♾ Güvenmek ♾

27 1 1
                                    

Yeni adım atmaya ne dersin.?

♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾♾

Sunoo dan:
Heeseung Hyung ve Sooha yanımızdan ayrıldılar. Bizim buluşma odasına gelmişti. Jake Hyung kendi koltuğuna gömülmüş kapşonunu kafasına geçirip kendini bizden soyutlamıştı. Son günlerde Heeseung Hyung ile araları gelgitliydi. Heeseung Hyung bunu kafasına takmasada Jake Hyung'un canını çok fena sıkıyor gibiydi. Yanımda oturup buraların kralı gibi davranan Sunghoon Hyung'a döndüm.

Ben:Aralarında ne olduğunu biliyor musun.?

Sunghoon:Tam olarak bilmiyorum. Ama tahminimce Sooha'dan dolayı.

Ben:Onu hiçbiriniz sevmiyorsunuz. Be-

Sunghoon:Sevilecek yanı yok. Fazla utangaç. Hemen önyargı koyuyor. Ben böyle insanları sevmem, katlanamam.

Ben:Ah biliyorum. 😄 Senin bana olan yaklaşımını zor çevirdim.

Sunghoon:Dayım, kimseye güvenmemem gerektiği ayrıca goblinlerden uzak durmam gerektiğini söylemişti. Onun için yakın değildim.

Ben:Ama ben hep sevecen yaklaştım sana.

Sunghoon:Ah aslında bu bir gerekçesi. Dayımın eski sevgilisi goblindi. O zamandan beri hiçbir gobline güvenmiyordu.

Ben:Komik. 😄

Sunghoon:Ama iyi ki bunu değiştirdin. Minik bir Tilki maf olurdu.

Deyip burnumu sıktı. Elimle onu biraz uzaklaştırdım. Bunu yapmasını hem seviyor hem de sinir oluyordum. Evet, Sunghoon gibi birisinden hem nefret edip hem sevebiliyordunuz.

Ben:Konuyu dağıttın. Ben başka bir şey diyecektim.

Ben:Sooha'yı hiçbiriniz sevmiyorsunuz. Aslına bakarsan. Ben de sevmiyorum. Bu oyunu ve birilerine iyi yaklaşmayı istemiyorum. Ama bana böyle programlanmışım gibi yapmak zorunda kalıyorum.

Sunghoon:İstemiyorsan yapma demek isterdim ama kimlerin bizi bu oyuna aldığını nasıl birileri olduğunu bilmiyoruz. O yüzden. Devam etmek zorundayız.

Kafamı omzuna yasladım. Yoruluyordum. Bazen çok yoruluyordum. Ama onlara göstermiyordum. Bazı geceler uyuyamıyor ve düşünceler yüzünden ağlıyordum. Ertesi gün sabahı onlara enerjik ben ile moral veriyordum ama bazen o morale benim de ihtiyacım vardı.

Sunghoon:İyi ki varsın Sun.

Kafamı kaldırdım. Bu da nerede çıkmıştı.?

Ben:Niye böyle-

Sunghoon:Canım istedi.

Gözlerini okumuştum. İhtiyacın olan bir şeyi gizlemeye çalışma. Ben bunu biliyorum ve bunu sonuna kadar tadacaksın diyordu. Bazen bir bakış her şeyi açıklayabilirdi. Bütün sırları bile. Onun bu özelliğini seviyordum. O gözlerimizi okuyabiliyordu. Bizim neler demek istediğimizi bilebiliyordu. Bana da öğretmişti. "Söyleyemediğim şeyleri belki gözlerimden okursun." demişti. Bana bu grup baya şeyler öğretmişti. Onları seviyordum. Kafamı yeniden omzuna koydum. Dinlenememe izin vermişti. Ben bu izni kullanacaktım.

Jungwon dan:
Toplanma alanındaydık. Heeseung Hyung'u bekliyorduk. Riki antremanını bitirip geleceğini söylediği için, Heeseung Hyung'sa Sooha'nın yanında olduğu için ortalarda yoklardı. Onun dışında diğer herkes vardı. Kulaklığımı takınmış şarkı dinleyip ayaklarımı sallıyordum. Kendimi dinlediğim tek zamandı. Hep başka şeyler ile uğraşıp düşündüğüm için kendime zaman yetmiyordu. Omuzlarımda hissettiğim baskı kapalı olan gözlerimi açtırmış ve refleks olarak arkama dönmüştüm.

🌑 Dark Moon 🌑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin