında bir sesti, saçı ise karmakarışıktı. Ona baktım, yeni uyanmıştı. Eh, ben de ondan farksız değildim.

Jake:Sen üstünü değiştir, ben de yüzümü yıkayayım.

Ben:Peki hyung.

Başımı sallayarak onayladım onu. Jake hyung saçını karıştırarak yatağından kalktı, uykulu bir şekilde baloxa (banyoya) yöneldi. Jake hyung'u izlemeyi bırakıp kendime baktım, kalkamam gerekiyordu, o yüzden ben de yerden kalkmaya çalıştım. Ama kalkamıyordum ki! Aaaah, nefret ediyorum sabah erken kalkmaktan!

🌑 Dark Moon 🌑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin