✅ Görev-5 : Kimseye Güvenme / Part-2 ✅

42 10 68
                                    

Galiba biraz olsun rahatlamıştım. İyi ki arkadaşımdı.

✅✅✅✅✅✅✅✅✅✅✅✅✅✅

Sunoo dan:
En son oynadığım 2 oyun. Beni yormuş, kafamı karıştırmış ve enerjimi çalmışlardı. İlk başta her şey çok güzeldi. Her şey savaş oyunu gibi. Fakat bu oyun savaş oyununu da geçmişti. Ve ben şu an da olduğum bu karanlık bölgede dikiliyordum. Beynim boştu. Düşüncelerimi sıfırlamıştım. Duygusuz gibiydim. Kafamı kaldırdım. Etrafa baktım. Az ileride yeni bölümün kapısını gördüm. Buradan beni kurtaracak kimse yok muydu.? Adımlarım istemsizce götürdü beni. Bir şeyi fark ettim. Ben cidden korkak birisiydim. Birisi "Bağlı olmak"tan korkamaz. Ben neden korkuyordum.? Kapıyı açtım. İçeri girdim. Bileğimden gelen sesle ruhsuz gözlerle o tarafa baktım.

"Görev-5:Kimseye güvenmeyin.
Sizin beyninizin size karşı tuzağı olabileceğini unutmayın"

Yeter artık.! Beni yormalarından nefret ediyordum.! Benim de artık bir insan olduğumu hatırlasalar ya.! Artık ağlıyordum. Durdurmuyordum kendimi. Bacaklarım beni taşıyacak güçte değillerdi. Yere düştüm. Ağlamaya devam ettim. Yerdeki toprağı yumrukluyordum. Beni bu kadar üzmelerinde ki amaç neydi.? Onlara ne yapmıştım da ceza veriyorlardı.? Beni saran kollarla nefesimi tuttum. Kimdi bu.?

???:Lütfen ağlama. Sen böyle değilsin. Lütfen ağlama.

Tanıdığım sesle kafamı kaldırmaya çalıştım. Riki.? Omuzlarımın arkasındaki bedene baktım. Ağlıyordu. Ve evet, o Rikiydi. Görev umrumda değildi. Zaten dedikleri hiçbir şeyi yapmamıştım. Bunu da öyle yapmak istiyordum. Arkama döndüm. Ve ona sarıldım. Ağlamaya devam ettik. En sonunda ikimiz de sakinleşince öyle sarılmaya devam ettik.

Riki:İyi misin Hyung.?

Diyerek konuşmaya çalıştı. Bilmiyorum... Nasıl olmam gerekiyor.?

Ben:Olmaya çalışıyorum. Sen nasılsın.? Yaralandın mı.? Bir yerine bir şey oldu mu.?

Artarda sorduğum sorularla minicikte olsa gülmüştü.

Riki:İyiyim Hyung. Endişelenme. Seni öyle görünce korktum sadece.

Gülümsemiştim. Hiçbir zaman uzaylı gibi davranmazdı zaten. Hep minik kardeşimdi. Hep öyle kalacaktı.

Riki:Hadi Hyung. Gel gidelim burdan.

Ayağa kalkmış beni de kaldırmıştı. Kol kola girmiş ve yürümeye başladık. Önümüzde durmakta zorluk çeken o yüzden yere oturmuş birisi vardı. Riki cebindeki bıçağı çıkarmıştı. Bıçak kullanmayı bilmediğim için yerden taş aldım. Kafaya atmak daha hoşuma giderdi hep. Karanlıktaki beden bize döndü. Kim o.? Seçemiyordum.

???:Sunoo Hyung.? Riki.?

Sesi tanıdık gelmişti. Jungwon.? Elimdeki taşı indirmiştim. Riki ise hâlâ daha tutuyordu.

Ben:Rik. İndir onu. Jungwon o.

Riki:Ya halüsilasyonsa.?

Ben:O zaman ben de öyle olurdum Rik. İndir bıçağı.

Riki:Peki.

Deyip bıçağı yeniden cebine koydu. Jungwon'un yanına gittim. Az önce ağlayan ben değilmişim gibi ona sıcak bir gülümsemede bulundum ve elimi uzattım.

Ben:Bence bu oyun hepimizi yordu. Ha Jung.?

Gülümsemeye çalıştı. Elimi tuttuğu gibi ayağa kalktım.

Ben:Maknae line tamam. Geriye Hyung line'ı bulmak kaldı.

İkisi dediğim şey ile güldü. Bileklerimizden gelen sesle o tarafa baktık.

🌑 Dark Moon 🌑Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin